Simav Yarenleri

Bu sayfamızda sizlerle Simav ve Yaren konulu çalışmaların bir kompozisyonunun sunuyoruz. Çalışma bir derleme çalışmasıdır. Simav’ın büyük değerlerinden Sayın Dr. Recep Albayrak’a bu güzel çalışması için teşekkür ediyoruz. Asıl kaynak: http://www.simav.gov.tr/yarentanim.asp

Simav içinde bulunduğu tarihi coğrafi ve ekonomik özellikler nedeniyle çevre il ve ilçelerinden oldukça farklı yapı gösteren gösteren yöremizdir. Simav’ı çevreleyen yüksek dağlar, yakın zamana kadar yöreye gidiş gelişlerde ulaşım güçlükleri çekilmesi, ana yollardan uzakta buluması, verimli topraklarında yetişen her türlü ürün sayesinde kendi kendine yeten bir ekonomisinin buluması, Simav’ın yöresel özelliklerinin değişmelerden asgari ölçüde koruyarak yörede etkinliğini hala sürdüren gelenekler arasında “Yarencilik” geleneğinin de devam edegelmesini sağlamıştır.

“Yaren” sözcüğünün Simav!daki anlamı şöyledir. okulların bulunmadığı dönemlerden günümüze kadar gençlere, toplumca belirlenene olumlu kişilik özelliklerini kazandırmak amacıyla teşkilatlanmış gleneksel bir eğitim, yardımlaşma ve dayanışma kurumu şeklindedir.

Simav halkı bu geleneğin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçeden ve bir uç beyliği olarak Simav’a yerleşen atalarından geldiğini kabul etmektedir.

A) YAREN’İN TANIMI :

a) Kelime Anlamı :

Yaren, Farsça “dost, tanıdık, ahbap” anlamlarını taşıyan “YAR” kelimesi kökenlidir.Çoğulu “YARAN”,yerel söyleniş biçimi “YAREN” dir.

b) Kurumsal Anlamı :

Yaren kelimesi, kurumsal anlamda hem topluluğun tamamı(MEHMET YAVUZ YARENİ , OPEL AHMET YARENİ vb.gibi ) hem de bu yapı içinde yer alan üyeler için kullanılır.(Ahmet yaren, Hasan yaren vb.gibi).Yaren hem topluluğun adı,hem de bu topluluğu oluşturan üyelerin sıfatıdır.Her üye “YAREN” adı ile anılır.

Yaren, mensuplarının özelliklerine göre lakap ile (Kınsız Bıçak Kullananlar Yareni – Hayalperestler Yareni vb.gibi) veya Yarenbaşılarının adı ile de (Asım Simav Yareni, Opel Ahmet Yareni , Mehmet Yavuz Yareni vb.gibi) isimlendirilir.Kısaca ifade etmek gerekirse, üyesi ve mensubu olduğu topluma faydalı, sosyal ve kültürel hizmetlerin yanısıra , üyeler arasında ekonomik dayanışmayı amaçlayan geleneksel sivil toplum kuruluşudur.

B) YAREN’İN TARİHÇESİ :

Yaren , Orta Asya’dan , Selçuklular tarafından getirilmiş bir terbiye müssesesidir.Simav’ın coğrafi konumu nedeniyle , anayollara uzak olması ve ilçenin kendi kendine yeten bir ekonomiye sahip olması nedeniyle, geleneklerini büyük ölçüde koruyarak,Yaren’in bozulmadan günümüze ulaşmasına sebep olmuş, ayrıca şehir kültürünün gelişmesine katkı sağlamıştır.

Çeşitli kaynaklara göre, Simav halkı , Batı Türkistan’dan göç ederek Anadolu’ya gelen Türkmen Uç Beyleri’nin soyundandır.Simav’daki Yaren’in kaynağının 1000 yıl öncesine Orta Asya’ya uzandığı, Simav’da ilk Yaren’in 1080 yıllarında kurulduğu, bu dönemde toplantıların kadın-erkek birarada yapıldığı,Yavuz Sultan Selim’in Hilafeti İstanbul’a taşımasından (1517) sonra, Oğuz-Maturidi hoşgörüsünün sona erdiği ve Arap-Eş’ari itikadı doğrultusunda sadece erkeklerin toplandığı rivayet edilmektedir.

Osmanlı Hükümeti ‘ nin yönetim zaafiyetinin olduğu dönemlerde bilhassa gelişen bu müessese , mahalli asayiş ve huzurun korunmasına büyük katkıda bulunmuş , istilacılara karşı çete muharebelerine katılmış , Simav ve yöresinde , üstlerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmiştir.

Kaynak kişilerden bazıları Yaren’i Ahilik’in bir uzantısı veya kalıntısı olarak kabul ederken,diğer bazı kaynaklar Ahilik ile herhangi bir bağlantısının olmadığını söylemektedir. İster Ahilik ile bağlantısı olsun, isterse olmasın , doğru olan, Yaren’in eşsiz bir ahlak adap, terbiye, usul-erkan öğrenme müessesesi olduğudur.Aynı zamanda da modern insan yetiştirme kurumudur.

Özellikle 1900 – 1920 yılları arasında faaliyet gösteren ve “Kara Tavuk Yareni” olarak adlandırılan, içki ve kumar toplulukları hariç tutulacak olursa , Simav ‘ da 26 tane Yaren topluluğu vardı.Bugün ise,geleneklere riayet eden tek bir Yaren topluluğu mevcuttur.(2006-MEHMET YAVUZ YARENİ)

Balkan, Çanakkale ve İstiklal Savaşı yıllarında Yaren toplantıları sazendesiz ve içkisiz yapılmıştır.Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde “Yaren” adı altında faaliyet gösteren, ancak Simav’daki Yaren ile herhangi bir benzerliği bulunmayan teşkilatların olduğu bilinmektedir.

C) YAREN’İN KURULUŞU :

Simav’da Yaren toplulukları faaliyetlerini genellikle Ekim ayından, Mayıs ayı sonuna kadar sürdürmek üzere,her yıl yeniden kurulur. Bu usul eskiden halkın iş yoğunluğunun hafiflediği bir dönem olduğu için benimsenmiştir. Günümüzde bu tarihlere bağlı kalmaksızın kuruluşa öncülük yapan kişilerin çalışmalarını tamamlaması ile faaliyete başlamaktadır. uruluş herhangi bir ayda olabilmektedir.Bitiş tarihi ise yarenlerin tamamının ev açma sırasını savmasına göre belirlenmektedir.

Yeni dönem Yaren’inin kuruluşu iki türlü olabilmektedir.

1 – Kurucu heyet ile

2 – Kurucu heyet olmaksızın.

Bir önceki Yaren’ in Veda Toplantısı’nda, Kurucu Heyet belirlenmiş ise, bu heyet,yeni dönem Yaren’inin kuruluşuna öncülük eder.Yeni dönem Yaren’ine kimlerin devam edeceğini, geçmiş dönemlerde Yarencilik yapan kişilerden, katılmak isteyenleri, sazende heyetinin oluşumunu, ilk defa Yaren’e katılacakları araştırır, edindikleri bilgileri Yaren Heyeti ile paylaşarak, ilk toplantının tarihini ve yerini tesbit ederler. İlk toplantı genellikle Yaren Odası’nda yapılır.

Kurucu Heyet tesbit edilmemiş ise,bu görevi, günlük yaşamda her zaman birarada bulunan birkaç Yaren üstlenir. Yeni Yaren ‘ in oluşumuna önayak olur, kurucu heyet görevini yerine getirir.

D) YAREN’İN OLUŞUMU (TEŞEKKÜLÜ) :

Yaren, 25 – 35 kişiden oluşur.Bu kişilerin 1/4’ünün 50 yaş üzeri, 2/4’ünün 25-50 yaş arasında , 1/4’ünün ise 25 yaş altında olmasına özen gösterilir. Bu yaş gruplarına sırası ile, Büyük Yaren, Orta Yaren ve Küçük Yaren adı verilir.Toplantı esnasında veya günlük yaşamda tüm davranışlar bu sıraya göre düzenlenir,küçükler büyüklerine saygıda kusur etmezler.Büyük Yarenler de Küçük Yarenleri kollamaya, izlemeye ve denetlemeye özen gösterir, yeri gelince ödüllendirilmelerini, yeri gelince de cezalandırılmalarını sağlarlar.

Alt yaş sınırı 15 – 16 ise de, genellikle askerliğini yapmış kişiler bu topluluğa ilgi duydukları için, bugün alt sınır 20 – 22 yaş civarındadır. 18 yaşından küçüklerin Yaren’ealınmaları, velilerinin onayı ile olmaktadır. Yaren’e alınması uygun görülen 18 yaşından küçük yarenlerin babalarından, herhangi bir yere bağımlı olarak çalışanların da usta ve işverenlerinden izin alınır.

E) YAREN’E GİRİŞ ŞARTLARI :

Yaren’e 15-16 yaşından büyük erkekler girebilir.Kişinin sağlığının elvermesi şartı ile herhangi bir üst sınır belirlenmemiştir.

Yaren adayının ve ailesinin,dürüst,iyi ahlaklı ve çevrelerinde saygın kişiler olma-sı gerekir. Sır saklamasını ve büyüklere itaat etmesini bilmelidir. Bu sıfatlardan herhangi birinde veya yaren kurallarına uyma hususunda tereddüt yaşayanlar, Yaren’e alınmaz.

Yaren’e girmek isteyen bir kişi,bu isteğini doğrudan Yaren’e iletemez.Yaren’de bu lunan bir arkadaşının teklifi ve kefaletiyle girebilir. Hakkında gizli soruşturma yapılan kişi olumlu bilgi alınması halinde oylamaya alınır.Yapılan oylamada “OYBİRLİĞİ” şarttır.Bir kişinin bile olumsuz oy kullanması,adayın Yaren’e girişini engeller.Olumsuz oy kullanan kişiye de bunun sebebi sorulmaz,oyunu değiştirmesi için telkinde bulunulamaz.Bu nedenle, Yaren’e alınacaklara, bu durum belli edilmez.Yani oylamadan önce teklif götürülmez. Oylamadan geçen kişiye teklif götürülür, kabul etmesi durumunda ilk toplantıya davet edilerek yarene alınır. Oylamadan geçemeyen kişiye de, bu durum ” Sayımız doldu ” gibi, kırıcı olmayan tarzda iletilir. Sayı dolduğunda ise daha önce Yarenlik yapmış olanlar, yarene yeni gireceklere tercih edilir.

Yarene, yaren üyelerinin tamamı tarafından olumlu oy verilen kişiler girebilir.Bir kişinin Yaren’e alınmaması, o kişinin iyi bir şahsiyet olmadığı anlamına gelmez.

Oylamada uygun görülüp,Yaren’e üye olması kararlaştırılan kişilerin eğitimi,mesleği ve ekonomik durumu ne olursa olsun Yaren’e alınır.Yaren’de sıralamaya esas kriter yaştır.

Herkes Yaren Büyüğü’nün emirlerine uymak zorundadır.

F) YAREN HEYETİ :

Yaren Heyeti aşağıdaki kişilerden oluşmaktadır.

1 – KÖŞE İHTİYARI

2 – BÜYÜKYARENBAŞI

3 – KÜÇÜKYARENBAŞI

4 – YAREN SÖZCÜSÜ

5 – MUHASİP

Büyükyarenbaşı veya Küçükyarenbaşı’nın katılamayacağı toplantılar gözönünde tutularak, birer de vekil seçilmektedir.

1 – Köşe İhtiyarı :

Yaren’in en yaşlısıdır.Yaren geleneği ve kanunlarını iyi bilen,bu konuda tecrübeli, sözünü ve sohbetini dinleten,yarenlerce sevilip sayılan biri olması gerekir.Yaren’i ve yareni yönetenleri denetler.Gözlemcilik yapar.Suç işleyip ceza alan yarenlerin cezalarını artırma veya eksiltmede söz sahibidir. Büyükyarenbaşı’na ceza verip uygulamak da görevleri arasındadır. Yaren Heyeti’nin aciz kaldığı konulara müdahele eder , gerekirse çözüm yolu gösterir. Köşe İhtiyarı’na ceza verilemez, dayak atılamaz , Yaren’den kovulamaz. Sadece sembolik olarak içki verilmez. “O’nu geç” anlamında tepsi bir başkasına verilerek, hatası belli edilir.Her zaman en son söz O’nundur.”O’NUN SÖZÜNÜN ÜSTÜNE SÖZ OLMAZ”

Genellikle Büyükyarenbaşı’ nın arkasında kalan, gerektiğinde ortaya çıkan ve son sözü söyleyen kişidir.Kararların adil bir şekilde alınıp,alınmadığını denetler, Yaren’in saygınlığını temsil eder, herhangi bir leke getirilmesine müsaade etmez.Köşe İhtiyarı’nın vekili olmaz.Herhangi bir nedenle toplantıya katılamazsa, makamı boş bırakılır.

2 – Büyükyarenbaşı :

Halk arasında dürüst bir kişi olarak tanınan,işinde başarılı,sözünü dinletebilen,sorunlara kolay ve sağlıklı çözümler getirebilen , çabuk karar verebilen , adil davranan ikameti sabit kişilerden seçilir.Yaren ‘ in manevi büyüğü ve yöneticisidir. Yaren O’nun adı ile anılır. (2006-MEHMET YAVUZ YARENİ gibi)

Büyükyarenbaşı’nın sözleri kanun gibidir.O’na itaat şarttır.Diğer bütün yarenlere kardeşi – evladı gibi davranması , adil olması ve ayrımcılık yapmaması kendisinden beklenir.Toplantılarda yareni sessizliğe ancak o davet edebilir.”ERO” çekmek, yani “er olun!” toparlanın anlamındaki uyarıyı sadece o yapabilir. Yaren toplantısı esnasında veya dışarıdan kendisine iletilen suçları ve suçluları belirler, bunlara uygun cezalar verir, cezaların infazını sağlar.

Görevlerini aksatması durumunda, diğer Yaren Heyeti mensupları aralarında anlaşarak Büyükyarenbaşı’ nı görevden alabilirler. Yerine yenisi seçilir , eski Büyükyarenbaşı herhangi bir yaren gibi, yarenciliğe devam eder.

Büyükyarenbaşı, adaylar arasından oyçokluğu ile seçilir.

3 – Küçükyarenbaşı :

Yaren’de üstlendiği görevler nedeniyle, titizlikle seçilir.Orta yaşlı,zeki,dinamik,cesur,hoşgörülü,alçak gönüllü,yarenlerce sevilen, halk oyunu ve şarkıları bilmesinin yanısıra, ikameti belli olmalıdır. Yöneticilerin isteklerini yarenlere, yarenlerin isteklerini yöneticilere iletir. Hizmet edecek kişilerin seçimi , hizmetin şekli ve sürelerinin tesbiti, sazendelerin hizmetlerinin aksamaması, oyuncuların seçimi Küçükyarenbaşı’nın görevlerindendir. Hizmetlerinde eksiklik görülenler ile Yaren’de hata yapanların cezalandırılmalarını sağlar.

Yarenlerin günlük yaşamdaki problemlerinden, Yaren toplantılarının her aşama sının en iyi şekilde hazırlanıp sonuçlandırılmasına kadar, çok geniş bir yelpazede görev yapar.Yarenlerin hem anası, hem de babası olarak adlandırılır.Küçükyarenbaşı da adaylar arasından oyçokluğu ile seçilir.

4 – Yaren Sözcüsü :

Öğrenim görmüş, güzel konuşmasını bilen kişiler arasından seçilir.Yaren Heyeti nin isteklerini dile getirir, misafirleri tanıtır. Eski dönemlerde bulunmayan bu görevin 1918 yılında ihdas edildiği rivayet edilir.Büyükyarenbaşı’nın cahil bir kişi olması nedeniyle, hatalı sözler sarfetmesinden ötürü ihtiyaç duyulmuştur.

5 – Muhasip :

Tecrübeli, hesaptan anlayan, defter tutabilen, ikameti belli kişilerden seçilir. Yaren’in gelir-gider hesaplarını tutar, herefenelerin (arifane) eşit olarak toplanıp, ödemelerin zamanında, eksiksiz olarak yapılmasından sorumludur. Dışarıya Yaren ile ilgili en küçük bir borç bırakmaz. İstenildiğinde herkese hesap verir. Küçükyarenbaşı ile irtibatlı çalışır. Muhasiplik de, duyulan ihtiyaç üzerine sonradan ihdas edilmiştir.

G) YAREN TOPLANTILARI :

Bir Yaren döneminde icra edilen toplantı çeşitleri aşağıdaki gibidir.

1 – İlk toplantı ve yemin töreni
2 – Genel toplantılar
3 – Kır toplantıları (sehra,piknik)
4 – Orta Sofraları
5 – Veda Yareni

Bu toplantılar üç şekilde icra edilir.

1 – Bütün masraflar herefeneli (arifane)
2 – İçki ve sazende ücretleri herefeneli
3 – “Yandığı yandığı yerde” denilen bütün masrafların ev sahibince karşılanması.

1 – İlk Toplantı ve Yemin Töreni :

Kurucu Heyetin görevini tamamlamasının ardından belirlenen tarihte yapılan ilk toplantıya tüm yarenler abdest alarak gelirler.İster eski yaren,isterse yeni yaren olsun,Büyükyarenbaşı ve Köşe İhtiyarı’nın huzurunda, sağ ellerini daha önce hazırlanmış olan Türk Bayrağı üzerindeki silah ve Kur’an üzerine koyarak yemin ederler ve yemin metnini imzalarlar.Yemin töreninden sonra, küçükler büyüklerinin ellerini öperek,büyükler birbirleri ile tokalaşarak hayırlaşırlar.Müteakiben, aşağıda izah edildiği üzere,genel toplantı düzeninde ilk toplantı gerçekleştirilir.(bkz:örnek yemin metinleri)

2 – Genel Toplantılar :

Özel günler haricindeki Yaren toplantılarına , yarenlerin tamamı günlük kıyafet leri ile katılırlar. Ancak kıyafetlerin temiz ve düzgün olmasına, ayrıca tıraşlı ve bakımlı gelinilmesine dikkat edilir.Özel günlerde ise (Kurtuluş günü,dışarıda yapılan toplantılar vs.gibi)geleneksel Ege efe/zeybek kıyafetleri giyilir. Toplantının türü ne olursa olsun zamanında iştirak önemlidir.Mazeretsiz geç kalınmasına müsaade edilmez,aksine davranışlar cezalandırılır. Toplantı esnasında amiyane hareketlere de müsaade edilmez,izinsiz ayağa kalkılamaz.

Yaren toplantıları,yaren kanunlarında da yer alan ve tüm yarenler tarafından da bilinen genel kurallar çerçevesinde gerçekleştirilir.İlk toplantıda,kaç günde bir toplanılacağı ve ev sahibi sayısı belirlenerek dönem boyunca buna uyulmaya özen gösterilir.

Toplantılar, tüm masraflar herefeneli olarak yapılır.Yapılan tüm masraflar muhasip tarafından, kişi sayısına bölünerek tahsil edilir.

Toplantılar, Yaren Odası’nda yapılabildiği gibi,müsait olanların evlerinde de açılabilir.Ayrıca, havaların müsait olduğu dönemlerde, yılda bir veya iki kez olmak üzere kırdada yaren toplantısı düzenlenebilir.

Her Yaren toplantısı , üç yarenin biraraya gelerek oluşturduğu grup tarafından Küçükyarenbaşı’nın denetiminde düzenlenir. Buna “EV AÇMA” adı verilir.

Ev açma, Yaren’in önemli ritüellerinden biridir.Ev açma hususu, yaren toplantısı sonunda görüşülüp karara bağlandığı gibi, Orta Sofrası tertip edilerek de sonuçlandırılabilir. BYB ve KYB koordine ile teklifleri değerlendirir, uygun olan gruba ev açma yetkisi verir.

Bu duruma “Ev Satma” adı verilir. Satılan evi alan yarenlerin kıdemlisi BYB ‘ nın önüne dizüstü oturarak,BYB’nın uzattığı,Yaren için önemli bir sembol olan “adalet sopası” nı öpüp alnına götürür. Böylece evi satın aldığını kabul ve ilan eder. Bu ritüel yemin yerine geçer. İlk toplanacak Yaren’e en mükemmel yemekleri çıkaracaklarının, hizmette kusur etmeyeceklerinin teminatını böylece vermiş olurlar.

Ev açmaya talip çıkmazsa, KYB’nın teklifi veya görüşü alınarak, o güne kadar bu görevi almamış yarenlerden görevlendirme yapılır.

Ev açanlar , Küçükyarenbaşı’nın kendilerine verdiği “YAREN MENÜSÜ” ne uygun olarak yiyecek ve içecekleri hazırlarlar (Bkz:örnek yaren menüsü). Her ev sahibinin iki misafir davet etme hakkı vardır.Yaren Heyeti bu sayıyı azaltıp çoğaltabilir. Misafirlerin kimler olacağı, kendilerine haber verilmeden önce , Yaren Heyeti’ne danışılarak tesbit edilir.Uygun görülenler davet edilir. Toplantılarda, misafirlerin amiyane davranışlarına müdahelede bulunulmaz, ancak misafiri çağıran yaren sorumlu tutulur, gerekli görülürse cezalandırılır.

Toplantılarda; “Yaren Odası’ na geliş, selamlaşma, ayak sofrası, eğlence bölümü,molalar (SALİMAĞA), mahalli şarkı ve oyunlar, misafirlerin uğurlanması, mahkeme, dilek ve temenniler ve dağılma” sırası uygulanır.

Ev açanlar, yarenleri ve misafirleri karşılayarak içeriye alırlar. Selamlaşmadan sonra Ayak Sofrası’na geçilerek yemeğe başlanır, dileyen içki de içebilirr.Bu sırada saz icra edilmez.Ayak Sofrası, Köşe İhtiyarı’nın “Afiyet olsun!” temennisi ile sona erer.Müteakiben yarenler ve misafirler Küçükyarenbaşı’nın gösterdiği yerlere oturtulurlar.Bu oturma düzeni gece sonuna kadar değiştirilemez.Ancak KYB değiştirebilir.KYB’nın belirlediği mutfak görevlilerinin hazırladığı içki ve mezeler, yine KYB’nın belirlediği kişiler tarafından, bir defada 3’er kişiye olmak üzere, hiç kimseyi boş geçmeden, ikram edilir.İkram sırasında, içki dağıtan sol dizi ile, yiyecek ve meze sunan ise sağ dizi ile tepsiyi sunarlar.Tepsiden faydalanacak olanlar da yine aynı düzende tepsiyi karşılarlar. Bu sırada saz icra edilmektedir. Her yarenden, şarkıların çoğunu ezbere bilmesi ve okunan şarkılara iştirak ve eşlik etmesi beklenir. Bu gecenin eğlenceli geçmesi açısından önem arzeder.Bu sırada konuşmak veya başka bir şey ile ilgilenmek yasaktır. “SAZ BAŞLAYINCA SÖZ BİTER”

BYB, SALİMA // Ara vermek için ERO ! çekince, tepsiden istifade edenlere “Tepsi devam etsin” komutu verir.Bu komutu vermezse, yeme-içme faslı sona erer.Bu uygulama,verilen molalarda (SALİMAĞA), mutfak görevlileri ile sakilerin değiştirilmesi ile ilerleyen saatlere kadar devam eder. Bundan sonra mahalli şarkılar söylenir,iyi oynayan yarenlere mahalli zeybek oynatılır.Kırık havalar icra edildikten sonra, Kalk Gidelim havası olarak adlandırılan “Cezayir” havası çalınır, mendil yakılır ve misafirlere izin verilir.Durumu iyi görülmeyen,sarhoşluk emaresi görülen yaren veya misafirin yanına başka bir yaren verilerek salimen evine ulaşması sağlanır. ” Cezayir havası ” icra edilirken ışıklar söndürülür.

Misafirler gitmeden önce, toplantı hakkındaki duygu ve düşünceleri alınır.Sözcü,misafirlerden, iyi ve güzel gördüklerini eş ve dostlarına, kusurlu gördüklerini de Yaren Heyeti’ne bildirmelerini rica eder.

“Mendil yakma” nın, 1970’li yılların sonunda başladığı rivayet edilmektedir.Eski Yarenbaşılarından Asım SİMAV’ın ifadesine göre mendil yakma; coşkulu geçen yaren toplantılarının sonunda, ‘nazar’dan korunmak için terli mendiller yakılarak tütsü edilmesinden ibarettir.

Eğer yiyecekler fazla gelmiş ise “SÜRME TEPSİ” çıkarılır, yarene ikram edilerek yiyecek ve içeceklerin ziyan edilmesi önlenir.

Mahkeme safhasına geçilir.Mahkemede o günkü toplantı ile ilgili veya herhangi bir yarenin dışarıda yapmış olduğu hatalı davranışlar değerlendirilir.Yaren Heyeti,gözlemlediği suçları kendisi değerlendirdiği gibi,herhangi bir yarenin şikayetini de dikkate alır.Suçlanan yaren, ismi ile çağrılmasını müteakip ortaya çıkar. Suçu kendisine söylenir,savunması alınır. Suçu sabit görülenlerin durumu, Büyükyarenbaşı (BYB) ve Küçükyarenbaşı (KYB) tarafından ayrı bir odada görüşülüp değerlendirilerek cezaları belirlenir.Köşe İhtiyarı’nın görüşü ve oluru alınarak cezalar infaz edilir.Bu cezalar; ihtar,mali ceza veya falaka olarak değişmektedir. Suçun ağırlığına göre bunlardan biri uygulanır. Cezasını çeken yarenler, Köşe İhtiyarı’ndan başlayarak, tüm yarenler ile helalleşir.

Daha sonra dilek ve temenniler alınır.Yarenler düşünce ve görüşlerini açıkça ifade ederler.Bir sonraki yarende ev açacakların belirlenmesi amacıyla “Ev Satımı” gerçekleştirilir. Talip olan gruplardan birine bu görev verilerek toplantı sona erer. KYB en son çıkarak, herkesin evlerine gidip-gitmediğini, kimseye belli etmeden denetler.Yaren’den sonra herhangi bir yerde eğlenmek ve içki içmek kesinlikle yasaktır.

Bu toplantılar sırasında tüm hizmetler KYB’nın organizesi ile yarenler tarafından sıra ile gerçekleştirilir.Hizmetlerin icrası esnasında,intizam ve temizliğe azami özen gösterilir.Ev sahipleri,mecbur kalınmadıkça, yaren toplantısı başladıktan sonraki hizmetlerde kullanılmaz.

Toplantılar ve mahkeme esnasında yaşananlar bir sırdır.Dışarıda kesinlikle söz edilemez.Bu kurala, sazende de uymak zorundadır.

Toplantıların bir bölümünde, yarenlerden veya misafirlerden,fıkra,anekdot veya başından geçmiş ilginç olayların anlatılması istenebilir.Deyiş atma, KYB’nın izni ile müsait bir zamanda yapılır.Eski yarenlerde oynanan yüzük oyunu, fincan oyunu gibi oyunlar halen mevcut değildir.Günümüzde bu uygulama yoktur.

Toplantılar esnasında, yarenlere ve misafirlere “tuz ikramı” yapılır.Ekmek ve tuzun, bozulması imkansız dostluğu vurguladığı, ekmek ve tuzu birlikte yiyenlerin birbirlerine ihanet edemeyeceği, ebedi dostluk ve kardeşliğin başlangıcı olduğu kabul edilir.

3 – Kır Toplantıları :

Havaların müsait olduğu dönemlerde , yılda bir veya iki kez olmak üzere , bazen yarenlerin eşlerinin de katıldığı kır toplantıları da (sehra,piknik) düzenlenir.Eşlerle yapılan toplantılarda , bazı kurallarda esnek davranılsa da,eşlerin katılmadığı toplantılarda, yaren kurallarından taviz verilmez. Sadece mekan değişmiştir. Kır toplantılarının yapıldığı mahale bayrak dikilir.

Eskiden kırda/sahrada yaren açmak isteyenler, ihtiyaçlarını tamamen kendileri temin ederdi.Yani yapılan masrafların tamamını üstlenirdi.”YANDIĞI YANDIĞI YER’DE”

4 – Orta Sofrası :

Mahkeme kurulamayan yaren toplantılarını takip eden hafta içerisinde veya görüşülmesi gereken acil bir konu olduğunda, belirlenen bir günde yarenler orta sofrasına davet edilir.Bu toplantılar yiyecek ve içecek olmadan düzenlenir.İstisnai hallerde yiyecek ve içecek ikramı yapılabilir.Ancak, eğlence ve saz icrası söz konusu değildir. Sadece gündemde bulunan konuların görüşülmesi ve mahkeme icrası ile toplantıya son verilir. Her toplantıda olduğu gibi, tüm yaren kuralları Orta Sofrası için de geçerlidir.

5 – Veda Yareni :

Bütün yarenlerin ev açma sıralarının tamamlanmasından sonra, yaren üyelerinin kolektif katkıları ile düzenlenen, ev açmanın olmadığı, herkesin bir görevi üstlenmesi ile gerçekleştirilen toplantıdır. Başlangıçtan sonuna kadar genel toplantı düzeninde giden ” VedaYareni”nde, ilerleyen saatlerde BYB ve KYB , görevlerini sembolik olarak, yıl boyunca yaren adap ve erkanına uyumda temayüz etmiş bir yarene, yaşına bakılmaksızın devreder.Toplantının bir bölümünü seçilen bu yarenler idare eder.Veda Yareni’ne misafir alınmaz.

Yaren sonunda helalleşme töreni icra edilir.İstenir ise muhasip alacak ve borçları açıklar. Borcu bulunanların bunu ödemesi istenir. Yaren toplantısının sonuna gelindiğinde,bir sonraki dönem için kurucu heyet belirlenir. Müteakip Yaren’ in kuruluşunu bu şahıslarüstlenir.Davul-zurna eşliğinde, en büyük yarenden, en küçük yarene doğru sıralanır, iki kol önündeki yaren büyüğünün iki omuzuna gelecek şekilde düzen alınır ve bu şekilde ortada birkaç defa dönülür. Yaş sırasına göre , Köşe İhtiyarı’ ndan başlayarak, herkes birbirinden helallik diler ve kucaklaşır.Yaren’in en duygusal anı burada yaşanır.Hatıra fotoğrafı çekilerek toplantı sona erdirilir.

Eskiden Veda Yareni’ne sürpriz olarak, servis veya oyun amacı ile getirildiği de olurmuş.Yaren üyeleri yüksek ahlak sahibi kişiler olduğu için, şimdiye kadar herhangi bir olumsuz durum yaşandığı işitilmemiştir.

Veda Yarenleri’nde genellikle mahkeme kurulmaz.Ancak, eski yıllarda bir yaren,daha önce ceza almış arkadaşlarına “Siz ceza aldınız, ben bu sene cezasız bu yareni tamamlıyorum” şeklinde alaycı bir tavır takınınca, bu kişi Veda Yareni’nde mahkeme kurulmasına neden olmuş ve cezalandırılmıştır.

H) YAREN’İN ETKİLERİ :

Yaren’in. kültür, yardımlaşma, dayanışma, grup denetimi ve toplum davranışları üzerine olumlu etkisi mevcuttur.Mensuplarının dürüst, namuslu,becerikli,enerjik,dikkatli veyardımsever olmalarının yanısıra, sorumluluk duygusu ile hareket ederek başkalarının hak ve menfaatlerine saygılı olmayı ,kendisine ve başkalarına güven duymayı, sır saklamayı öğretir.

Yaren’e giren kişiler, önce kendilerini denetlemeyi öğrenir.Zamanla bu davranış biçimi gelişerek, kişinin kendisi ile özdeşleşir.Yemek yerken, içki içerken,konuşurken herhangi bir toplum içinde bulunurken kendisine öğretilen bu kurallar çerçevesinde davranır,örnek bir kişi olarak kendisini gösterir.Çünkü o bir yarendir ve bulunduğu her yerde Yaren’i temsil etmektedir.

Yaren’de, hilekarlık, sahtekarlık, kumarbazlık gibi kötü davranışta bulunanlara kesinlikle müsamaha edilmez,en ağır şekilde cezalandırılırlar.Bu tutumunda ısrarcı olanlara”kovulma” cezası verilerek Yaren’den uzaklaştırılır.

Yarenler, birbirlerinin iyi ve kötü günlerinde hep yanındadırlar.Düğünler, eğlenceler beraber organize edilir,cenazeler beraber kaldırılır.Sevinçler ve hüzünler paylaşılır.Kısaca, nimet de, külfet de müşterektir.

Yarende her yaştan üye bulunması nedeniyle,küçükler büyüklere saygıyı, büyükler küçükleri sevmeyi ve kollamayı burada öğrenir veya pekiştirir. Herkes birbirini denetler,gözaltında tutar.Bu sadece toplantı esnasında değil, günlük yaşamda da böyledir.Ancak bu murakebe ve gözetim hiçbir zaman rahatsız edici boyutta olmamıştır.

Sonuç olarak :

1- Yaren teşkilatının geçmişi, Türk’lerin Orta Asya’dan göçüne dayanmakta,yaklaşık 1000 yıllık bir geleneği günümüze taşıyıp, yaşatmaktadır.

2- Her yaş grubundan kişileri bir araya getirerek, bu kişilerin sosyal etkinliklerde bulunmalarını sağlar, kaybolmakta olan manevi değerlerin yozlaşmasını önler.

3- Birbirleriyle yardımlaşma en üst seviyededir. Her üye yaren koruması altında olup, ihtiyaç duyulduğunda üyelerin kendisine yardıma geleceğini bilir.Bu psikolojik rahatlamanın yanısıra, ruhsal huzur ve özgüven sağlar.

4- Yarene girdikten sonra, toplumda kötü görülen davranışlardan kendini uzak tutmaya özen gösterir.Hayatına çeki-düzen verir.Dışarıda da yaren disiplini ile hareket ettiğinden toplum içinde kendisine saygın bir yer edinir.

5- Yaren, yasal ve ahlaki normların çiğnenmesini önler,yasal ve ahlaki yanlışlıklara gecikmeden müdahele eder ve düzeltir.

6- Yaren canlı bir folklor arşividir.Yöresel müzik ve oyunların yaşatılmasında,geleneklerin bozulmadan sonraki kuşaklara aktarılmasında köprü vazifesi görür.

7- İlçemizde (Büyük Hayır-Kurtuluş Günü gibi) veya ilçe dışında (Simavlıların organizasyonları,Yaren’ in ilçe dışında açtığı yaren toplantısı gibi) yapılan sosyal etkinliklere katılarak veya bizzat organize ederek yardım ve tanıtımda bulunur.

8- Yaren’de siyaset ve inanca müdahele kesinlikle yasaklanmış olduğundan,değişik görüş ve inanca sahip kişilerin bulunduğu bu toplulukta demokratik kurallar geçerlidir.Bunun aksine davrananlar şiddetle cezalandırılır.Topluluk olarak da siyaseti ve inanca müdaheleyi çağrıştıran herhangi bir etkinlikte bulunulmaz ve bu tür toplantılara iştirak edilmez.Özel yaşamda ise, yarenler dilediği inancın ve politikanın peşinden gidebilir.

9-Tembelliği önler, toplum ve cemiyete faydalı bireyler kazandırır.Sosyal ve medeni ilişkilere öncelik verip, toplumun şehirleşmesine katkı sağlar.

Kısaca “Yaren” adı verilen Yaren Topluluğu, faaliyetlerinin planlamasını, dışarıdan gelebilecek sosyal ve kültürel amaçlı talep ve istekleri de dikkate alarak,kendisi yapmaktadır.Finansman ihtiyacı ise, “herefene//arifane” usulü ile yaren üyelerinden eşit şekilde toplanarak karşılanmaktadır.Bunun yanısıra, yaren üyelerinden maddi durumları iyi olanların yardımları ise, diğer üyelerin onurlarını rencide etmemek şartı ile, reddedilmemektedir.

Yaren, Simav’da geleneksel kültür ve adetlerin korunmasındaki ana unsurlardan biridir.Diğer bir anlayışla, ciddi ve güvenilir bir sivil toplum kuruluşudur.

Yaren geleneği, yaren üyelerinin takdir ve övgüye layık özverisi ile sürdürülebilmektedir.Temennimiz yaren geleneği kural ve kaidelerinin deformasyona uğramadan devam etmesidir.

Simav’ın yetiştirdiği değerlerden olan Sayın Alaattin Gürırmak’ın İzmir’de düzenlenen Simav Yaren Gecesi ile ilgili yazısı ise şöyle:

Sayın okuyucularım ve hemşehrilerim 7-Mart-2008 Cuma akşamı İzmir Simavlılar Derneğinin Bornova-Manavkuyu semtinde AĞRI’lı bir müteahitin işletmesi olan lokantada düzenlediği “yemekli hemşehri gecesi”inde gördüğüm izlenimlerimi size duyurmayı kendime görev biliyorum..Nede olsa bu derneğin kurucu üyelerinden ve eski başkanlarındanım.

Efendim uzun bir süredir böyle yemekli bir gece toplantısında geciken derneğimiz, 8 yıldır Amerika’da yaşayan kurucu üyelerimizden emekli öğretmen NAZLIM BAYRAM (Gökçeler) ağabeyimin İzmir’e dönmesi ile tekrar bir organizasyonu yapılabildi.

Saygıdeğer Kaymakamımız SAMET ERÇOŞKUN, Simavlı Kütahya Milletvekillerimiz Prof.Dr.ALİM IŞIK, Doç.Dr. İSMAİL HAKKI BİÇER,Belediye Başkan Yardımcılarımız Hüseyin Güner,Süleyman Özkan,Sanayi ve Ticaret Odası Başkanımız Şeref Kazcıoğlu,Kuşu Beldesi Belediye Başkanı emekli postacı Halil Ergenç ve İzmir Kuşulular Derneği üyeleri yapılan hemşehri gecemizde solonun misafirleriydi…Malum, Dernek Başkanımız emekli öğretmen serbest Avukat Mustafa Türe hocam ilçemiz Kuşu kasabasındandır…Keşke Kuşulu hemşehrilerimiz haricindeki belde belediye başkanlarımızı da misafirimiz olarak görebilseydik.

Efendim Derneğimiz 15 yıl önce kuruldu…yani 1993’te.. günümüze kadar başkanlık yapanlar olarak, kurucu Başkanımız emekli Tapucu SADİ OKTAV(Simav-merkez),sonraki başkanı ben gazeteci Alaattin Gürırmak(Simav-merkez)…benden bayrağı devralan emekli astsubay İhsan Kamar(Simav-merkez) da olduğu halde Simav’ımız adına yapılan gece’de hemşehrilerimize ev sahipliği yapmaya çalıştık…Hemşehrilerimizin İzmir gurbetinde birlik ve beraberliği ile güzelliklerin oluşması ve yaşanması için orada hazır bulunduk.

Sayın hemşehrilerim o kadar hatırı sayılır misafir gelmişti ki Derneğimiz yönetimi hepsine söz vermiye ve hepsini de konuşturmaya kalkınca, diğer masalarda oturanlar hemşehrilerimiz birbirleriyle konuşup kaynaşamadılar…Çünkü çok sayıdaki konuşmacı nutuklarını uzun tuttular.Bendeniz başlangıçta U harfi şeklindeki Kaymakamımızın da yer aldığı protokol masasında İlahiyat Fakültesi hocalarından Prof.Dr. Cemal SOFUOĞLU(Şenköy) ile hasbihal yaparken,Simav’dan arkadaşlarım Som Ofset Matbaası ve Simav’ın Sesi Gazetesi sahibi ŞEREF ERİM,yarenim Mustafa Arıgümüş, MATOFSET matbaası ve Gazete Efe’m sahibi MEHMET ADİL TURGUT masalarına çağırdılar…Öyle ya Gazeteci dediğin Basın’cı arkadaşlarının yanında oturur…Efendim konuşmacılardan arta kalan sessizlik aralarında Simav’ı konuşabildik…

Peki sen Ankara’larda SİMAV KİTABIN İÇİN mahkemelerde yargılanan ilk ve tek SİMAV mağduru olarak sana söz verdiler mi diye muhakak soracak olursanız…vallahi vahşi kapitalizm ve VEFASIZLIK günümüzü o kadar sarmış ki…Simav’la Simavcılıkla ilgisi olmayan 20’den fazla isim alkışlandıktan,konuşturulduktan sonra unutulmuş olacağım ki hatırlandım ve ismim nice sonra bir mecburiyetten anons edilip salonda olduğum bildirildi…Konuşma lüksü ise verilemedi…Çünkü makam sahibi çok insan ben burdayım demek için sıradaydı.

Allah razı olsun ,vefalı milletvekilimiz Profesör Dr. ALİM IŞIK Hocam bir ara protokol masasındaki yerinden ayrılıp masama geldi. İlçemiz gazetecileri ŞEREF ERİM,MUSTAFA ARIGÜMÜŞ ve MEHMET ADİL TURGUT arkadaşlarımla Simav’ın kanayan sorunlarını bölük pörçük de olsa tartışabildik…Ve sonra bana dönerek dedi ki, “Simav davalısı Alaattin kardeşim, Ankara’ya mahkeme duruşmana geldiğinde beni ziyaret etmeden İzmir’e dönme, sen bizim kalbimizdesin, seni herkes unutabilir ama bizler unutamayız,sen Simav’a bir ömür vermiş hemşehrimizsin.İyi-kötü gününde daima yanında olacağız…” şeklindeki konuşması beni baya duygulandırdı…Kendisine teşekkür ettim ve ilçemizi Ankara’daki temsilinde başarılar diledim.

Evet sayın okuyucular ve hemşehrilerim İzmir’deki Simav Yaren Gecemizde Simav türküleri eşliğinde Simav zeybeği oyunları ile misafirleri çoşturan NAŞA SPOR KULÜBÜ YAREN EKİBİ’ni de rahmetli mahalli sanatçımız Hali İbrahim Bilgin (şöhret ismi Ali Birig)’in oğlu Ahmet Bilgin’e de teşekkürlerimi sunarım. Rahmetli babasıyla İzmir’de birçok yaren gecesinde Simav’ı yad etmiştik. Usta sazendemizin oğlu Ahmet’de babasının yokluğunu bağlamasının tellerine vurdukça yüreğimizi şanlı Simav dağlarında bulduruyor…Allah Razı olsun…İzmir gurbetinde kulaklarımızın pasını sildi.

Efendim yaren gecemizin organizasyonunda emeği geçen Nazlım Bayram hocam kadar derneğimiz yönetim kurulu üyelerine de bura da değinmeden geçemem…Halen dernek başkanımız emekli öğretmen – serbest avukat MUSTAFA TÜRE(Kuşu), Başkan yardımcısı serbest avukat MEVLÜT EVREN (Toklar), Öğretmen ÖZKAN GÜLER(Kuşu), emekli öğretmenler HÜSEYİN ÖZTÜRK (Yeşilova) , Arif Sevimli (Simav), Avukat YILDIRAY ÇINAR, HALİL ÇINAR(Kusumlar), Avukat YASİN KARACA (Kuşu) Avukat Özgür Esmeray (Sındırgı) hemşehrilerimiz düzenlenen Simav gecesinde İzmir’de bir Simav lobisinin varlığını Ankara’daki vekillerimize ve misafirlerimize sergilemeyi başardılar.

İzmir Simavlılar Derneğinin düzenlediği bu gecede keşke çok konuşmacı olmasaydı da İzmir’e Simav’dan,Ankara’dan ve Almanya’dan gelerek toplanan hemşehrilerimiz ilçemizle ilgili elle tutulur,gözle görülür yaptırımlar için fikir birliğine girilinmesine vesile olunabilinseydi..Gecemiz misafiri son konuşmacımız Milletvekilimiz İsmail Hakkı Biçer’in dediği gibi biz SİMAVLILAR İZMİR GURBETİNDE 25 BİN KİŞİ DEĞİL , son üç-beş yıl içinde göç eden hemşehrilerimizle 50 bin kişiye ulaştık…Sebebi ilçemiz Simav’da yeni iş sahaları olmadığındandır.

Son söz olarak değerli kaymakamımız SAMET ERÇOŞKUN’un katılımından ötürü tebrik ediyor ve kutluyorum…1993 yılında yani 15 yıl önce kurulan derneğimizi ziyaret edip bizi şereflendiren ilk kaymakam sayın Samet Erçoşkun olmuştur…Onun döneminde ilçemize çok önemli hizmetleri olacağına inanıyorum.

Simav dışındaki en büyük Simavlı yerleşiminin olduğu İZMİR’E gerek kaymakamımızın gerekse milletvekillerimizin zahmet edip gelmeleri çok faydalı olacaktır. Simavlılık bilincinin en çok yaşatıldığı gurbet ,İzmirdir. Hemşehrilerimizin diyaloglar yapması ile ortak akıllarla GÖÇ VEREN İLÇEMİZE GEREKLİ YATIRIMLARIN yapılması bulunmalıdır…7 yıl önceki ilçe nüfusumuza göre yapılan göçlerle 30 bin azalırken merkez nüfusumuz ise 3 bin kişi eksilmiştir…15 belediyemizin statüsü köy muhtarlığına inmiştir. TÜM İLGİLİ VE YETKİLİLERİMİZ bu istatistiği iyileştirme yolu ve çaresi aramalıdırlar.

SAYGI VE SELAMLARIMLA

8-Mart-2008 ALAATTİN GÜRIRMAK-İZMİR

Yorum bırakın