Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


ÖSS Öncesi Adaylara Tavsiyeler

Haziran 10, 2009

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, bu yıl son kez gerçekleştirilecek Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sorularının geçen yılki ile aynı zorluk düzeyinde olduğunu belirterek, ”Bazı sorular adaylara zor gelirse bundan kesinlikle endişe duymasınlar. Zor sorular da olmak zorunda” dedi.

ÖSS, 14 Haziran Pazar günü Türkiye’de ve KKTC’nin başkenti Lefkoşa’da, toplam 4 bin 602 binada, 70 bin 850 salonda gerçekleştirilecek. Sınavda 207 bin 857 kişi (bina sorumlusu, bina yöneticisi, salon başkanı, gözetmen, hizmetli, nakil kuryesi, denetmen) görev yapacak. Sınav saat 09.30’da başlayacak ve 3 saat 15 dakika sürecek.

ÖSYM Başkanı Yarımağan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hazırlıklara ilişkin bilgi vererek, sınava girecek adaylara önerilerde ve uyarılarda bulundu.

Sınavla ilgili hazırlıkların yapıldığını belirten Yarımağan, sınav evrakının sınav merkezlerine nakledilmesiyle hazırlıkların sona ereceğini kaydetti.

-”SINAVA GİRECEĞİNİZ YERİ MUTLAKA ÖNCEDEN GÖRÜN”-

Yarımağan, özellikle büyük şehirlerdeki adayların sınava girecekleri binayı sınavdan önce mutlaka görmelerini önererek, ”Çünkü sınav günü gidiş geliş, ulaşım güçlükleri olabilir. Adaylara, sınav yerine ne kadar sürede gidildiğini, nasıl gidildiğini öğrenmelerini öneriyorum, pazar günü sıkıntı çekmemeleri için” diye konuştu.

Sınavın, 09.30’da başlayacağını anımsatan Yarımağan, ancak adayların en geç 08.30’da sınava girecekleri yerlerde olmaları gerektiğini vurguladı. Adayların kimlik kontrollerinden geçirilerek salonlara alınacaklarına işaret eden Yarımağan, bu nedenle zamanında gitmelerinin önemli olduğunu söyledi.

-CEP TELEFONU UYARISI-

Adayları cep telefonu konusunda da uyaran Yarımağan, şöyle konuştu:

”En önemli konu cep telefonu. Cep telefonu ile binaya kesinlikle girilmeyecek. Bina içinde, bir adayın üzerinde kapalı bile olsa cep telefonu bulunduğu tespit edilirse adayın sınavı geçersiz sayılıyor. Adayların zarara uğramamak için cep telefonlarını yanlarına almamaları, ya evde bırakmaları ya da biriyle geliyorlarsa onlara vermeleri gerekiyor.

Binaya girişte cep telefonlarını emanete alma işlemleri çok zor oluyor, telefonlar birbirine karışıyor. Bizim kurallarımız arasında emanet yok. O yüzden adayların binaya telefonları yanlarında olmadan girmeleri gerekiyor. Bunu dikkate alsınlar.”

-”BAŞI AÇIK GİRİLECEK”-

Yarımağan, sınava ”Başı açık şekilde girme” kuralı bulunduğunu da hatırlattı.

Adaylara ”Sakin olmalarını” öneren ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Yarımağan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bu, önemli bir sınav ama sonunda bir sınav. Sınav başladıktan sonra kendilerini çevreden soyutlayarak tamamen sorulara vermeleri, heyecanlanmamaları, planlı çalışmaları, cevap kağıtlarına sahip olmaları, cevap kağıtlarını önlerinde tutmaları, cevap kağıtlarına soru kitap türünü yazıp yazmadıklarını kontrol etmeleri önemli. 3 saat 15 dakikalık süreyi uygun biçimde kullanarak bildiklerini aktarmaya çalışmak önemli.”

Adaylara yanlarında su götürmelerini öneren Yarımağan, ”Bunun dışında yiyecek götürmelerini önermiyorum. Bence su yeterli oluyor. Sınava girmeden önce ihtiyaçlarını gidermelerinde de yarar var. Sınav sırasında tuvalete gitme ihtiyacı veya sağlık sorunları olursa görevlilerimiz kendilerine yardımcı olacaklar” dedi.

-”KOPYA TESPİT EDİLİYOR”-

Kopya konusuna da dikkati çeken Yarımağan, ”Kopya çekmenin bir başkasının hakkına tecavüz olduğunu” vurguladı. ”Adaylar kopya olaylarına karşı duyarlı olsunlar. Çünkü kopya çeken birisi onların hakkını ellerinden almış olacak” diyen Yarımağan, salon görevlilerinin bu tür olayları saptadıklarında kendilerine rapor ettiklerini, ÖSYM olarak kendilerinin de gereğini yaptıklarını söyledi.

Ünal Yarımağan, ”Ayrıca salonda hiçbir şey tespit edilmese bile merkeze geldikten sonra bilgisayar ortamında aynı salonda sınava giren tüm adayların tüm cevapları birbirleriyle karşılaştırılıyor ve benzerlikler olduğunda onlar için de kopya işlemi yapılıyor. Onun için adaylara cevap kağıtlarına sahip olmalarını, önlerinde tutmalarını öneriyorum” şeklinde konuştu.

-SINAV TESTLERİ-

Sınav kitapçığında her biri 30’ar sorudan oluşan 8 adet test bulunacağı, toplam 240 soru yöneltileceğini belirten Yarımağan, adayların bu soruların tamamını yanıtlamak zorunda olmadıklarına işaret etti.

Meslek yüksekokulları ve bazı lisans programları ile Açıköğretim Fakültesine gitmek isteyenlerin sınavın birinci aşamasında bulunan 120 soruyu yanıtlamalarının yeterli olduğunu söyleyen Yarımağan, lisans programlarına yerleşmek isteyen adayların da bu 120 soruya ek olarak 60 soru daha yanıtlamaları gerektiğini anlattı.

Ön lisans programlarına yerleşebilmek için asgari 145, lisans programlarına girebilmek için de 165 almak gerektiğini belirten Yarımağan, şunları kaydetti:

”145 puan, sınavın birinci bölümündeki 120 soru üzerinden hesaplanıyor. Bu soruların da ortalama yüzde 15’ini yapmak yeterli oluyor. Yani her testte 30 soru var, her testten 5’er soru çözen bir aday 145 puan elde edebiliyor. Bir testten daha çok, diğer testten daha az çözenler de 145 puan alabilir. Ama 145 sadece bir baraj puanını geçmek anlamına geliyor. Birçok programa girmek için 145’in çok üstünde puana ihtiyaç var. Bu, girmek istenilen programa göre değişiyor.

Lisans puanlarına girmek için gerekli baraj puanı 165 ve bu puanı elde etmek için, tüm testlerden eşit sayıda olacağını var sayarsak, soruların yüzde 25’ini çözmek gerekiyor. Yani 6 testten 8’er soru yanıtlanırsa, 50 civarında soru çözen aday bu puanı elde ediyor. Burada da tabii 165’i elde etmek de bir şeyi kazanmak anlamına gelmiyor sadece barajı geçmek anlamına geliyor. Birçok programa yerleşebilmek için bunun çok üstünde puan gerekiyor.”

-”AYNI TESTTEKİ HER SORUNUN GETİRİSİ AYNI”-

Puanlar hesaplanırken, her sorunun aynı ağırlıkta olup olmadığı konusunda Yarımağan, şunları söyledi:

”Kesinlikle aynı. Bu konuda bir yanlış bilgi varsa düzeltelim. Zor sorunun getirisi daha fazla, kolay sorunun daha az değil. Aynı testteki soruların ağırlıkları, getirileri hepsi aynı.

Testler arasında da farklılık var tabii. Bir kere testlerin ağırlıkları birbirinden farklı. Örneğin Sayısal-2 testinin puanı hesaplanırken Matematik-2 ve Matematik-1 testleri en fazla getirisi olan testler, bunların ağırlıkları fazla. Ondan sonra Fen-1 ve Fen-2 testleri, sonra Türkçe, sonra Sosyal Bilimler testi geliyor. Yani hangi puan türü amaçlanıyorsa, o puan türü için belli testlerin ağırlıkları diğer testlerden daha fazla. Ama aynı testin içindeki tüm sorular değerlendirilirken eşit değerde.”

”Bu yılki sınav sorularının nasıl olacağı” konusunda da Ünal Yarımağan, şunları kaydetti:

”Geçen yılki ile aynı zorluk düzeyinde olduğunu söyleyebilirim. Tabii zorluk, kolaylık biraz da göreceli bir kavram. Kişilere bildikleri şeyler kolay gelir, bilmedikleri şeyler zor gelir.

Şunu da söyleyeyim; bazı sorular adaylara zor gelirse bundan kesinlikle endişe duymasınlar. Zor sorular olmak zorunda. Bu sınava 1 milyon 351 bin dolayında aday giriyor. Bunların içinde çok değişik seviyelerde olanlar var. Çok yetenekli, soruların neredeyse tümünü yapabilecek adaylar, daha az yapabilecek adaylar var. Bu adayların hepsini birbirinden ayırmak için bizim sorularımızın içinde zor, çok zor, orta zorlukta, kolay, çok kolay olmak üzere her zorluk seviyesinde sorunun olması gerekiyor.”

-”ENGELLİ ADAYLAR”-

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Yarımağan, engelli adayların da her yıl olduğu gibi ”özel koşullarda” sınava gireceklerini söyledi.

Engelli adayların ÖSS için başvururken engellerine ilişkin raporlarını da eklediklerini ifade eden Yarımağan, görme engelli adayların, her birinin ayrı ayrı salonlarda sınava alındıklarını, işitme veya fiziksel engelli adayların da birarada sınava girdiklerini anlattı. Görme engelli adayların her birine ”okuyucu” ve ”işaretleyici” olmak üzere iki görevlinin yardımcı olduğunu belirten Yarımağan, bu nedenle yarım saatlik ek süre verildiğini kaydetti.

-GÜVENLİK ÖNLEMLERİ-

Sınavla ilgili her ilin emniyet müdürlüğünün gerekli önlemleri aldığını ifade eden Yarımağan, sınav evrakının naklinin de güvenlik güçleri eşliğinde 50’ye yakın TIR ile sınav merkezlerine nakledileceğini anlattı. Sınav evrakının sınav saatine kadar korunmasını da güvenlik güçlerinin sağlayacağını söyleyen Yarımağan, buna ek olarak kendilerinin de Ankara’dan ”koruma kuryeleri” görevlendirdikleri, sınav günü de her binanın önünde polislerin görev yapacağı bilgisini aktardı.

Sınav tamamlandıktan sonra sınavla ilgili tüm evrakın görevlilerce, belirlenen merkezlerde toplandığını ve oradan kamyonlarla aynı gün Ankara’ya gönderildiğini ifade eden Yarımağan, pazartesi sabahı tüm evrakın Ankara’da toplanmış olacağını belirtti.

Sınav kağıtlarının en geç çarşamba gününden itibaren değerlendirilmeye başlanacağını anlatan Yarımağan, ”Sınav sonuçlarını geçen yıllardakine yakın bir tarihte açıklayabileceğimizi tahmin ediyorum. Yaklaşık 1 ay sonra temmuzun ortalarında sonuçları açıklarız” dedi.

-”KIRLARDA, PARKLARDA DOLAŞIN”-

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Yarımağan, adaylara, sınava son birkaç günün kaldığı bu günleri ”Normal yaşantılarına devam ederek geçirmelerini” tavsiye ederek, şöyle konuştu:

”Aday kendisini nasıl rahat hissediyorsa bence onu yapması lazım. Eğer çalışarak rahatlayan aday varsa, son günlerde biraz çalışabilir. Dinlenmeyi, televizyon seyretmeyi kırlarda gezmeyi daha çok seven, kendini böyle daha rahat hisseden adaylar da bunları yapabilir. Bu son günleri normal koşullarda geçirmelerinde yarar var. Ayrıca biraz tabiata çıkmalarında yarar olduğunu söyleyebilirim. Bu son gün kırlarda veya parklarda dolaşmak herhalde daha olumlu sonuç verir.”

ÖSYM BAŞKANLIĞI: 2009-ÖSS TEST SORU VE CEVAPLARI, SINAV GÜNÜ SAAT 15.00’DE İNTERNET SAYFAMIZDAN AÇIKLANACAK

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 14 Haziran Pazar günü yapılacak Öğrenci Seçme Sınavı’nın (ÖSS) test soru ve cevaplarının, aynı gün saat 15.00’de internet sayfasından açıklanacağını duyurdu.

ÖSYM’den yapılan yazılı açıklamada, ÖSS soru ve yanıtlarının, htttp://oss2009-sorular.osym.gov.tr adresli internet sayfasından açıklanacağı belirtildi.

Soru ve yanıtları yayımlayacak olan televizyon kanalları ile basın kuruluşlarının, bilgiye kolayca erişebilmek için izleyecekleri yolu, 12 Haziran Cuma günü ÖSYM Başkanlığından telefonla öğrenilebilecekleri ifade edilen açıklamada, sitede yer alacak soru ve cevapları içeren fikir ürünlerinin, telif hakları ile ilgili yasal mevzuat uyarınca korunacağı vurgulandı.

Açıklamada, 2009-ÖSS test soru ve yanıtlarının ulusal ve yerel televizyon kanallarında sadece sınavın yapıldığı gün ÖSYM internet sitesinde yayımlandıktan sonra, ulusal ve yerel basın organlarında da sadece 15 Haziran 2009 tarihinde bir defaya mahsus olmak üzere kullanılıp yayımlanabileceği bildirildi.

Diğer kullanıcıların ise soru ve yanıtları ancak kişisel faydalanmaları için kullanabilecekleri ifade edilen açıklamada, soru ve yanıtların ticari amaçla çoğaltılamayacağı ve dağıtılamayacağı vurgulandı.

Açıklamada, ”Sitemizde yayımlanacak olan 2009-ÖSS test soru ve cevaplarını kurallara aykırı biçimde kullananlar veya saat 15.00’den önce internet sayfalarında içeriği kullanıma açanlar hakkında yasal takibat yapılacaktır” denildi.


Simav Tanıtım Atağında

Haziran 9, 2009

Simav Belediyesi ilçesini tanıtmak için Türkiye’nin dört bir yanında açılan fuarları hiç kaçırmıyor. Son olarak Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde açılan üç günlük “Ege İlleri Fuarı”na katılan Simav Belediyesinin tanıtım standına, Ankaralıların yanı sıra siyasetin duayenleri de yoğun ilgi gösterdi.

İlçede jeotermal enerjiye dayalı yatırımların ön planda tutulduğu Simav Belediyesinin standını ziyaret eden eski İçişleri ve Maliye Bakanı İsmet Sezgin ile Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, bu yıl ki yaz tatillerini ailesi ve çocuklarıyla birlikte doğal güzelliklerine hayran kaldıkları Simav’da geçirmeyi planladıklarını bildirdi.

Simav’ı herkesin tanıyıp bilmesi gerektiğini vurgulayan Ege’nin tanınmış isi siyasetçisi Sezgin ve Söylemez Egeliler olarak Simav’ı ve elinde bulundurduğu doğal güzellikleriyle termal zenginlikleriyle doğal güzelliklerini ve her türlü hastalığa çare Eynal Kaplıcalarını yakından tanımak istediklerini kaydetti. Sezgin ve Söylemez, Türkiye’nin de Simav’ı yakından tanıması gerektiğini kaydetti.

Simav Belediyesinin Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3 günlük “ Ege İlleri Fuarı”ndaki standının ziyaretçi rekoru kırdığı bildirildi. Öte yandan Simav Belediye Standında sergilenen Simav Kiliminin görevliler tarafından DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk’a hediye edildiği öğrenildi. Cindoruk’un jest karşısında DP’nin kalesi Simav’a en yakın zamanda ziyaret gerçekleştirmeyi planladığı bildirildi.


Asırlık Çınar Ağacı

Haziran 9, 2009

Simav’a bağlı Öreyler Beldesi’ndeki çınar ağacı, ileri yaşına, ağır doğa koşullarına rağmen dimdik ayakta duruyor.

En az 600 yaşında olduğu tahmin edilen çınar ağacının anıt ağaç olarak tescil edilmesini isteyen Öreyler Belediye Başkanı Özden Akçay, konuyla ilgili olarak Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA)’ya müracaatta bulunacağını bildirdi. Simav-İzmir Karayolunun alt bölümünde beldeye 500 metre mesafedeki Çınarlık mevkiinde belediyeye ait mesire alanında bulunan ağaç, beldenin de sembolü oldu. 6 kişinin elele tutuşarak gövdesini sarabildiği, çapı 5 metre, boyu 25 metre olan ağaç, anıt ağaç olarak tescil edilmeyi bekliyor.

Öreyler Belediye Başkanı Özden Akçay,” Tarihe tanıklık eden ve dimdik ayakta duran bu 6 asırlık çınar ağacının uzun yıllar yaşaması için elimizden geleni yapacağız. Çevre düzenlemesi yaparak bulunduğu bölgeyi vatandaşların rahatça ziyaret edebileceği bir konuma getireceğiz” şeklinde konuştu.


Bakan Atalay Kütahya'da

Haziran 6, 2009

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ”Türkiye artık çetelerin kol gezdiği, mafya liderlerinin gösteriler yaptığı bir ülke değildir” dedi.

Bakan Atalay, Kütahya Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenliği Yönetim Sistemi, Çavdarhisar, Dumlupınar, Pazarlar ve Şaphane ilçe emniyet amirlikleri hizmet binalarının açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’de son yıllarda nüfus artmasına rağmen suç oranlarının düştüğünü belirtti.

Türkiye’nin güvenli bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Atalay, şöyle konuştu:
”Avrupa ülkeleri içinde en güvenli ülke Türkiye’dir. Başkentlerin suç oranlarını incelediğimizde Avrupa ülkeleri içinde Ankara’nın en güvenli başkentler arasında yer aldığını görüyoruz. Bütün bu çalışmalar için emniyet, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatına teşekkür ediyorum. Onların arkasındayız. Özellikle son 2 yılda çetelerle ve organize su örgütleriyle mücadelede gösterdikleri başarı için güvenlik birimlerine teşekkür ediyorum. Türkiye artık çetelerin kol gezdiği, mafya liderlerinin gösteriler yaptığı bir ülke değildir. Ortada devlet var, devlet otoritesi var, nizam var. Suç örgütleri öyle kolay kolay ortalıkta yaşayamıyor.”

Bakan Atalay, sadece kendi dönemlerinin değil kendilerinden önceki dönemlerde yaşanan karanlık olayların aydınlatılması için çalışmalar yaptıklarını kaydederek, şunları söyledi:

”Bizden önceki dönemlerde karanlıkta kalan, aydınlatılmayan olaylar için yoğun çalışmalar yapıyoruz. Özellikle kent suçlarında büyük düşüş var. Kapkaç gibi suçlar tarihe karıştı. Bu suçlar için özel projelerle çalışıyoruz, güvenlikte yeni bir sistem getirdik, her suç türüne ayrı bir proje, kapkaç, hırsızlıklar için ayrı çalışmalar yapıp suç haritalarını çıkarıyoruz, bu suç türünü hangi etkin tedbirlerle çözeriz, bu konularda çalışmalar yürütüyoruz ve büyük başarılar elde ettik.”

İçişleri Bakanı Atalay, suç ve suçluyla mücadelede etkin bir yere sahip olan MOBESE’yi yıl sonuna kadar bütün kentlerde hizmete vermeyi planladıklarını bildirdi.

Daha sonra, Bakan Atalay ve diğer yetkililer, Kütahya Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenliği Yönetim Sistemi, Çavdarhisar, Dumlupınar, Pazarlar ve Şaphane ilçe emniyet amirlikleri hizmet binalarının açılışını yaptı.


Başbakan Erdoğan'ın Kütahya Konuşması

Haziran 6, 2009

124420090519043519194Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.

”29 Mart seçimlerini diğerleri bir bitiş noktası olarak görebilir. Nitekim seçim sonrasında onların yeniden Ankara’ya kapanıp kaldıklarını görüyorsunuz. Biz ise önceki 3 seçimde olduğu gibi bu seçimi de yeni bir milat gördük, görüyoruz. Çünkü biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam edenlerdeniz. Çünkü biz her bitiş noktasında kendisine yeni hedefler belirleyip, o hedeflere doğru emin adımlarla, koşar adımlarla ilerleyenlerdeniz. Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.”

Eserlerine yeni eserler katmanın mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ”Eğer teşkilatımız içinde farklı düşünenler varsa onlar bu düşüncelerini bir kez daha check etsinler. Eğer millete hizmet etmenin dışında gayesi olanlar varsa, onlardan da rica ediyorum, bu hareket onların varlık gösterebileceği bir hareket değildir. Eğer yorulanlar varsa, eğer kalbinde, yüreğinde isteksizlik, gayret eksikliği hissedenler varsa, onlara da rica ediyorum, lütfen dinlensinler” diye konuştu.

”NİCE YILLAR AŞKLA, ŞEVKLE HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Erdoğan, milletin her bir kuruşunu gözleri gibi koruduklarını, emaneti amacı dahilinde kullanmak konusunda azami hassasiyet gösteren bir hareketin mensupları olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

”Eğer bu noktada kendisinde zafiyet hissedenler varsa onlara hiçbir müsamaha göstermediğimizi, bundan sonra da asla ve asla göstermeyeceğimizi bilsinler. Zira yolumuz uzun, yapacağımız çok iş var. Milletimize kazandırmayı hedeflediğimiz çok eser var, kat edeceğimiz uzun bir mesafe var, ülke bizden hizmet bekliyor. Ve bir daha nice yıllar bu ülkeye aşkla şevkle hizmet etmeye devam edeceğiz.”

Yeni teşvik ve istihdam paketini açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, Kütahya’nın bulunduğu bölgede kalkınma ajansının merkezi olacağını söyledi.

”YAZ BOYU BÜTÜN OKULLARIMIZ ELDEN GEÇİRİLECEK”

Erdoğan, Türkiye’nin her tarafını bir yatırım üssüne dönüştürmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

”Aynı zamanda istihdam… 120 bin işsiz vatandaşımızı çeşitli sosyal işlerde istihdam edeceğiz. 200 bin işsiz vatandaşımızı vasıflı işgücü haline getirecek. Bir yandan kurs verirken bir yandan da günde 15 lira kendilerine ödeme yapacağız. 10 bin kişiye girişimcilik eğitimi verecek, proje getirenlere 4 bin lira hibe kredi vereceğiz. 100 bin öğrencimize günlük 15 lira ödeme yaparak, 6 ay boyunca staj yapmasını sağlayacak, bu öğrencilerimizi de ekonomiye kazandıracağız. Böylece 500 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Mesela şimdi yaz boyu tüm okullarımızı elden geçireceğiz. Bakım, onarım, boya, badana, herşey. Bunları part-time, full-time fark etmez, bu yaz boyu bunları bu şekilde çalıştırmak suretiyle okullarımızın bütün bu sorunlarını inşallah gideceğiz.”

Hedeflerinin sadece küresel krizin etkilerini azaltmak olmadığına dikkati çeken Erdoğan, aynı zamanda Türkiye’yi bir yatırım merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını bildirdi. Erdoğan, ”Bu kriz mutlaka aşılacak. Mutlaka geride kalacak. Az kaldı. İşte o zaman Türkiye eskisinden çok daha büyük atılımlarla geleceğe doğru emin adımlarla yürüyecek” diye konuştu.

”BU ÜLKE KOLAY KOLAY YIKILMAZ”

Enflasyonun yüzde 5.2’ye düştüğünü hatırlatan Erdoğan, enflasyonu yüzde 30’dan devraldıklarını dikkati çekti. Enflasyonda aradaki 25 puanlık farkın vatandaşın cebinde kaldığını vurgulayan Erdoğan, ”Ama bunu hiç konuşuyorlar mı? Konuşmuyorlar” dedi.

Dürüst ve samimi şekilde düşünüldüğünde alım gücünün değiştiğini ifade eden Erdoğan, geçen yılın ilk dört ayında Türkiye’nin 100 bin otomobil ihraç ettiğini, bu yıl ise krize rağmen aynı dönemde 104 bin aracın ihraç edildiğini bildirdi.

Otomobilde gelecek 3 aylık siparişlerin yetiştirilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, ”3 ay sonraya gün vermeye başladılar. Bakınız nereden nereye geldik. Bunlar durup dururken olmuyor. Ama bu gerçekleri görmek istemeyenler var. Varsın onlar görmesin. Sadece şu enflasyondaki düşüşte bile gerçekleri görüp herkesin demesi lazım ki ‘Yahu bir yerde bazı sıkıntılar var. Evet doğrudur ama öbür taraftan da bazı güzellikler var’ Bu ülke evvelallah kolay kolay yıkılmaz bunu görmeleri lazım ama bunu görmek istemiyorlar” diye konuştu.

Erdoğan, 6 yılda gayri safi yurtiçi hasılayı 512 milyar dolar arttırdıklarına işaret ederek, 742 milyar dolarak yükseltiklerini kaydetti.

”SİZLERDEN BİR, BERABER OLMANIZI İSTİYORUM”

Partililere de seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Biz birlik ve beraberlikten hiçbir zaman kopmayacağız. Bir ve beraber olacağız. Bir olacağız, diri olacağız. Aramıza fitne fesat sokmak isteyenler olabilir. Bunlara asla prim vermeyeceğiz. Ayrılıkta zafiyet var. Ama birlikte güç var. Bunu unutmayın. Özellikle bu hareket bir fırsattır. Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir. Onlar çok değişik yöntemler kullanacak, çok farklı yollara başvuracaklardır. Bizim aramıza bu şekilde akla hayale gelmez iftiralarla saldıracaklar, sızmaya çalışacaklar, ama onlara biz fırsat vermeyeceğiz ve yeri geldiğinde bu konularda biz de müdahil olacağız. Çünkü hiçbir ana hiçbir baba yavrusunun ölümüne ne yapamaz? Göz kırpamaz. Biz buralara kolay gelmedik. Onun için de kararlı bir şekilde bu 8 yıllık sürecimizi çok daha farklı bir şekilde yarınlara taşıyacağız. Ben sizlerden bu noktada bir, beraber olmanızı istiyorum. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, sandık kurullarına kadar bu başarıyı sağlayabilirsek, önümüzde yapılacak olan milletvekili seçimlerinde Kütahya mevcut durumdan çok daha iyi bir konumda seçimi kazanır.”

Erdoğan, teşkilat içinde yorulanlar varsa onlara da dinlenmelerini tavsiye etti. Partililerden birbirlerini sevip, saymalarını isteyen Erdoğan, ”Ama hak için, halk için. sevgimizin gerekçesi bu olacak. Yoksa çıkar, menfaat, makam, bunun için değil” diye konuştu.

”Er ya da geç, ölüm bizi de bulmayacak mı?” diye soran Erdoğan, ”Bulacak, bulduğu zaman bu makamların sahipleri oraya farklı bir şekilde defnedilmeyecek ki. Hoca efendi gelecek, er kişi niyetine diyecek. Bu kadar. Burada kalkıp ne cumhurbaşkanı niyetine, ne başbakan niyetine, ne bakan, ne milletvekili, ne belediye başkanı, ne il başkanı diyecek. Er kişi niyetine diyecek. Gömecekler, gidecekler. Durum bu. Öyleyse bu kavga niye” dedi.

Erdoğan’ın konuşması sırasında salondaki bir vatandaşın vekil imamlara ilişkin talebini yüksek sesle dile getirmesi üzerine Erdoğan, ”Allah iyiliğini versin senin. Al işte, biz neyi konuşuyoruz, sen neyi konuşuyorsun” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki, bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir” dedi.

Erdoğan, Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kütahya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tüm AK Parti teşkilatının ilk günkü heyecanla, coşkuyla, azim ve devamlılıkla yoluna devam etmesinin kendilerinin şiarı olacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü

”29 Mart seçimlerini diğerleri bir bitiş noktası olarak görebilir. Nitekim seçim sonrasında onların yeniden Ankara’ya kapanıp kaldıklarını görüyorsunuz. Biz ise önceki 3 seçimde olduğu gibi bu seçimi de yeni bir milat gördük, görüyoruz. Çünkü biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam edenlerdeniz. Çünkü biz her bitiş noktasında kendisine yeni hedefler belirleyip, o hedeflere doğru emin adımlarla, koşar adımlarla ilerleyenlerdeniz. Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.”

Eserlerine yeni eserler katmanın mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ”Eğer teşkilatımız içinde farklı düşünenler varsa onlar bu düşüncelerini bir kez daha check etsinler. Eğer millete hizmet etmenin dışında gayesi olanlar varsa, onlardan da rica ediyorum, bu hareket onların varlık gösterebileceği bir hareket değildir. Eğer yorulanlar varsa, eğer kalbinde, yüreğinde isteksizlik, gayret eksikliği hissedenler varsa, onlara da rica ediyorum, lütfen dinlensinler” diye konuştu.

Erdoğan, Kütahya’da Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye taşıyacaklarını belirterek, bundan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini söyledi.

Açıkladıkları tedbir paketinin çok geniş bir kesim tarafından memnuniyet ve heyecanla karşılandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Elbette, 71.5 milyon vatandaşın her birini eşit derecede memnun etmek mümkün değil. Ama eleştirilerin de bir insafı olmalı. Belli kesimlere bakıyorsunuz atılan her olumlu adım karşısında olumsuz değerlendirmeler yapıp, sevincimize gölge düşürmenin gayretkeşliği içine giriyorlar. ‘Yok geç kalınmış, yok paket eksikmiş, yok şu il neden şurada yer almış’… Çok şükür Türkiye bu türden negatif, olumsuz moral bozucu gelişmelere artık kulak asmıyor. Krizin başladığı günden beri moral bozmaya çalışıyorlar. Karamsarlık yapmaya çalışıyorlar. Ama, çok şükür bunda başarılı olamadılar.”

Bugün güçlü, ne yaptığını bilen, disiplinden taviz vermeyen bir hükümetin iş başında olduğunu ifade eden Erdoğan, tam bir uyum içinde çalışan, koordine içinde, genç, dinamik bir ekonomi yönetiminin işbaşında olduğunu söyledi.

Erdoğan, hangi adımı, ne zaman atacakları konusundaki değerlendirmeyi gayet iyi bildiklerini de vurgulayarak, ”Vakti zamanı gelince de tedbirlerimizi kararlılıkla uyguluyoruz. Bir kez daha söylüyorum. Kimsenin endişesi, tereddütü olmasın, Türkiye emin ellerde ve geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyor” diye konuştu.

”MİLLETİN, VATANIN ALEYHİNE HİÇBİR ŞEYE İMZA ATMADIK”

”Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve onun ekibi, şunu bilesiniz ki bu ülkenin değerlerine sahip çıkmada, bunların hiçbiriyle evvelallah mukayese dahi edilmez. Bunu böyle biliniz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

”Biz milletimizin, vatanımızın aleyhine olacak hiçbir şeye bugüne kadar imza atmadık ve atmayız. Herşeyde bu milletin, bu vatanın faydasını düşünürüz. Çünkü biz bu milletin yüreğinden geldik. Bu partiyi millet kurdu, millet. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin değil.  Bütün bunlar yapılırken biz ne dedik, dikkat edin, ‘AK Parti kaybederse kaybetsin, yeter ki milletimiz kazansın, yeter ki Türkiye kazansın’ dedik. Türkiye’nin her meselesini çözme yolunda tam bir kararlılık, tam bir cesaret içindeyiz. Aşkla, sevdayla, coşkuyla, heyecanla, cesaretle meselelerin üzerine gittik. Bundan sonra da gitmeye devam edeceğiz.

Biz diyoruz ki, 3.5 sene iktidarda kalanlar, geçmişte bölük börkçük iktidarda kalan muhalefet, söyleyin, ‘biz şunu yaptık’ deyin, yaptığınızı söyleyin. Ne yaptınız? ‘Kütahya’ya şunu yaptık, şunu getirdik’ deyin. Ama, biz buna rağmen hırçınlaşmadan, hırçın bir siyasetin tarafı olmadan yolumuza hizmetle devam edeceğiz, hizmet siyasetine devam edeceğiz. Gerginliklere prim vermeyeceğiz, gerginlik üreten bir siyaset tarzının içinde olmayacağız. Biz ayrıştırıcı olmayacak, ayrıştırıcı siyasete prim vermeyeceğiz. Benim bütün teşkilatımdan arzum, ricam budur.”

Erdoğan, parti teşkilatına da seslenerek, muhalefetin gerginlik siyasetine prim vermemelerini istedi. Erdoğan, ”Sağduyudan, soğukkanlılıktan, birleştirici, uzlaştırıcı siyasetten lütfen ayrılmayın. Biz milletimiz için siyaset yapıyoruz. Hesabımızı vereceğimiz yegane merci millettir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin İsrail konusunda doğruları anlatmadığını öne sürerek, ”İsrail ile ilgili konuşmaya geldiğinde, kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu, bu ülkedeki iktidarı, dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, batı da çok iyi bilir” dedi.

Erdoğan, Kütahya’da Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, millete hizmette asla yorgunluk, dargınlık, küskünlük olamayacağını söyledi.

Erdoğan, yola çıkarken, bu yolun uzun, zorlu, meşakkatli, engellerle dolu olduğunu bildiklerini belirterek, şunları kaydetti:

”Önümüze engeller çıkarılacağını çok iyi biliyorduk. Ama biz dedik ki bu uzun soluklu yolda aldatan da olmayacağız, aldatılan da olmayacağız. Yolumuza çıkan tüm engelleri aştık. Milletimize verdiğimiz söze muhalefet etmedik, milletin bize yüklediği emanete halel getirmedik. Doğruluktan, dürüstlükten, samimiyetten ayrılmadık. Siyasetin kirli koridorlarında kendimizi kaybetmedik, tam tersine siyaseti temize çektik, aydınlığa taşıdık. Bizim dışımızdaki partiler belli illere sıkışıp kaldılar. Etnik siyaset yaparak, etnik kökenlere dayalı kimlik siyaseti yaparak, istismar siyaseti yaparak korku ve vehimler üreterek ancak belirli bölgelerde, sınırlı bir varlık gösterebildiler. AK Parti, Türkiye’nin tamamında siyaset yaptı, hizmet taşıdı. 780 bin kilometrelik vatan toprağında aynı dille konuştu.”

”DEMOKRASİYE SIMSIKI SARILDIK”

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidarı devraldıklarından itibaren AK Parti’yi yıpratmak, yolundan çevirmek, milletin teveccühünden uzaklaştırmak için çok çeşitli formüllerin uygulanmaya başlandığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Bizi hizmetten alıkoymaya çalıştılar. TBMM’nin çalışmasını yavaşlatmaya, yasaları çıkarmamızı engellemeye çalıştılar. Hukuk dışı uygulamalarla bizi siyaset sahasının dışına çekmeye çalıştılar. Bununla da kalmadılar. Bugün görüyoruz ki hukuk dışı örgütlenmelerle çetelerle mafyayla kaos oluşturacak eylemlerle provokatif saldırılarla bizi yıpratmanın mücadelesini verdiler. Çok şükür hiçbirinde başarılı olamadılar. Demokrasiye, hukuka, milli iradeye sımsıkı sarıldık. Milletin emanetine, milletten aldığımız icazete sımsıkı sarıldık ve bugünlere ulaştık. Şimdi başka bir planın içindeler, şimdi başka bir projeyi uygulamaya koydular. Ne dediler, ‘İktidardaki parti yıpranır’, umutla bekliyorlardı ama baktılar ki AK Parti yıpranmıyor. Tam tersine millet nezdinde, nazarında çok güçlü bir şekilde, kararlılıkla yolunda ilerliyor. ‘Öyle ise biz yıpratalım’ dediler. Neler yaptıklarını biliyorsunuz. Nasıl iftira attıklarını görüyorsunuz. Nasıl çamur siyaseti yaptıklarını görüyorsunuz. Akla hayale gelmedik yalanlarla nasıl üzerimize geldiklerini görüyorsunuz. TBMM’yi nasıl kilitlemeye çalıştıklarını, nasıl engeller çıkardıklarını, Meclis kürsüsünü bile işgal edecek kadar nasıl hırçınlaştıklarını görüyorsunuz.”

”GERİLİM SİYASETİNDEN NEMALANMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Başbakan Erdoğan, muhalefetin Türkiye’nin yararına olacak her meselede bugüne kadar bunu yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

”Arkadaşlarımızın üzerine saldırmaya varıncaya kadar, biz arkadaşlarımıza hep sükunet, sabır tavsiye ettik. Onlar bunu yapacaklar, sizi böyle bir yöntemle kendi minderlerine çekmek isteyecekler. Aman ha dedik. Çünkü onlar gerilim siyasetinden nemalanmaya çalışıyorlar. Yandaş medyalarıyla bunu yapmaya çalışıyorlar. İşte ortaya çıkan gerçekler malum. Türkiye’nin her meselesinin çözümünde, ellerini taşın altına koymak yerine, inisiyatif almak yerine, dayanışma içinde olmak yerine her çözümün önünde durdular. ‘Yeter ki AK Parti kazanmasın, AK Parti başarısız olsun, yeter ki başarılar AK Parti’nin hanesine yazılmasın, yeter ki AK Parti kazanmasın, Türkiye’ye ne olursa olsun’ dediler. Son mayın temizleme ile ilgili çalışmalar yaklaşık 1 ay sürdü ve sonunda yandaş medya ne dedi. Birisi bakıyorsun, ’70 küsur milletvekili’, öbürü ’80-90 milletvekili’, ‘genel başkana, başbakana rağmen gelmediler…’ Çok ayıp, çok çirkin. Milletvekillerinin kimi yurt dışındaki hizmetlerine devam eder, kimi şurada, kimi burada olur. Gelmemiş olabilir. ‘Ama başbakana rağmen gelmediler’. Peki, başbakana rağmen o milletvekilleri gelmedi de 3 tane muhalefet, hatta diğerlerini de sayarsak 4 tane. Tüm muhalefet partilerinin hepsinin aldığı oy 90. Ne oldu diğerleri? Onlar nereye gitti? Bu işi engellemeye çalışanlar onlar, onlar nerede? Bunları niye yazmıyorsun? Yazamaz. Çünkü onu yazdıkları zaman kendi açıkları ortaya çıkacak.”

”İSRAİL NERESİNDE…”

Başbakan Erdoğan, geçmişte muhalefetin bir bakan hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde konuşacak milletvekili bulamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

”Bunlar böyle muhalefet, bunlar böyle partidir. Çık konuş kardeşim, tezini savun. Madem gensoru verdin. Çünkü, alıştık bu işe de artık, boyacı küpü gibi. Boyacı küpüne sokup sokup çıkarıyorlar. Hiçbir netice yok, yaptıkları iş bu. Gelin de şu ülkede hizmet üretin, hizmet… Engel koymayın, gelin de ‘nasıl yardımcı oluruz’ deyin. Ama bunların böyle bir derdi yok. Kanunda olmayan şeyleri konuştular. Tutturdular bir İsrail gidiyorlar. En sonunda dedik, İsrail ile ilgili konuşmaya geldiğinde, kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu, bu ülkedeki iktidarı, dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, batı da çok iyi bilir. Siz kendinize bakın önce. Çıkmış bir tanesi konuşuyor. Bizden önceki MHP, DSP, ANAP üçlü döneminde İsrail ile yapılmış bir çok anlaşmalar vardır. Hiçbir anlaşma yapmamış gibi doğru olmayan sözlerle kalkıp halkı aldatmayın. Dürüst olun, dürüst… Bunların gizlilik kaydı olmasa bunlar rahat açıklanır. Ama bunların gizlilik kaydı var. Onlar gizlilik kaydına rağmen gelip açıklarlar ama biz açıklamayız. Biz hukuka saygılıyız. Bizim her şeyimiz açık. Yaptıysak ‘yaptık’ deriz. Ama bu konuyla ilgili neye dayalı sen kalkıp bunu söylüyorsun. Nerede İsrail yazıyor. Sizin yabancı sermayeye karşı olduğunuzu çok iyi biliyoruz CHP’nin de, MHP’nin de… Ama biz yabancı sermayeye karşı değiliz. Küresel sermaye gelip benim ülkeme girmelidir. Hele hele dünyada küresel finans krizinin olduğu bir dönemde gelecek burada yatırım yapacak, burada benim vatandaşıma iş imkanı verecek, ben buna niye ‘hayır’ diyeyim. Şimdi Kütahya’da da çok büyük bir yatırım niyeti içerisinde olan bir küresel sermaye var. Şimdi biz buna ‘hayır’ mı diyelim.”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki, bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir” dedi.

Erdoğan, Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kütahya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tüm AK Parti teşkilatının ilk günkü heyecanla, coşkuyla, azim ve devamlılıkla yoluna devam etmesinin kendilerinin şiarı olacağını söyledi.


Simav'da Dizi ve Film Çekmek ?

Haziran 5, 2009

62172860

Simavlilar.com’a yazılan yorumlarından birisi gerçekten çok ilgi çekiciydi. “Simavlı Genç” rumuzuyla yazan okuyucumuz, Ses Ver Simav yazısına yaptığı yorumda şöyle söylemiş:

“…ne bileyim ne zaman bir dizi filan çekilir ilgi görecek bişey olur medyada görünür simav belki o zaman yartırım gelir…”

Bu arkadaşı alkışlamak gerek. Neden mi? Çünkü bu arkadaşın belirttiği fırsat Simav’ın önüne resmen GEL BENİ AL dercesine konulmuş! Lakin biz farkıa varamamışız! Geçtiğimiz aylarda Simav’a konuk olan Tek Türkiye dizisinin oyuncuları ve yapımcıları sadece bir örnek. İsterseniz önce ilgili haberin özetini okuyalım:

İlçenin ilk ve tek özel eğitim kurumu olan Özel Nadir İlköğretim Okulu‘nun davetlisi olarak geldikleri Simav’da okul müdürü Dindar Akgül tarafından onurlarına verilen öğle yemeğinde Belediye Başkanı Kasım Karahan ile bir araya gelen dizinin yapımcısı Salih Asan ve oyuncular gördükleri ilgiden dolayı Simav belediye başkanı Kasım Karahan’ın şahsında Simav halkına teşekkür ettiklerini dile getirdi.

35839940Dizinin yapımcısı Salih Asan, doğal güzellikleri ve her türlü hastalığa iyi gelen kaplıcalarıyla Simav’ı çok beğendiklerini anlattı. Asal, fırsat verilmesi halinde Simav’da gerçekleştirecekleri dizi çekimleriyle ilçenin tarihi ve turistik güzelliklerini tüm dünyaya gösterebileceklerini kaydetti.

Dizinin oyuncuları ve yapımcısıyla bir süre sohbet eden Karahan, bir başka dizi için Simav’da çekim yapmaları halinde kendilerine her türlü desteği sağlayacaklarını söyledi. Daha sonra okulda öğrencilerle bir araya gelen Tek Türkiye’nin yapımcı ve oyuncuları akşam da belediye düğün salonu’nda vatandaşlarla bir araya geldi, karşılıklı sohbet etti.

Haber yukarıdaki gibi… Sayın Belediye Başkanımızın ve Özel Nadir İlköğretim Okulu’nun katkılarıyla, Simav, tarihinde ilk defa görülen bir olayla karşılaştı.

Bildiğiniz gibi dizi ve film sektörü büyük bir pasta gibi. Herkes payına düşüyor. Baba ocağı dizisinin çekildiği Muğla şu anda bunun meyvelerini yiyor. Bakın şunu söyleyelim:

Turizm sektörü ve Üniversite öğrencileri bir ilçenin manevi değerlerini bozar: ona zarar verir! Kabul edilsin veya edilmesin bunlar birer gerçektir!

Ama dizi-film sektörü asla zarar vermez. Tam tersine onun özünü korumasına yardımcı olur. Simav’ın birçok köyü eldeğmemiş, tazecik. Bu köyler özlerini muhafaza ediyorlar. Bunların güzelliklerini neden tüm Türkiye görmesin?

101369Asıl soru şu: bunca yıl hep yererl turistleri çekmeye çalıştık. Onlar da zaten yollar vb sebeplerden bir daha gelmediler. Gelenler de gerçekten az. Peki biz bunu nasıl düzeltiriz? Parayla. Para nasıl kazanılır?

Görünen o ki bizim için en güzel çözüm  dizi – film türünden yatırımlar. Hem özümüzü korumuş oluruz, hem gurbetteki Simavlılar memleke hasretini giderir hem de Simav’a gani gani para akar.

İSTER MİSİNİZ KURTLAR VADİSİ GLADIO SİMAV’DA ÇEKİLSİN? POLAT HİSAR ÇAY BAHÇESİNE ÇIKAR, PANAYIRDA DÖNME GONDOLA BİNER 🙂 FENA MI OLUR?

96324798


Murat 131 ile Ferrarinin Eline :)

Haziran 5, 2009

mrt131İtalya’nın kırmızı aygırı ile yurdumun beslenir ki bu denilip sürekli beslenen yeşil kuşunun kapışması… Sadece bir kazanan, ve ortaya konan büyük bahis: ele vermecesine.

Valla vidyo hakkında bissürü yorum var.

Kimi diyoki ferrari avans vermiştir. Kimide diyoki çakma ferraridir. Kimide diyo ki ohaa …

Valla nolursa olsun benşunu diyom: oh iyi olmuş!

Murat 131 hakkında birazcık bilgilenem

Murat 131, Tofaş’ın Bursa fabrikasında üretilen otomobil. Dünya pazarlarında Fiat 131, İspanya’da Seat 131 olarak bilinir. Fiat 131 Fiat Regata’nın yanı sıra Şahin, Doğan ve Kartal modellerininde öncüsüdür ve üretimi 1985 yılına kadar devam etmiştir. Bu aracın Türkiye’de bulunmayan,Fiat’ın resmi modifiye şirketi Abarth tarafından geliştirilen 2000 motorlu versiyonu 70’li yıllarda Dünya Ralli Şampiyonasında boy göstermiş ve pek çok başarı elde etmiştir.