Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Simav'da Dizi ve Film Çekmek ?

Haziran 5, 2009

62172860

Simavlilar.com’a yazılan yorumlarından birisi gerçekten çok ilgi çekiciydi. “Simavlı Genç” rumuzuyla yazan okuyucumuz, Ses Ver Simav yazısına yaptığı yorumda şöyle söylemiş:

“…ne bileyim ne zaman bir dizi filan çekilir ilgi görecek bişey olur medyada görünür simav belki o zaman yartırım gelir…”

Bu arkadaşı alkışlamak gerek. Neden mi? Çünkü bu arkadaşın belirttiği fırsat Simav’ın önüne resmen GEL BENİ AL dercesine konulmuş! Lakin biz farkıa varamamışız! Geçtiğimiz aylarda Simav’a konuk olan Tek Türkiye dizisinin oyuncuları ve yapımcıları sadece bir örnek. İsterseniz önce ilgili haberin özetini okuyalım:

İlçenin ilk ve tek özel eğitim kurumu olan Özel Nadir İlköğretim Okulu‘nun davetlisi olarak geldikleri Simav’da okul müdürü Dindar Akgül tarafından onurlarına verilen öğle yemeğinde Belediye Başkanı Kasım Karahan ile bir araya gelen dizinin yapımcısı Salih Asan ve oyuncular gördükleri ilgiden dolayı Simav belediye başkanı Kasım Karahan’ın şahsında Simav halkına teşekkür ettiklerini dile getirdi.

35839940Dizinin yapımcısı Salih Asan, doğal güzellikleri ve her türlü hastalığa iyi gelen kaplıcalarıyla Simav’ı çok beğendiklerini anlattı. Asal, fırsat verilmesi halinde Simav’da gerçekleştirecekleri dizi çekimleriyle ilçenin tarihi ve turistik güzelliklerini tüm dünyaya gösterebileceklerini kaydetti.

Dizinin oyuncuları ve yapımcısıyla bir süre sohbet eden Karahan, bir başka dizi için Simav’da çekim yapmaları halinde kendilerine her türlü desteği sağlayacaklarını söyledi. Daha sonra okulda öğrencilerle bir araya gelen Tek Türkiye’nin yapımcı ve oyuncuları akşam da belediye düğün salonu’nda vatandaşlarla bir araya geldi, karşılıklı sohbet etti.

Haber yukarıdaki gibi… Sayın Belediye Başkanımızın ve Özel Nadir İlköğretim Okulu’nun katkılarıyla, Simav, tarihinde ilk defa görülen bir olayla karşılaştı.

Bildiğiniz gibi dizi ve film sektörü büyük bir pasta gibi. Herkes payına düşüyor. Baba ocağı dizisinin çekildiği Muğla şu anda bunun meyvelerini yiyor. Bakın şunu söyleyelim:

Turizm sektörü ve Üniversite öğrencileri bir ilçenin manevi değerlerini bozar: ona zarar verir! Kabul edilsin veya edilmesin bunlar birer gerçektir!

Ama dizi-film sektörü asla zarar vermez. Tam tersine onun özünü korumasına yardımcı olur. Simav’ın birçok köyü eldeğmemiş, tazecik. Bu köyler özlerini muhafaza ediyorlar. Bunların güzelliklerini neden tüm Türkiye görmesin?

101369Asıl soru şu: bunca yıl hep yererl turistleri çekmeye çalıştık. Onlar da zaten yollar vb sebeplerden bir daha gelmediler. Gelenler de gerçekten az. Peki biz bunu nasıl düzeltiriz? Parayla. Para nasıl kazanılır?

Görünen o ki bizim için en güzel çözüm  dizi – film türünden yatırımlar. Hem özümüzü korumuş oluruz, hem gurbetteki Simavlılar memleke hasretini giderir hem de Simav’a gani gani para akar.

İSTER MİSİNİZ KURTLAR VADİSİ GLADIO SİMAV’DA ÇEKİLSİN? POLAT HİSAR ÇAY BAHÇESİNE ÇIKAR, PANAYIRDA DÖNME GONDOLA BİNER 🙂 FENA MI OLUR?

96324798


Kurtlar Vadisi'nin Yeni Filmi Gladio – Video

Haziran 5, 2009

kvgladiovideoplayPana Film, Kurtlar Vadisi Irak’tan sonra yeni bir filmi daha sinema izleyicisiyle buluşturuyor. Filmin çekimleri bitmek üzere…

Pana Film’den alınan haberlere göre Kurtlar Vadisi Gladio sinema çekimlerine çoktan başlandı ve çok yakın bir zamanda vizyonda olacak. Filmin içeriği Türkiye’nin yakın tarihine etki eden olaylar olacak.

Özal Suikastı, Cem Erseverin neden öldürüldüğü ile ilgili detayları verecek. Sinemada 2. filmini çekecek olan Pana Film bu filmindede büyük tepkiler uyandırmayı hedefliyor ve bu hedefinede ulaşacak gibi.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin 61 bölümlerinde Polat ve adamları gladyo hakkında önemli bilgiler almıştı. İskender Büyük bile gladyo tarafından kullanıldığnı yeni öğrendi.

Peki gladyo ne demek?

Wikipedia’dan alınan bilgilere göre gladio II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa’da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya’da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen Kontr-gerilla (stay-behind) operasyonunun kod adı. Gladyo, özel olarak NATO cephe gerisi direniş organizasyonun İtalyan kolunu belirtse de bazen “Gladyo operasyonu” NATO’nun bütün cephe gerisi (stay-behind) operasyonlarının gayri resmi adı olarak kullanılır ve bazen “Süper NATO” adıyla da anılır.

Gayri nizami kuvvetlere karşı koyma operasyonları cephe elkitapçığı gerilla kuvvetlerin önerilen komuta yapısı. Sözkonusu ülke Türkiyedir.

Latince’de kılıç anlamına gelen Gladio sözcüğünü isim olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan Stay Behind tarafından 1952 yılında kuruldu. CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen örgüt, 1956 yılında ABD ile işbirliği içinde, casusluk ve gerilla savaşı yapmak üzere örgütlendi. Sardunya’da örgütün ilk eğitim kampı kuruldu ve Kuzey İtalya’da 139 yerde silah ve mühimmat depoları oluşturuldu. Resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi idi.

[flv width=”600″ height=”480″]http://video1.yazete.com/kvgladio.flv[/flv]

1956 sonrasında ikisi kadın 622 kişi ABD ve İngiliz gizli servisleri tarafından eğitildi. 1990 yılında Gladio’yu ortaya çıkaran soruşturmalar esnasında bu 622 kişinin grup liderleri oldukları, her bir grup liderinin belli sayıda kişiyi idare ettiği, böylece toplam sayının 15.000′e yaklaştığı ortaya çıktı.

İtalya’da 1969-80 arasında 4.298 terör olayı meydana gelmiştir. Yapılan soruşturmalar sonucu, bunların önemli bir bölümünden Gladio sorumlu gösterilmiştir. Bazı eylemleri bizzat yapmakla, bazısında patlayıcı ve silah sağlamakla, bazısında da tahrik ve yönlendirme yapmakla suçlanmıştır.

Avrupa Parlamentosu bile sorunla ilgili karar tasarısında şu sözlere yer vermek durumunda kalmıştır: “Avrupa Topluluğu’na üye pek çok ülkede gizli, paralel istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerinin 40 yıldır var olduğu Avrupa hükümetleri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Kırk yıldır bu örgütlerin demokratik kontrolden kurtulduğu ve NATO ile işbirliği halinde ABD gizli servislerince yönetildiği anlaşılmıştır.”

Örgütün İtalya’daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yunanistan’da B-8 ya da SheepSkin (Koyun Postu), Belçika’da SDRA-8, Hollanda’da NATO Command, Batı Almanya’da Gehlen Harekatı, Stay Behind ya da Sword, Avusturya’da Schwert, Fransa’da Rüzgar Gülü, İspanya’da Anti-Terör Kurtarma Grubu (GAL), İngiltere’de ise Secret British Network olarak bilindiği bu ülkelerin yetkililerince açıklandı.

Gladyo ile en güçlü savaşı veren ülke İtalya oldu. İtalya, dünya tarihine gladyoyu ilk çözen ve çökerten ülke olarak geçti.


10 Esrarengiz Olay

Haziran 4, 2009

Geleceği gören harita

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis‘in 1513′te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu’nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu’nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818′de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis’in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

Harçsız taş set

Peru’nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.

Generalin kemer tokası

M.S. 300′lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou’nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu.

Antik çağ bilgisayarı

1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Concorde’un atası

M.Ö 200′de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır’da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972′de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde’u andırdığını iddia etti.

1000 yılda yapılan kent

Pasifik Okyanusu’ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200′de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hala sır.

2000 yıllık pil

Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938′de Irak’ın başkenti Bağdat’ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi “dünyanın en eski pili” olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800′lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

Kristal kuru kafa

Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Uzaylılar için iniş pisti

Peru’nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.

Kayaya gömülü çekiç

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936′da Teksas’ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.


10 Esrarengiz Olay

Haziran 4, 2009

Geleceği gören harita

Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis‘in 1513′te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu’nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu’nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818′de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis’in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.

Harçsız taş set

Peru’nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş.

Generalin kemer tokası

M.S. 300′lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou’nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu.

Antik çağ bilgisayarı

1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Concorde’un atası

M.Ö 200′de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır’da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972′de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde’u andırdığını iddia etti.

1000 yılda yapılan kent

Pasifik Okyanusu’ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200′de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hala sır.

2000 yıllık pil

Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938′de Irak’ın başkenti Bağdat’ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi “dünyanın en eski pili” olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800′lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

Kristal kuru kafa

Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Uzaylılar için iniş pisti

Peru’nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.

Kayaya gömülü çekiç

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936′da Teksas’ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.


Canım Sıkılıyor Diyorsanız Buyurun…

Haziran 4, 2009

muslimsaroundtheworldEğer canınız fena halde sıkılıyorsa, içinizde bilmediğiniz bir sıkıntı varsa, kalbiniz sıkışıyor gönlününüz daralıyorsa… Buyurun aşağıdaki videoyu dinleyin. Hayır illaki videoyu izleyin demiyoruz. Sadece dinleyin. Bu arada gene haberleri okuyup e-postalarınızı kontrol edebilirsiniz. Yavaş yavaş kalbinizin ferahladığını hissedeceksiniz. Rahmeti Sonsuz olan Rabbimiz Allah çok şükür ki bizlere hep rahmet elini uzatıyor.

Siz sadece dinleyin yeter… Ne demek istediğimizi anlayacaksınız….

Bütün ümitler sana bağlıdır, ümitsizliğe düşürme bizi,
Ümit ver hepimize, fazlından fazla fazla ver bize,
Ey biricik ümidimiz! Senin adaletindir güvendiğimiz,

Hiçbir hak senin yanında zayi olmaz, biliriz,
Hiçbir suçlu senin adaletinden kaçamaz, eminiz,
Zalimlerin katı kalplerine adaletinin korkusunu sal,
Ey adaletinden severek çekindiğimiz,
Bütün iyilikler sendendir biliriz, zillete düşürme bizi,
Perişan etme hiçbirimizi, iyilik ver bize, bolluk ver,
Hayır ver hepimize.
Ey keremini umduğumuz!
Affet bizi, bağışla biz isyankarları,
Affını umuyoruz, gufranını diliyoruz,
Ey bağışlamasını dilediğimiz! Sensiz sahibimiz,
Mülkündedir herşeyimiz, elimizde olanlar senin elinden,
Sahip olduklarımıza sen sahipsin, mülkünde yer ver bize,
Ey Biricik varisimiz! Saltanatın sınırsızdır senin,
Saltanatlar sensiz hükümsüzdür,
Sana kullukla sultan eyle bizi, Sana itaatle şereflendir hepimizi,
Hiç bitmeyen saltanatında ihya eyle bizi.
Ey biricik sultanımız! Gördüklerimiz hep seni gösterir,
Duyduklarımız hep senden söz eder, sevdiklerimiz hep seninle sevilir,
Gözümüzü senin ayetlerinle nurlandır, işitmemizi seni ananları duymakla güzelleştir,
Kalbimizi seni sevmekle sevindir, seni sevenleri sevmekle güzel eyle kalbimizi,
Ey biricik göz aydınlığımız! Rahmetin herşeyi kucaklamıştır senin,
Herşey her halinde her an, rahmetine muhtaç senin,
Rahmetini yay kalbimize, merhametini dokundur tenimize,
Şefkatinle ferahlık ver ruhumuza.
Ey rahmetini umduğumuz!
Gazabın haktır biliriz, isyanımız kızdırır cehennemin alevlerini,
Kahrına galip getir rahmetini, gazabını uzak eyle bizden,
Ey rahmetine sığındığımız! Herşeyin bilgisi senin yanında,
Olmuş olacak, gizli aşikar ne varsa hepsi senin ilminde,
Hiçbirşey meçhul değil sana, biliriz,
Bize eşyanın hakikatini bildir.
Ey bilmediğimizi bize bildirenimiz!
Sen ki nefsimize çekemeyeceği yükü yüklemezsin biliriz,
Herşeyin anahtarı senin yanında, zorluklarımızı lütfunla kolaylaştır,
Meşakkatlerimizi rahmetinle hafiflet, kederlerimizi şefkatinle gider,
Ey kederleri açıp, meşakkatleri kaldıran rabbimiz!
Kalplerimizi en güzel hallerle hallendir,
Genişlik ver kalplerimize.
Ey kalpleri halden hale koyan Rabbimiz!
Seni bilmekle süsle kalplerimizi, Sana yakınlıkla ziynetlendir kalplerimizi,
Seni sevmekle güzelleştir, Sana inanmakla nurlandır kalplerimizi,
Senin vuslatınla ışıklandır kalplerimizi, ümitsizliğin karanlığına düşürme kalplerimizi,
Ey kalplerimizi nurlandıran Rabbimiz!
Hidayetinle iyileştir kalplerimizi,
Ebedi saadet müjdesiyle şifa ver kalplerimize, Yokluğun acısına bırakma kalplerimizi,
Fena ve zeval derdiyle dertlendirme kalplerimizi,
Ey kalplerimize şifa veren rabbimiz!
Seni sevmekle tatmin eyle kalplerimizi,
Ebedi sevdalarına vuslat ver kalplerimizin, Senin muhabbetinle sevindir kalplerimizi,
Aşkının serinliğini ver kalplerimize.
Ey kalplerimizin sevgilisi Rabimiz!
Sana yakınlıkla sevindir kalplerimizi, Seni tanımakla sıcaklık ver kalplerimize,
Sana yakınlığın hüsniyetini ver kalplerimize, ısındır kalplerimizi birbirine,
Ey kalplerimizi ısındıran rabbimiz!
Sensin nurların nuru,
Sendendir bütün nurlar, nur ver bize, aydınlat ufkumuzu,
Ey NUR! Sensin nurları nurlandıran, sendendir ışık, sendendir gölge,
Gözaydınlığı ver bize, aydınlat aklımızı.
Ey NUR! Sensin nurları tasvir eyleyen, sendendir suret sendendir renk,
Yüzümüzü kara çıkarma, alnımızı ak eyle.
Ey NUR! Sensin nurları yaratan, sendendir bütün aydınlıklar, karanlıkta bırakma bizi, yolumuzu aydınlık eyle.
Ey NUR! Sensin Nurları takdir eyleyen,
Sendendir bütün sabahlar, nursuz bırakma bizi, gönlümüzü aydınlık eyle,
Ey NUR! Sensin nurların tekbirini gören, sendendir bütün aydınlanmalar,
Gölgede bırakma bizi, Nur’umuzu daim eyle.
Ey NUR! Sensin nurlardan önceki NUR, senin yaratmanla başlar bütün nurlar,
Yokluğun karanlığında bırakma bizi, başımızı Nur eyle.
Ey NUR! Sensin Nurlardan sonraki NUR, senin taktirinle tamam olur bütün nurlar,
Kabrin karanlığında bırakma bizi, sonumuzu Nur eyle. Ey NUR! Sensin nurlar üstündeki NUR, senin yüceltmenle yücedir bütün nurlar,
Semamızı Nursuz bırakma, üstümüze nur eyle.
Ey NUR! Sensin nurlara benzemeyen NUR, senin tecellilerinle aşinadır bütün nurlar bize,
Nur üstüne Nur ver bize, Nurumuzu Nur eyle.
Ey NUR! Seni kusurdan tenzih eder, noksanlıktan takdis ederiz,
Senden başka ilah yok ki bize medet eylesin,
Birtek SENSİN, Birtek Sensin kurtuluşumuz, Birtek sensin sığındığımız,
İman ver bize, kurtuluş ver hepimize,
Bizi hiçliğin ateşinden kurtar,
Bizi senden uzaklığın cehenneminden al,
Ey Rabbimiz!..

Degerli site ziyaretcileri, böyle güzel eserlerin ortaya cikabilmeleri icin, sanatcilarimiz, hocalarimiz yillarini veriyorlar. Lütfen bu CD leri alarak hem onlara destek olalım hemde eserlerin çıkmasını sağlayalım

Ve bu videoyu hazırlayıp hizmete  sunan http://www.tahapinar.com sitesini ziyaret etmeyi unutmayalım.
Ve
http://www.senaidemirci.net/

Eserlerini temin icin..


İslamoğlu Oynayan Simavlı Efeler – İzle

Haziran 3, 2009

islamoglu

Efeler: Dursun Yanar – Şakir Gündüz – Necip Fazıl Yanar – Hazar Gündüz
Bayraktarlar: İsmail Aygün ve Muharrem Esen
Kameraman: Radikal

Bu organizasyon da maddi mavevi desteğini esirgemeyen kütahya simavlılar derneği başkanımız sayın İbrahim Çetinsoy’a, yönetim kurulu üyemiz Galip Tutar’a sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

Not: Etiler Atatük Kültür Merkezinde Egebir tarafından düzenlenmiş olan bir organizasyondur

İslamoğlu Efe Kimdir?

İslamoğlu, Kütahya’nın Gediz İlçesi, Şaphane bucağı Türgün mahallesinde doğmuştur. Asıl adı Mustafa’dır. İslamoğlu lakabı, İslamoğulları adındaki bir sülaleden gelmesinden dolayıdır.

Söylentiye göre Mustafai köyde gerçekleşen bir hırsızlık olayının kendi üzerine yüklenmesiyle hapse atılır. Haksızlığa iftiraya uğramanın acısıyla hapishaneden çıkar çıkmaz silahlanıp dağa çıkar. Kısa bir süre sonra peşine düşen zaptiyeler tarafından bağışlanacağına inandırılan Mustafa teslim olur, ancak yeniden hapsedilir. Karşılaştığı bu kötü işlem karşısında 1853 yılında üç arkadaşıyla birlikte hapishanenin duvarını delerek kaçıp dağa çıkar. Varlıklı kişilerden haraç alır, büyük çiftlikleri ve varlıklı kervanları basarak elde ettiği kazançları yoksullara dağıtır. Kısa zamanda hemen tüm Ege taraflarında büyük bir üne sahip olur ve “İslamoğlu” namıyla anılmaya başlanır. Uzun süre dağlarda eşkıyalık yaptıktan sonra eşkıyalıktan vazgeçerek düze iner ve Gediz’in Orhanlar köyünde bir ev yaptırır. 1867 yılında müfrezeler tarafından kuşatılır ve teslim olması istenirse de buna yanaşmaz ve çatışma çıkar. Kendisine ihanet eden Gökçe adındaki bir köylünün attığı kurşunla yaralanır ve çatışma sonucu aldığı kurşun yaralarıyla ölür.

Halk türkülerinden anlaşıldığı kadarıyla ki halk türkülerinde sözü edilecek kadar olsa gerek oldukça uzun saçlı olan İslamoğlu’nun aynı zamanda iyi saz çaldığı ve iyi bir halk ozanı olduğu da rivayet edilmektedir.

EĞER AŞAĞIDAKİ VİDEOYU İZLEMEKTE SIKINTI ÇEKİYORSANIZ YOUTUBE JACKER ADLI PROGRAMI KURABİLİRSİNİZ. BU PROGRAM SAYESİNDE YOUTUBE’Yİ HİÇ SORUN YAŞAMADAN KULLANABİLİRSİNİZ.

http://www.simavlilar.com/file/youtubejackersetup_www.simavlilar.com.zip


Osman Gazi’nin Oğluna Vasiyet Gibi Nasihati

Haziran 1, 2009

Osman Gazi, oğluna olan vasiyetinde belirttiği hususlara, başka bir vesileyle yaptığı nasihatte, daha derinlemesine ve geniş bir biçimde şöyle dikkat çekmişti:

“Oğul! Din işlerini her şeyden evvel ele alıp, yürütmek gayret ve esâsını dâimâ göz önünde bulundur ve bu sakın gevşekliğe uğratma. Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin kuvvetlenmesine sebep olur. Din gayretine sahip olmayan, sefahate düşkün olan, tecrübe edilmemiş kimselere devlet işlerini verme! Zirâ, yaradanından korkmayan bir kimse, yarattıklarından da çekinmez. Zulümden ve hangisi olursa olsun bid’atten, yani İslâmiyet’e aykırı şeylerden son derece uzak dur! Seni zulüm ve bid’ate teşvik edip sürükleyenleri, devletinden uzaklaştır ki, bunlar seni yıkılışa sürüklemesinler.

“ALLAH-u Teâlâ’nın rızası için, devlet hizmetinde ömrünü tüketen sâdık devlet adamlarını dâimâ gözet. Böyle kıymetli kimselerin vefatından sonra, aile efrâdını koru, ihtiyacı olanların da ihtiyaçlarını karşıla, tebandan hiç kimsenin malına mülküne dokunma. Hak sahiplerine haklarını ver, lâyık olanlara ihsân ve ikrâmlarda bulun ve ailelerini gözet. Özellikle, devletin ruhu mertebesinde olan ve en büyük dayanağı bulunan asker tâifesini (topluluğunu) güzelce idâre edip rahatlarını temin eyle.

osmanli-soyagaci“Devletin bedeninde, kuvvet mertebesinde olan hakikî âlimleri ve fazilet sahiplerini, edip ve yazarları, sanat erbâbını gözetip koru. Onlara hürmet, ikrâm ve ihsânda bulun. Bir ülkede, olgun bir âlimin, bir ârifin, bir velînin bulunduğunu duyarsan, uygun ve lâyık bir usûl ve ifade ile onu memlekete getirt. Onlara her türlü imkânı tanıyarak ülkene yerleştir ki, hükümetin süresince âlim ve ârifler, bilginler, memleketinde çoğalsın. Din ve devlet işleri nizâma oturup ilerlesin.

“Sakın, orduya ve zenginliğe mağrur olma. Hakikî âlim ve âriflere, bilginlere hürmet edip, sarayında onlara yer ver. Benim hâlimden ibret al ki, zayıf, güçsüz bir karınca misâli, hiç lâyık olmadığım hâlde buraya geldim ve ALLAH-u Teâlâ’nın nice ihsânlarına ve inâyetlerine kavuştum. Sen de benim uyduğum ve uyguladığım nizâmı uygula, Muhammed Aleyhisselâm’ın dinini, bu yüce dinin mensuplarını ve itaat eden diğer tebanı himâye eyle! ALLAH-u Teâlâ’nın hakkını ve kullarının hakkını gözet.

“Dinimizin tâyin ettiği beytülmâldeki (devlet hazinesi) gelirin ile kanaat eyle! Devletin zarurî ihtiyaçları dışında sarfiyatta bulunmaktan son derece sakın! Senden sonra geleceklere de aynı nasihatlerde bulun ve iyice tembihle. Dâimâ adâlet ve insaf üzerine bulun. Zulme meydan verme. Herhangi bir işe başlayacağın zaman, ALLAH-u Teâlâ’nın yardımına sığın! Tebanı, düşmanların ve zâlimlerin saldırılarından koru. Haksız olarak hiç kimseye muamelede bulunma. Dâimâ halkını hoşnut edecek şeyleri arayıp, yapılmasını sağla. Onların gönlünü kazanmayı, bunun devamını ve artmasını büyük nimet bil! Tebanın sana olan güveninin sarsılmamasına son derece dikkat eyle.”