Başbakan Erdoğan'ın Kütahya Konuşması

Haziran 6, 2009

124420090519043519194Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.

”29 Mart seçimlerini diğerleri bir bitiş noktası olarak görebilir. Nitekim seçim sonrasında onların yeniden Ankara’ya kapanıp kaldıklarını görüyorsunuz. Biz ise önceki 3 seçimde olduğu gibi bu seçimi de yeni bir milat gördük, görüyoruz. Çünkü biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam edenlerdeniz. Çünkü biz her bitiş noktasında kendisine yeni hedefler belirleyip, o hedeflere doğru emin adımlarla, koşar adımlarla ilerleyenlerdeniz. Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.”

Eserlerine yeni eserler katmanın mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ”Eğer teşkilatımız içinde farklı düşünenler varsa onlar bu düşüncelerini bir kez daha check etsinler. Eğer millete hizmet etmenin dışında gayesi olanlar varsa, onlardan da rica ediyorum, bu hareket onların varlık gösterebileceği bir hareket değildir. Eğer yorulanlar varsa, eğer kalbinde, yüreğinde isteksizlik, gayret eksikliği hissedenler varsa, onlara da rica ediyorum, lütfen dinlensinler” diye konuştu.

”NİCE YILLAR AŞKLA, ŞEVKLE HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Erdoğan, milletin her bir kuruşunu gözleri gibi koruduklarını, emaneti amacı dahilinde kullanmak konusunda azami hassasiyet gösteren bir hareketin mensupları olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

”Eğer bu noktada kendisinde zafiyet hissedenler varsa onlara hiçbir müsamaha göstermediğimizi, bundan sonra da asla ve asla göstermeyeceğimizi bilsinler. Zira yolumuz uzun, yapacağımız çok iş var. Milletimize kazandırmayı hedeflediğimiz çok eser var, kat edeceğimiz uzun bir mesafe var, ülke bizden hizmet bekliyor. Ve bir daha nice yıllar bu ülkeye aşkla şevkle hizmet etmeye devam edeceğiz.”

Yeni teşvik ve istihdam paketini açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, Kütahya’nın bulunduğu bölgede kalkınma ajansının merkezi olacağını söyledi.

”YAZ BOYU BÜTÜN OKULLARIMIZ ELDEN GEÇİRİLECEK”

Erdoğan, Türkiye’nin her tarafını bir yatırım üssüne dönüştürmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

”Aynı zamanda istihdam… 120 bin işsiz vatandaşımızı çeşitli sosyal işlerde istihdam edeceğiz. 200 bin işsiz vatandaşımızı vasıflı işgücü haline getirecek. Bir yandan kurs verirken bir yandan da günde 15 lira kendilerine ödeme yapacağız. 10 bin kişiye girişimcilik eğitimi verecek, proje getirenlere 4 bin lira hibe kredi vereceğiz. 100 bin öğrencimize günlük 15 lira ödeme yaparak, 6 ay boyunca staj yapmasını sağlayacak, bu öğrencilerimizi de ekonomiye kazandıracağız. Böylece 500 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Mesela şimdi yaz boyu tüm okullarımızı elden geçireceğiz. Bakım, onarım, boya, badana, herşey. Bunları part-time, full-time fark etmez, bu yaz boyu bunları bu şekilde çalıştırmak suretiyle okullarımızın bütün bu sorunlarını inşallah gideceğiz.”

Hedeflerinin sadece küresel krizin etkilerini azaltmak olmadığına dikkati çeken Erdoğan, aynı zamanda Türkiye’yi bir yatırım merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını bildirdi. Erdoğan, ”Bu kriz mutlaka aşılacak. Mutlaka geride kalacak. Az kaldı. İşte o zaman Türkiye eskisinden çok daha büyük atılımlarla geleceğe doğru emin adımlarla yürüyecek” diye konuştu.

”BU ÜLKE KOLAY KOLAY YIKILMAZ”

Enflasyonun yüzde 5.2’ye düştüğünü hatırlatan Erdoğan, enflasyonu yüzde 30’dan devraldıklarını dikkati çekti. Enflasyonda aradaki 25 puanlık farkın vatandaşın cebinde kaldığını vurgulayan Erdoğan, ”Ama bunu hiç konuşuyorlar mı? Konuşmuyorlar” dedi.

Dürüst ve samimi şekilde düşünüldüğünde alım gücünün değiştiğini ifade eden Erdoğan, geçen yılın ilk dört ayında Türkiye’nin 100 bin otomobil ihraç ettiğini, bu yıl ise krize rağmen aynı dönemde 104 bin aracın ihraç edildiğini bildirdi.

Otomobilde gelecek 3 aylık siparişlerin yetiştirilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, ”3 ay sonraya gün vermeye başladılar. Bakınız nereden nereye geldik. Bunlar durup dururken olmuyor. Ama bu gerçekleri görmek istemeyenler var. Varsın onlar görmesin. Sadece şu enflasyondaki düşüşte bile gerçekleri görüp herkesin demesi lazım ki ‘Yahu bir yerde bazı sıkıntılar var. Evet doğrudur ama öbür taraftan da bazı güzellikler var’ Bu ülke evvelallah kolay kolay yıkılmaz bunu görmeleri lazım ama bunu görmek istemiyorlar” diye konuştu.

Erdoğan, 6 yılda gayri safi yurtiçi hasılayı 512 milyar dolar arttırdıklarına işaret ederek, 742 milyar dolarak yükseltiklerini kaydetti.

”SİZLERDEN BİR, BERABER OLMANIZI İSTİYORUM”

Partililere de seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Biz birlik ve beraberlikten hiçbir zaman kopmayacağız. Bir ve beraber olacağız. Bir olacağız, diri olacağız. Aramıza fitne fesat sokmak isteyenler olabilir. Bunlara asla prim vermeyeceğiz. Ayrılıkta zafiyet var. Ama birlikte güç var. Bunu unutmayın. Özellikle bu hareket bir fırsattır. Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir. Onlar çok değişik yöntemler kullanacak, çok farklı yollara başvuracaklardır. Bizim aramıza bu şekilde akla hayale gelmez iftiralarla saldıracaklar, sızmaya çalışacaklar, ama onlara biz fırsat vermeyeceğiz ve yeri geldiğinde bu konularda biz de müdahil olacağız. Çünkü hiçbir ana hiçbir baba yavrusunun ölümüne ne yapamaz? Göz kırpamaz. Biz buralara kolay gelmedik. Onun için de kararlı bir şekilde bu 8 yıllık sürecimizi çok daha farklı bir şekilde yarınlara taşıyacağız. Ben sizlerden bu noktada bir, beraber olmanızı istiyorum. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, sandık kurullarına kadar bu başarıyı sağlayabilirsek, önümüzde yapılacak olan milletvekili seçimlerinde Kütahya mevcut durumdan çok daha iyi bir konumda seçimi kazanır.”

Erdoğan, teşkilat içinde yorulanlar varsa onlara da dinlenmelerini tavsiye etti. Partililerden birbirlerini sevip, saymalarını isteyen Erdoğan, ”Ama hak için, halk için. sevgimizin gerekçesi bu olacak. Yoksa çıkar, menfaat, makam, bunun için değil” diye konuştu.

”Er ya da geç, ölüm bizi de bulmayacak mı?” diye soran Erdoğan, ”Bulacak, bulduğu zaman bu makamların sahipleri oraya farklı bir şekilde defnedilmeyecek ki. Hoca efendi gelecek, er kişi niyetine diyecek. Bu kadar. Burada kalkıp ne cumhurbaşkanı niyetine, ne başbakan niyetine, ne bakan, ne milletvekili, ne belediye başkanı, ne il başkanı diyecek. Er kişi niyetine diyecek. Gömecekler, gidecekler. Durum bu. Öyleyse bu kavga niye” dedi.

Erdoğan’ın konuşması sırasında salondaki bir vatandaşın vekil imamlara ilişkin talebini yüksek sesle dile getirmesi üzerine Erdoğan, ”Allah iyiliğini versin senin. Al işte, biz neyi konuşuyoruz, sen neyi konuşuyorsun” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki, bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir” dedi.

Erdoğan, Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kütahya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tüm AK Parti teşkilatının ilk günkü heyecanla, coşkuyla, azim ve devamlılıkla yoluna devam etmesinin kendilerinin şiarı olacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü

”29 Mart seçimlerini diğerleri bir bitiş noktası olarak görebilir. Nitekim seçim sonrasında onların yeniden Ankara’ya kapanıp kaldıklarını görüyorsunuz. Biz ise önceki 3 seçimde olduğu gibi bu seçimi de yeni bir milat gördük, görüyoruz. Çünkü biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam edenlerdeniz. Çünkü biz her bitiş noktasında kendisine yeni hedefler belirleyip, o hedeflere doğru emin adımlarla, koşar adımlarla ilerleyenlerdeniz. Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.”

Eserlerine yeni eserler katmanın mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ”Eğer teşkilatımız içinde farklı düşünenler varsa onlar bu düşüncelerini bir kez daha check etsinler. Eğer millete hizmet etmenin dışında gayesi olanlar varsa, onlardan da rica ediyorum, bu hareket onların varlık gösterebileceği bir hareket değildir. Eğer yorulanlar varsa, eğer kalbinde, yüreğinde isteksizlik, gayret eksikliği hissedenler varsa, onlara da rica ediyorum, lütfen dinlensinler” diye konuştu.

Erdoğan, Kütahya’da Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye taşıyacaklarını belirterek, bundan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini söyledi.

Açıkladıkları tedbir paketinin çok geniş bir kesim tarafından memnuniyet ve heyecanla karşılandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Elbette, 71.5 milyon vatandaşın her birini eşit derecede memnun etmek mümkün değil. Ama eleştirilerin de bir insafı olmalı. Belli kesimlere bakıyorsunuz atılan her olumlu adım karşısında olumsuz değerlendirmeler yapıp, sevincimize gölge düşürmenin gayretkeşliği içine giriyorlar. ‘Yok geç kalınmış, yok paket eksikmiş, yok şu il neden şurada yer almış’… Çok şükür Türkiye bu türden negatif, olumsuz moral bozucu gelişmelere artık kulak asmıyor. Krizin başladığı günden beri moral bozmaya çalışıyorlar. Karamsarlık yapmaya çalışıyorlar. Ama, çok şükür bunda başarılı olamadılar.”

Bugün güçlü, ne yaptığını bilen, disiplinden taviz vermeyen bir hükümetin iş başında olduğunu ifade eden Erdoğan, tam bir uyum içinde çalışan, koordine içinde, genç, dinamik bir ekonomi yönetiminin işbaşında olduğunu söyledi.

Erdoğan, hangi adımı, ne zaman atacakları konusundaki değerlendirmeyi gayet iyi bildiklerini de vurgulayarak, ”Vakti zamanı gelince de tedbirlerimizi kararlılıkla uyguluyoruz. Bir kez daha söylüyorum. Kimsenin endişesi, tereddütü olmasın, Türkiye emin ellerde ve geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyor” diye konuştu.

”MİLLETİN, VATANIN ALEYHİNE HİÇBİR ŞEYE İMZA ATMADIK”

”Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve onun ekibi, şunu bilesiniz ki bu ülkenin değerlerine sahip çıkmada, bunların hiçbiriyle evvelallah mukayese dahi edilmez. Bunu böyle biliniz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

”Biz milletimizin, vatanımızın aleyhine olacak hiçbir şeye bugüne kadar imza atmadık ve atmayız. Herşeyde bu milletin, bu vatanın faydasını düşünürüz. Çünkü biz bu milletin yüreğinden geldik. Bu partiyi millet kurdu, millet. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin değil.  Bütün bunlar yapılırken biz ne dedik, dikkat edin, ‘AK Parti kaybederse kaybetsin, yeter ki milletimiz kazansın, yeter ki Türkiye kazansın’ dedik. Türkiye’nin her meselesini çözme yolunda tam bir kararlılık, tam bir cesaret içindeyiz. Aşkla, sevdayla, coşkuyla, heyecanla, cesaretle meselelerin üzerine gittik. Bundan sonra da gitmeye devam edeceğiz.

Biz diyoruz ki, 3.5 sene iktidarda kalanlar, geçmişte bölük börkçük iktidarda kalan muhalefet, söyleyin, ‘biz şunu yaptık’ deyin, yaptığınızı söyleyin. Ne yaptınız? ‘Kütahya’ya şunu yaptık, şunu getirdik’ deyin. Ama, biz buna rağmen hırçınlaşmadan, hırçın bir siyasetin tarafı olmadan yolumuza hizmetle devam edeceğiz, hizmet siyasetine devam edeceğiz. Gerginliklere prim vermeyeceğiz, gerginlik üreten bir siyaset tarzının içinde olmayacağız. Biz ayrıştırıcı olmayacak, ayrıştırıcı siyasete prim vermeyeceğiz. Benim bütün teşkilatımdan arzum, ricam budur.”

Erdoğan, parti teşkilatına da seslenerek, muhalefetin gerginlik siyasetine prim vermemelerini istedi. Erdoğan, ”Sağduyudan, soğukkanlılıktan, birleştirici, uzlaştırıcı siyasetten lütfen ayrılmayın. Biz milletimiz için siyaset yapıyoruz. Hesabımızı vereceğimiz yegane merci millettir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin İsrail konusunda doğruları anlatmadığını öne sürerek, ”İsrail ile ilgili konuşmaya geldiğinde, kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu, bu ülkedeki iktidarı, dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, batı da çok iyi bilir” dedi.

Erdoğan, Kütahya’da Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, millete hizmette asla yorgunluk, dargınlık, küskünlük olamayacağını söyledi.

Erdoğan, yola çıkarken, bu yolun uzun, zorlu, meşakkatli, engellerle dolu olduğunu bildiklerini belirterek, şunları kaydetti:

”Önümüze engeller çıkarılacağını çok iyi biliyorduk. Ama biz dedik ki bu uzun soluklu yolda aldatan da olmayacağız, aldatılan da olmayacağız. Yolumuza çıkan tüm engelleri aştık. Milletimize verdiğimiz söze muhalefet etmedik, milletin bize yüklediği emanete halel getirmedik. Doğruluktan, dürüstlükten, samimiyetten ayrılmadık. Siyasetin kirli koridorlarında kendimizi kaybetmedik, tam tersine siyaseti temize çektik, aydınlığa taşıdık. Bizim dışımızdaki partiler belli illere sıkışıp kaldılar. Etnik siyaset yaparak, etnik kökenlere dayalı kimlik siyaseti yaparak, istismar siyaseti yaparak korku ve vehimler üreterek ancak belirli bölgelerde, sınırlı bir varlık gösterebildiler. AK Parti, Türkiye’nin tamamında siyaset yaptı, hizmet taşıdı. 780 bin kilometrelik vatan toprağında aynı dille konuştu.”

”DEMOKRASİYE SIMSIKI SARILDIK”

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidarı devraldıklarından itibaren AK Parti’yi yıpratmak, yolundan çevirmek, milletin teveccühünden uzaklaştırmak için çok çeşitli formüllerin uygulanmaya başlandığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Bizi hizmetten alıkoymaya çalıştılar. TBMM’nin çalışmasını yavaşlatmaya, yasaları çıkarmamızı engellemeye çalıştılar. Hukuk dışı uygulamalarla bizi siyaset sahasının dışına çekmeye çalıştılar. Bununla da kalmadılar. Bugün görüyoruz ki hukuk dışı örgütlenmelerle çetelerle mafyayla kaos oluşturacak eylemlerle provokatif saldırılarla bizi yıpratmanın mücadelesini verdiler. Çok şükür hiçbirinde başarılı olamadılar. Demokrasiye, hukuka, milli iradeye sımsıkı sarıldık. Milletin emanetine, milletten aldığımız icazete sımsıkı sarıldık ve bugünlere ulaştık. Şimdi başka bir planın içindeler, şimdi başka bir projeyi uygulamaya koydular. Ne dediler, ‘İktidardaki parti yıpranır’, umutla bekliyorlardı ama baktılar ki AK Parti yıpranmıyor. Tam tersine millet nezdinde, nazarında çok güçlü bir şekilde, kararlılıkla yolunda ilerliyor. ‘Öyle ise biz yıpratalım’ dediler. Neler yaptıklarını biliyorsunuz. Nasıl iftira attıklarını görüyorsunuz. Nasıl çamur siyaseti yaptıklarını görüyorsunuz. Akla hayale gelmedik yalanlarla nasıl üzerimize geldiklerini görüyorsunuz. TBMM’yi nasıl kilitlemeye çalıştıklarını, nasıl engeller çıkardıklarını, Meclis kürsüsünü bile işgal edecek kadar nasıl hırçınlaştıklarını görüyorsunuz.”

”GERİLİM SİYASETİNDEN NEMALANMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Başbakan Erdoğan, muhalefetin Türkiye’nin yararına olacak her meselede bugüne kadar bunu yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

”Arkadaşlarımızın üzerine saldırmaya varıncaya kadar, biz arkadaşlarımıza hep sükunet, sabır tavsiye ettik. Onlar bunu yapacaklar, sizi böyle bir yöntemle kendi minderlerine çekmek isteyecekler. Aman ha dedik. Çünkü onlar gerilim siyasetinden nemalanmaya çalışıyorlar. Yandaş medyalarıyla bunu yapmaya çalışıyorlar. İşte ortaya çıkan gerçekler malum. Türkiye’nin her meselesinin çözümünde, ellerini taşın altına koymak yerine, inisiyatif almak yerine, dayanışma içinde olmak yerine her çözümün önünde durdular. ‘Yeter ki AK Parti kazanmasın, AK Parti başarısız olsun, yeter ki başarılar AK Parti’nin hanesine yazılmasın, yeter ki AK Parti kazanmasın, Türkiye’ye ne olursa olsun’ dediler. Son mayın temizleme ile ilgili çalışmalar yaklaşık 1 ay sürdü ve sonunda yandaş medya ne dedi. Birisi bakıyorsun, ’70 küsur milletvekili’, öbürü ’80-90 milletvekili’, ‘genel başkana, başbakana rağmen gelmediler…’ Çok ayıp, çok çirkin. Milletvekillerinin kimi yurt dışındaki hizmetlerine devam eder, kimi şurada, kimi burada olur. Gelmemiş olabilir. ‘Ama başbakana rağmen gelmediler’. Peki, başbakana rağmen o milletvekilleri gelmedi de 3 tane muhalefet, hatta diğerlerini de sayarsak 4 tane. Tüm muhalefet partilerinin hepsinin aldığı oy 90. Ne oldu diğerleri? Onlar nereye gitti? Bu işi engellemeye çalışanlar onlar, onlar nerede? Bunları niye yazmıyorsun? Yazamaz. Çünkü onu yazdıkları zaman kendi açıkları ortaya çıkacak.”

”İSRAİL NERESİNDE…”

Başbakan Erdoğan, geçmişte muhalefetin bir bakan hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde konuşacak milletvekili bulamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

”Bunlar böyle muhalefet, bunlar böyle partidir. Çık konuş kardeşim, tezini savun. Madem gensoru verdin. Çünkü, alıştık bu işe de artık, boyacı küpü gibi. Boyacı küpüne sokup sokup çıkarıyorlar. Hiçbir netice yok, yaptıkları iş bu. Gelin de şu ülkede hizmet üretin, hizmet… Engel koymayın, gelin de ‘nasıl yardımcı oluruz’ deyin. Ama bunların böyle bir derdi yok. Kanunda olmayan şeyleri konuştular. Tutturdular bir İsrail gidiyorlar. En sonunda dedik, İsrail ile ilgili konuşmaya geldiğinde, kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu, bu ülkedeki iktidarı, dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, batı da çok iyi bilir. Siz kendinize bakın önce. Çıkmış bir tanesi konuşuyor. Bizden önceki MHP, DSP, ANAP üçlü döneminde İsrail ile yapılmış bir çok anlaşmalar vardır. Hiçbir anlaşma yapmamış gibi doğru olmayan sözlerle kalkıp halkı aldatmayın. Dürüst olun, dürüst… Bunların gizlilik kaydı olmasa bunlar rahat açıklanır. Ama bunların gizlilik kaydı var. Onlar gizlilik kaydına rağmen gelip açıklarlar ama biz açıklamayız. Biz hukuka saygılıyız. Bizim her şeyimiz açık. Yaptıysak ‘yaptık’ deriz. Ama bu konuyla ilgili neye dayalı sen kalkıp bunu söylüyorsun. Nerede İsrail yazıyor. Sizin yabancı sermayeye karşı olduğunuzu çok iyi biliyoruz CHP’nin de, MHP’nin de… Ama biz yabancı sermayeye karşı değiliz. Küresel sermaye gelip benim ülkeme girmelidir. Hele hele dünyada küresel finans krizinin olduğu bir dönemde gelecek burada yatırım yapacak, burada benim vatandaşıma iş imkanı verecek, ben buna niye ‘hayır’ diyeyim. Şimdi Kütahya’da da çok büyük bir yatırım niyeti içerisinde olan bir küresel sermaye var. Şimdi biz buna ‘hayır’ mı diyelim.”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki, bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir” dedi.

Erdoğan, Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kütahya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tüm AK Parti teşkilatının ilk günkü heyecanla, coşkuyla, azim ve devamlılıkla yoluna devam etmesinin kendilerinin şiarı olacağını söyledi.


Kurtlar Vadisi'nin Yeni Filmi Gladio – Video

Haziran 5, 2009

kvgladiovideoplayPana Film, Kurtlar Vadisi Irak’tan sonra yeni bir filmi daha sinema izleyicisiyle buluşturuyor. Filmin çekimleri bitmek üzere…

Pana Film’den alınan haberlere göre Kurtlar Vadisi Gladio sinema çekimlerine çoktan başlandı ve çok yakın bir zamanda vizyonda olacak. Filmin içeriği Türkiye’nin yakın tarihine etki eden olaylar olacak.

Özal Suikastı, Cem Erseverin neden öldürüldüğü ile ilgili detayları verecek. Sinemada 2. filmini çekecek olan Pana Film bu filmindede büyük tepkiler uyandırmayı hedefliyor ve bu hedefinede ulaşacak gibi.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin 61 bölümlerinde Polat ve adamları gladyo hakkında önemli bilgiler almıştı. İskender Büyük bile gladyo tarafından kullanıldığnı yeni öğrendi.

Peki gladyo ne demek?

Wikipedia’dan alınan bilgilere göre gladio II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa’da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya’da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen Kontr-gerilla (stay-behind) operasyonunun kod adı. Gladyo, özel olarak NATO cephe gerisi direniş organizasyonun İtalyan kolunu belirtse de bazen “Gladyo operasyonu” NATO’nun bütün cephe gerisi (stay-behind) operasyonlarının gayri resmi adı olarak kullanılır ve bazen “Süper NATO” adıyla da anılır.

Gayri nizami kuvvetlere karşı koyma operasyonları cephe elkitapçığı gerilla kuvvetlerin önerilen komuta yapısı. Sözkonusu ülke Türkiyedir.

Latince’de kılıç anlamına gelen Gladio sözcüğünü isim olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan Stay Behind tarafından 1952 yılında kuruldu. CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen örgüt, 1956 yılında ABD ile işbirliği içinde, casusluk ve gerilla savaşı yapmak üzere örgütlendi. Sardunya’da örgütün ilk eğitim kampı kuruldu ve Kuzey İtalya’da 139 yerde silah ve mühimmat depoları oluşturuldu. Resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi idi.

[flv width=”600″ height=”480″]http://video1.yazete.com/kvgladio.flv[/flv]

1956 sonrasında ikisi kadın 622 kişi ABD ve İngiliz gizli servisleri tarafından eğitildi. 1990 yılında Gladio’yu ortaya çıkaran soruşturmalar esnasında bu 622 kişinin grup liderleri oldukları, her bir grup liderinin belli sayıda kişiyi idare ettiği, böylece toplam sayının 15.000′e yaklaştığı ortaya çıktı.

İtalya’da 1969-80 arasında 4.298 terör olayı meydana gelmiştir. Yapılan soruşturmalar sonucu, bunların önemli bir bölümünden Gladio sorumlu gösterilmiştir. Bazı eylemleri bizzat yapmakla, bazısında patlayıcı ve silah sağlamakla, bazısında da tahrik ve yönlendirme yapmakla suçlanmıştır.

Avrupa Parlamentosu bile sorunla ilgili karar tasarısında şu sözlere yer vermek durumunda kalmıştır: “Avrupa Topluluğu’na üye pek çok ülkede gizli, paralel istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerinin 40 yıldır var olduğu Avrupa hükümetleri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Kırk yıldır bu örgütlerin demokratik kontrolden kurtulduğu ve NATO ile işbirliği halinde ABD gizli servislerince yönetildiği anlaşılmıştır.”

Örgütün İtalya’daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yunanistan’da B-8 ya da SheepSkin (Koyun Postu), Belçika’da SDRA-8, Hollanda’da NATO Command, Batı Almanya’da Gehlen Harekatı, Stay Behind ya da Sword, Avusturya’da Schwert, Fransa’da Rüzgar Gülü, İspanya’da Anti-Terör Kurtarma Grubu (GAL), İngiltere’de ise Secret British Network olarak bilindiği bu ülkelerin yetkililerince açıklandı.

Gladyo ile en güçlü savaşı veren ülke İtalya oldu. İtalya, dünya tarihine gladyoyu ilk çözen ve çökerten ülke olarak geçti.


1. Bahar Pikniği

Haziran 4, 2009

Simav Eğitim Bir-Sen Temsilciliği tarafından ilk kez düzenlenen “1. Bahar Pikniği “ eğitim camiasını bir araya getirdi.

İlçeye bağlı Hüsüm Köyü yakınlarında bulunan Ece Sultan Mesire Alanında düzenlenen pikniğe Kaymakam Rıza Dalan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kemal Sevgi, Kütahya’nın Pazarlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Şirikçi, Çitgöl beldesinin AK Partili Belediye Başkanı Recep Yalçın, Kütahya İl Genel Meclisinin Simavlı üyeleri Ali Osman Ergün, Hüseyin Kalaycık, Kahraman Aktay, Mehmet Karaca ile çok sayıda öğretmen ve idareci katıldı. Eğitim Bir-Sen Simav Temsilcisi Tevfik Karabacak, eğitimcileri bir araya getirmek ve kaynaşmalarını sağlamak amacıyla ilk kez bu yıl düzenledikleri pikniği gelecek yıllarda gelenekselleştirmek istediklerini ifade ederek, katılan herkese teşekkür etti. Karabacak Simav’da görev yapan eğitimciler olarak amaçlarının öğrencileri en iyi bir şekilde yetiştirmek olduğunu kaydetti. Karabacak şunları söyledi: “Üyelerimizin yardımlaşması, dayanışması ve birbirlerini daha yakından tanımalarına imkân sağlayabilmek için bu böyle bir etkinlik düzenledik. Gelecek yıllarda bu etkinliğimizi gelenekselleştirmek istiyoruz. Simav merkez başta olmak üzere en ücra köylerinden gelen öğretmen arkadaşlarımız piknikte kaynaştılar. Yılsonu stresini attılar”

Pikniğe Ankara’dan gelerek katılan Eğitim Bir-Sen Basın Sözcüsü Hıdır Yıldırım, yapılan etkinliğin önemine değindi. Eğitim Bir-Sen Kütahya Temsilcisi Kamil Uçan, öğretmenlerin sendikal haklarını en iyi bir şekilde elde edebilmeleri için mücadele verdiklerini bildirdi. Konuşmaların ardından davetlilere yer sofrasında çorba, et, pilav ve helvadan oluşan mönü ikram edildi. Yemeğin ardından kendilerini yeşil çimlerin üzerine atan eğitimciler müzik eşliğinde pikniğin tadını çıkardı.


Öğretmenlere Özel Eğitim

Haziran 4, 2009

Hisarcık ilçesindeki ilk ve orta dereceli okullarda görev yapan idareci ile öğretmenlere yönelik özel eğitim seminerleri başladı.

Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Hisarcık Meslek Yüksek Okulunda özel eğitime muhtaç çocukların eğitimi konusunda 58 sınıf ve branş öğretmenine verilen seminerde, ilköğretim okullarında özel gereksinimlerinden dolayı kaynaştırma eğitimi alan çocuklar için özel eğitim yöntemleri, özel eğitim teknikleri, kavram ve beceri öğretimi, davranış eğitimi alanlarında sunumlar yapılıyor.

Tavşanlı Rehberlik ve Araştırma Merkezinde görevli psikolojik danışman Beytullah Demir, seminerde, söz konusu programla sınıflarda bulunan engelli ilköğretim öğrencilerine nasıl eğitim verileceği konusunda eğitimcileri bilgilendirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Engelli bireylerin topluma kazandırılmasındaki duyarlılığı artırmak, özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin gelişim özelliklerini ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak özel eğitim yöntemlerinin neler olduğunu ve nasıl uygulanacağı konusunda bilinç oluşturmayı hedeflediklerini belirten Demir, programın haftada 5 gün olmak üzere toplam 30 saat süreceğini kaydetti.


Almanya'daki Simavlılar Dikkat!!!

Haziran 2, 2009

Almanya’da oturan gurbetçi Simavlıların okuması gerken bir haber:

Avrupa’daki PKK bağlantılı şirketlerin, Almanya merkezli Kürt İşverenler Birliği’nce terör örgütü PKK’ya yılda 1 milyar Avro aktardığı belirtiliyor. MİT raporuna giren şirketler:

Terör örgütü PKK’nın silah ve cephanelerinin Almanya’da faaliyet gösteren Uluslararası Kürt İşadamları ve İşverenler Birliği (KARSAZ) üyesi şirketlerin sağladığı gelirle satın alındığı öne sürüldü.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), terör örgütü PKK’nın Avrupa’daki para trafiğini aylar süren çalışma sonucu deşifre etti. MİT’in hazırladığı raporlardaki bilgilerden yola çıkan SABAH muhabiri, Avrupa’da on gün boyunca PKK’nın, uyuşturucu geliri başta olmak üzere bütün finans kaynaklarının idare edildiği şirketlerin izini sürdü.

Sabah muhabiri, Almanya’nın Frankfurt ve Isenburg, Hollanda’nın Rotterdam kentleri ile Belçika’nın başkenti Brüksel ve Fransa’nın başkenti Paris’te şirketlerin adreslerini bulup görüntüledi. Araştırmamıza göre, PKK’nın Avrupa faaliyetlerinin odağında Almanya yer alıyor. Merkezi Frankfurt’ta bulunan KAR-SAZ’a üye Almanya’daki şirketler, örgütün uyuşturucu parasının aklanmasında ve Kandil başta olmak üzere Kuzey Irak’taki PKK kamplarına gönderilmek üzere silah ve mühimmat temin edilmesinde önemli rol oynuyor.

Almanya’daki şirketler KAR-SAZ’ın toplam cirosunun yüzde 70’ini kontrol ediyor. KAR-SAZ’ın kâğıt üzerindeki resmi adresi ise Kaiserstrabe 60 Frankfurt. Ancak bu adreste sadece Çinli firmaların bulunduğu bir han var. KAR-SAZ’ın izine Almanya’dan sonra Belçika’da da rastlanıyor. KAR-SAZ, Brüksel’deki KON-KURD adlı Kürt dernekleri federasyonuna bağlı. İstihbarat raporlarına göre KON-KURD’u, perde arkasında PKK’nın Canan Kurtyılmaz’dan sonraki yeni Avrupa sorumlusu Sabri Ok yönetiyor.

BİN ÜYESİ VAR

PKK’nın finans kaynağı KAR-SAZ’a üye bin şirket bulunuyor. İstihbarat raporlarında bu şirketlerden 279’unun adı geçiyor. Buna göre 279 şirketten 147’si Almanya’da bulunuyor. Avrupa’da da Fransa’da 49, İsviçre’de 14, Hollanda’da 13, İngiltere’de 12, Avusturya’da 10, İsveç’te 8, Yunanistan’da 2, Danimarka, Belçika ve Romanya’da ise birer şirket var. Türkiye’de de biri İzmir, diğeri Diyarbakır’da olmak üzere iki KAR-SAZ üyesi bulunuyor. Bunlardan birinin Satranç Anonim Şirketi olduğu öne sürüldü. Raporlara göre, Diyarbakır’daki bir işadamı derneği de KAR-SAZ üyeleri arasında yer alıyor. KAR-SAZ üyesi şirketlerin çoğu gıda, inşaat ve tekstil şirketi. Türkiye, Hollanda ve Fransa makamlarının PKK’nın mali kaynaklarıyla ilgili raporları, KAR-SAZ’ın yılda 1 milyar Euro kara para akladığını ve bu parayı terör örgütüne gönderdiğini ortaya koyuyor. SABAH’ın ulaştığı belgelere göre, PKK, uyuşturucu gelirini bir Alman bankası aracılığıyla Ermenistan ve Güney Kıbrıs’taki bazı bankalara gönderiyor. PKK’ya ait şirket ve kişilere ait bu hesaplardaki parayla da terör kamplarına gönderilecek silah ve mühimmat satın alınıyor. PKK’nın kasası KAR-SAZ’ın faaliyetleri, Hollanda istihbarat teşkilatı AIVD’nin hazırladığı raporda, şu ifadelerle yer alıyor: “Çalışmalarımız sonucunda Mustafa Yıldırım ve Hacı Karakoyun’un PKK’nın finansörü olduğu anlaşılmıştır. Yıldırım, şirketleri aracılığıyla PKK’nın topladığı parayı ticaret adı altında Kuzey Irak’a aktarmaktadır. Bir muhbirimize göre Hollanda’da PKK’nın uyuşturucu alanında ve siyasi alandaki büyük gruplardan birinin başında Metin Cansız yer alıyor.” PKK’nın uyuşturucu trafiğini yöneten isimlerden birinin halen cezaevinde olan Hakkâri Yüksekovalı Hikmet Serdar olduğu öne sürülüyor.

kullanŞİRKETLER PARAVAN

MİT raporlarına göre, KAR-SAZ’ın Fransa’daki adresi ise “16 Rue Petites Ecuries 75010.” KAR-SAZ’ın bir dönem Paris temsilciliğini yapan Diyarbakır Liceli M. Zülküf Ekin adına Paris Ticaret Odası’na 425 118 999 sicil numarası ile kayıtlı 32 bin 927 Euro sermayeli AZED Constuction adlı bir müteahhitlik firması bulunuyor. Aynı adreste 2001 yılında 120 bin euro sermayeye sahip Paris Ticaret Odası’na 435 194 832 numara ile kayıtlı olan Enterprise MEDEN ve ZEDAR Prestation adlı şirketler yer alıyor. Ancak raporlarda bu üç şirketin PKK’nın uyuşturucu parasını aklayıp KAR-SAZ’a aktarmak için faaliyet gösteren tabela firması olduğu ileri sürülüyor.

PKK finansörü şirketlerin listesi

Terör örgütü PKK’ya finans sağlayan şirketler listesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesindeki holdingler, inşaat firmaları, tekstilciler, toptan gıda marketlerinin ismi bulunuyor

SABAH, terör örgütü PKK’nın Avrupa’daki finans kaynağı Uluslararası Kürt İşadamları ve İşverenler Birliği’ne (KAR-SAZ) üye olan ve destek veren şirketlerin listesinin bulunduğu istihbarat raporuna ulaştı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) PKK’nın Avrupa’daki yapılanmasıyla ilgili bir raporuna ekli listede, Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesindeki holdingler, inşaat firmaları, tekstilciler, dönerciler, pizzacılar ve toptan gıda marketlerinin ismi bulunuyor. MİT’in raporundaki bilgilerden yola çıkarak PKK’ya finans sağlayan KAR-SAZ’ın izini Almanya’dan sonra Belçika’da da süren SABAH muhabiri, bu sözde ekonomi birliğinin bağlı olduğu Brüksel’deki KON-KURD (Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu) merkezini de görüntüledi. Rue Jean Stas 41, 1060 adresindeki KON-KURD binası silahlı kişiler tarafından korunuyor. PKK’nın üst düzey ismi Sabri Ok’un da Brüksel’de ikamet ettiği ve KONKURD’a gidip geldiğini MİT tespit etti. Sabri Ok, KON-KURD’un perde arkasındaki Avrupa sorumlusu. Öcalan’ın en yakınında ve PKK’nın ilk silahlı eylemlerinde rol alan Sabri Ok’un ismi son olarak polisin 15 ilde gerçekleştirdiği Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) TürkiyeMeclisi adındaki yapılanmasına yönelik operasyonda gündeme gelmişti. İddianamede, Ok’un KCK’nin Avrupa Koordinasyonunun başına getirildiği belirtiliyor.

MASAK’IN HEDEFİNDE

Önceleri Avrupa ülkelerinde KOBİ’ler gibi (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) örgütlenen KAR-SAZ’ın şirketleri zamanla büyüyüp holdingleşti. KAR-SAZ, Avrupa’daki yandaşlarının uyuşturucu parasını aklarken, parayı mali suçları araştırma kuruluşlarının dikkatini çekmesin diye farklı kişilerin hesaplarına aktarıyor. Bu para PKK ile paylaşılıyor. MİT, Avrupa’daki terör finansörü şirketlerin listesini Mali Suçlar Araştırma Kurulu’daki (MASAK) “Terörün Finansmanı ve Değerlendirme Grubu”na verdi. MASAK, Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya, Yunanistan, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerdeki KAR-SAZ şirketlerini mercek altına aldı. MASAK, ülkelerle anlaşma yaparak terörle ilgili bilgilerin doğrudan Türkiye’ye verilmesini istiyor.

İşte terör holdinginin bazı şirketleri
Anatou Schneiderel-Almanya
Avaşin Holding-Almanya
Medye TV, Korkmaz Garten Landschaftsbau-Almanya
Kurd Com-Almanya
Mala Kurda-Almanya
Mezopotamya-Almanya
Roj Two Polat Fleisch Gmbh-Almanya
Roj Online-Almanya
Zozaan Amed-Almanya
Yıldırım Musa Kurierdients-Almanya
Azet Constuction-Fransa
Charlet Du Nord-Hacı Karakoyun-Fransa
Amed Plc-İngiltere
Kürt Esnaf ve İşadamları Birliği- İsviçre
Orient Platform Sarl-İsviçre
Erbil B.V.-Hollanda
Kandill Imbis Morgil Gmbh-Avusturya
Karmenio-Yunanistan
Fazilet-Belçika
Geleri Exp.-Romanya

DESTEK VERİYORLAR
PKK’lı Hacı Karakoyun’un Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan kafeteryası (üstte). Avrupa’da bir çok pizzacı, dönerci ve market parasal açıdan terör örgütü PKK’ya destek veriyor.

Etiketler: terör pkk finans kaynakları almanya

Sabah


Kütahya'daki Sahte Plakalı Araç Kaza Yaptı

Haziran 1, 2009

Kütahya’da, aşırı süratli olduğu belirtilen sahte plakalı otomobilin otobüse çarpması sonucu 2 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre kaza, dün gece saat 00.40 sıralarında Meydan Mahallesi Kobak Kavşağı’nda meydana geldi. Hasan K. (29) idaresindeki 43 VA 773 plakalı otomobil, karşı istikametten gelerek sola dönmek isteyen Mustafa Koçak idaresindeki 43 H 0212 plakalı özel halk otobüsüne çarptı. Aşırı süratli olduğu belirtilen Hasan K.’nin frene basmasına rağmen 47 metre kayarak otobüse çarptığı belirtildi.

Otomobilde bulunan Hasan K. ağır, yanında oturan Burcu K. 25) hafif yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Polisin yaptığı incelemede, otomobilin plakasının bir traktöre ait olduğu, asıl plakanın 43 VD 773 olduğu bildirildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.


Türklerin Kullandığı Alfabeler

Mayıs 28, 2009

TÜRKLERİN KULLANDIĞI ALFABELER

Göktürk

Uygur

Arap

Latin

Kiril

Kullanıldığı dönem

VII-IX. yüzyıllar

VIII-XVIII. yüzyılar

XI-XX. yüzyıllar

XX. yüzyıl başlarından itibaren

XX. yüzyıl başlarından itibaren

Harf sayısı

38 harf:  4’ü sesli, 26’sı sessiz, 8’i ise bitişken 

18 harf: 4’ü sesli 14’ü sessiz

29 harf: 3’i sesli 27’si sessiz

29 harf: 8’i sesli 21’i sessiz

40 harf: Her ülkede farklı harfler ve sayıları da değişik 

Yazıldığı yön

Sağdan sola veya yukarıdan aşağıya doğru

Sağdan sola veya

yukarıdan aşağıya

doğru

Sağdan sola

Soldan sağa

Soldan sağa

Harflerin özellikleri

Harfler ayrı yazılıyor; kelimeler arasında “:” var

Harfler başta, ortada ve sonda farklı biçimde yazılıyor; harfler bazen bitişik.

Harfler başta, ortada ve sonda farklı biçimde yazılıyor; harflerin ayrı ve bitişik yazılmasının kuralları var.

Harfler ayrı veya el yazısında bitişik yazılabiliyor. Büyük ve küçük harfler diye farklı şekiller var.

Harfler ayrı, Latin alfabesine benzer yönleri fazla

Örnek metin

TÜRK

TYbPK

1- GÖKTÜRK ALFABESİ

Türkçe’nin yazıldığı il alfabe, bugünkü bilgilere göre Batı’da “runik” diye tanınan Göktürk alfabesidir. Bu alfabenin eski Türk damgalarından doğduğu, dolayısıyla Türkler tarafından icat edildiği kabul edilmektedir. Türkler arasında VII-IX. yüzyılla arasında yaygın olarak kullanılmıştır. Bu yazıya Batı’da runik denmesinin sebebi harflerinin eski İskandinav yazıtlarında kullanılmış ve runik alfabe diye adlandırılan yazınız harflerine benzemesidir. Bu alfabe Danimarkalı William Thomsen tarafından çözülmüştür. Göktürk alfabesiyle yazılan 732 yılında yazılan Kültigin abidesi Türk edebiyatının yazılı ilk eseri sayılmaktadır.

38 harften oluşan alfabenin 4’ü sesli, 26’sı sessiz, 8’i ise bitişken harftir. İçinde yuvarlak ünlü (o, ö, u, ü) bulunan sözleri doğru okuyabilmek için o sözleri önceden bilmek ve kestirmek gerekir. Sağdan sola ve yukarıdan aşağıya doğru yazılır. Harfler birbiriyle bitişmez; taş ve eşya üzerine kazınmaya elverişlidir.

2- UYGUR ALFABESİ

Türkler’in Göktürk alfabesinden sonra ve Arap alfabesinden önce kullanmış oldukları yazı sistemleri içinde en önemli alfabedir. VIII. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar Doğu Türkistan’dan İstanbul’a kadar geniş bir alanda kullanılmıştır. Bu alfabe Ârâmî kökenli Soğd alfabesinden çıkmıştır. Genellikle Uygur yazısı olarak bilinen bu yazınız diğer Türkler’ce de kullanılmış olması mümkündür. Uygur alfabesi Türkçe^nin yazımı için elverişli olmadığı halde 1000 yıl gibi uzun bir süre kullanılmıştır. Uygur alfabesiyle yazılmış eserlerin çoğunu Budizm, Maniheizm ve Hristiyanlık’a ait metinler meydana getirir. Bu alfabe Türkler İslâmiyet’i kabul ettikten sonra da kullanılmıştır. Kutadgu Bilig denilen eserin üç nüshasından biri Uygur harfleriyle yazılmıştır.

18 harften oluşan alfabenin 4’ü sesli 14’ü sessiz harftir. Arap alfabesinde olduğu gibi harfler başta, ortada ve sonda farklı biçimde yazılmaktadır.

3- ARAP ALFABESİ

Tarih boyunca Türk diline uygulanan yazılar arasında en uzun sürelisi, aynı zamanda en yaygın olanı ve muhtemelen Türkler’in İslâm’a girmeye başladıkları IX. yüzyıldan itibaren kullanılmıştır. Hâlâ bu alfabeyi kullanan Türk halkları vardır. Türkçe’yi Arap harfleriyle ilk defa yazanlar Karahanlılar olmuştur. Mevcut bilgilere göre bu alfabeyle  yazılan ilk metin Divanü Lûgati’t-Türk adlı eserdeki yazılardır.

4- LATİN ALFABESİ

1928’de Atatürk’ün yaptığı harf inkılâbıyla Türkiye Türkçesi’nin yazımında kullanılan en son alfabe Latin alfabesidir. Bu alfabe bugün Türkiye’den başka Kıbrıs ve Yugoslavya’daki Türkler’ce de kullanılmaktadır.

29 harften oluşan bu alfabenin 21’i sessiz, 8’i sesli harftir. Soldan sağa doğru yazılır. Harfler birbiriyle bitiştirilerek de bitiştirilmeyerek de yazılabilir. Bu alfabede yer alan harfler asıl Latin alfabesinden farklıdır. Asıl Latin alfabesindeki “q/Q”, “x/X” ve “w/W” harfleri yoktur. Buna karşılık ı, ö, ü, ğ, ç ve ş harfleri vardır.

5- KİRİL (SLAV) ALFABESİ

Osmanlıca ve Türkiye dışındaki Türk dil ve lehçelerinin yazımında Arap alfabesinden sonra en geniş ölçüde kullanılan alfabedir. XVIII. yüzyıl başlarında Hristiyanlık’ı yaymak için Çuvaşlar’a giden Ruslar bu dili kendi harfleriyle (Kiril) yazdılar. Eski Sovyetler Birliği idaresindeki Türkler’ce 1937-1940  yılları arasında Stalin rejimi tarafından bu alfabe kabul ettirilmiş ve her Türk boyu için farklı alfabeler yapılmıştır. Bunun sonucunda Türkler arasında 20 ayrı Kiril alfabesi kullanılmıştır. Bugün de bu alfabeyi kullanmaya devam etmektedirler. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra alfabe değiştirme eğilimleri kuvvetlenmiştir. Ayrıca Türk Cumhuriyetleri arasında kültür alışverişini daha sağlıklı yapmak için ortak alfabe çalışmaları devam etmektedir.


Simav Devlet Hastanesinin Tarihi

Mayıs 26, 2009

Simav Devlet Hastanesi ilk kuruluşu şimdiki Sağlık Meslek lisesinin bulunduğu binada Hükümet Tabipliği adı altında 1950-1955 yılları arasında 50 yataklı göğüs Hastanesi olarak faaliyete geçmiş,Hastanenin şimdiki bulunduğu binalar 1953 yılında kurulan hastane yaptır -ma ve yaşatma derneği önderliğinde Simav halkının yardımlarıyla 1.Bina olarak 1953-1957 yılları arasında 50 yataklı Dispanser Hastanesi olarak inşaatı yapılarak faaliyete geçmiş. 2.Ek Bina ;1967 yılları arasında ek bina yaptırılarak 50 yataklı göğüs hastanesinin yatakları taşı- narak 100 yataklı devlet hastanesine Simav halkının hizmetine sunulmuştur.3.Ek Bina;1986 yılında inşaatına başlatılarak 1992 yılında Sağlık Bakanlığına teslim edilmiştir.Daha sonra Sağlık bakanlığından gelen ödenekler ile hastanenin iç ve dış donanımı, Çevre düzenlemesi 1995 yılında tamamlanarak 1996 yılında hizmete sunulmuştur.1.inci ve 2.inci Ek binalar 1997 yılında genel tadilat ve onarım yaptırılarak.4.Ek Bina;2001 yılında Hemodiyaliz Merkezi olarak Simav halkına en iyi bir şekilde hizmet sunmaktadır.

1.Binanın zemin katında Teknisyen odası,Terzihane,Santral,Şoförler odası,Jeneratör odası bulunmaktadır.1.Katında Kadın Doğum servisi ,Eczane,2.Katın 2 Dahiliye servisi,Göz servisi bulunmaktadır.

2.Binanın zemin katında İntaniye Poliklinik,KBB Poliklinik,Ortopedi ve Travmatoloji Poliklinik,Göz Hastalıkları Poliklinik,Diş Hastalıkları Poliklinik,Bakteriyolojik Laboratuar, Eczane deposu,Çocuk hastalıkları servisi bulunmaktadır.1.Katında 1ve 2 Hariciye servisi,Orta
peti ve travmatoloji servisi,2.Katında 1 ve 2 Dahiliye servisi bulunmaktadır.

3.Binanın zemin katında Mutfak,Çamaşırhane,Jeneratör odası,Kuru gıda ve Deterjan deposu bulunmaktadır.1.Katında Laboratuar, Kan merkezi, Röntgen ve çekim odası, Kadın Doğum Poliklinik, Dahiliye Poliklinik, Hariciye Poliklinik, Satın alma odası, Muhasebe odası, Hasta kabul, İstatistik, Acil servis, Acil servis gözlem ve odaları, EKG çekim odası, Acil servis doktor odası, Hemşire ve Sağlık memuru odası bulunmaktadır. 2. katında 2 adet Ameliyathane, 1 adet Müdahale odası, Ameliyathane hemşire odası, Anestezi teknisyen odası, Ameliyata girecek Hekim odası, Kadın doğum sancı odası ve doğum odası, Yoğun bakım ünitesi, Kroner bakım ünitesi, Nöbetçi doktor odası bulunmaktadır.3. katında Baştabiplik, Hastane Müdürü, Başhemşirelik, Mutemetlik, Ayniyat saymanlığı Baştabiplik yardımcı odası, Doktorlar odası, İdare odası ve Mutfak bulunmaktadır.

4. Binanın zemin katında Morg ve Eczane deposu 1. katında Diyaliz merkezi, Diyaliz Hemşire odası, Doktor odası, Hasta bekleme odası, Teknisyen odası bulunmaktadır.2003 yılında idare bölümü 4. binanın üst katına taşınmıştır.İdare bölümündekiler; Başhekimlik, Hastane Müdürü,Başhemşire,Kalite Odası,Başhekim Yardımcıların Odaları,


Araç Muayene Hizmet mi ? Hezimet mi ?

Mayıs 25, 2009

825Son aylarda internet sitelerinde arac muayene istasyonlari hakkinda haberler yer almakda. Ben bu haberleri okudukca sevinmem mi lazim uzulmem mi lazim bilemiyorum .

Dort yil once aracimi satmadan 97 model bir arac aldim. Bir ay sonra iki aracinda arac muyene istasyonuna gitme zamani geldi. Hollanda’da arac muayene istasyonlarina ( AKP ) diyorlar. Araclarin muyene edilme tarihine ortalama 1,5 – 2 ay kala ilgili mudurlukten eve yazi geliyor. “Şu tarihde aracinizin muyenesini yaptirin. Yaptirmadan kullanmayin. Kullanirken yakalanirsaniz ceza alirsiniz” AKP istasyonlari cok oldugu icin hangi firmadan hangi ozel kisilere aracinizin muyenesini yaptiracaksaniz randevuyu alirsiniz . Yazının devamını oku »


Emet'te Düğün Dönüşü Trafik Kazası

Mayıs 22, 2009

Kütahya’nın Emet içesindeki trafik kazasında 2 kişi öldü, 3 kişi ağır yaralandı.

Uğur Demirtaş (35) idaresindeki 06 AB 7849 plakalı otomobil, Emet-Tavşanlı kara yolunun 5. kilometresindeki Bekleme mevkisinde saat 04.00 sıralarında aşırı hız ve sis nedeniyle yoldan çıkarak şarampole devrildi.

Araçta bulunan Kadir İn (22) ve Hasan Özdemir (39) olay yerine hayatını kaybetti. Kazada ağır yaralanan sürücü Uğur Demirtaş, Mehmet Dinç (27) ve Ahmet Öztürk (30), 112 Acil Servis sağlık ekipleri tarafından Kütahya Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi.

Araçtakilerin Emet Thermal Resort Otel’de çalışan aşçılar ve yardımcıları olduğu, bir düğüne katılıp Emet’e dönerken kaza geçirdikleri öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.