Gül ve Erdoğan'ın Sildiği İsim

Haziran 1, 2009

152605Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Hüsamettin Cindoruk’a bile “kutlama mesajı” gönderdiler ancak, bir zamanlar 4 numaraları olan ismi anmadılar bile…

Gül’ün cumhurbaşkanlığını, AKP’yi en çok eleştiren isimlerden Cindoruk’a Gül de Erdoğan da DP Genel Başkanı seçildiği için tebrik mesajı gönderdi. Kendi partisini kuran eski dava arkadaşları Şener’i ise aramadılar bile

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Demokrat Parti (DP) Kongresi’nde genel başkanlığa seçilen Hüsamettin Cindoruk’a tebrik mesajı göndererek kutlarken, geçen hafta Türkiye Partisi’ni kurarak başına geçen ‘eski dava arkadaşları’ Abdüllatif Şener’i pas geçti. Ne Gül ne de Erdoğan, Şener’e kutlama mesajı gönderdi.

CİNDORUK KÖŞK’E ÇIKACAK

Cumhurbaşkanı Gül, başarılar dilediği Cindoruk’un kendisini ziyaret talebine de olumlu yanıt verdi. Cindoruk, önümüzdeki günlerde Köşk’e çıkarak Gül’ü ziyaret edecek. DP’nin yeni lideri, Gül’ün cumhurbaşkanı seçildiği süreçte, ‘367’ kararına destek vermişti. Cindoruk, parti başkanı olduktan sonraki açıklamalarında da ‘Gül’ün hala kendini cumhurbaşkanı olarak kabul ettiremediğini, bu yüzden Köşk’e sanatçıları vs. davet ettiğini’ söylemişti.

Cindoruk, Gül görüşmesine giderken cebinde ‘Bir Mayın Temizle Üç Çiçek Açsın’ adıyla hazırlanan ‘mayın’ raporu da olacak. Mayın temizleme işinin, zamanında ve risksiz yapılması için NATO’ya bağlı NAMSA’ya görev verilmesi gerektiğini savunan DP lideri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e önerilerde bulunacak.

AKŞAM


Ege, Kütahya, Simav Yöresel Türküler ve Mp3ler

Mayıs 28, 2009

yoreselturkuler

ELİMDEKİ BAZI YÖRESEL MP3 LERİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUM TALEP OLURSA DAHASI OLACAK

BUYURUN:

—-> MUZi43 <—

——————————————

Ahmet Özer:

download

Ahmet Seykan:

download

serkan_cd_arka

Serkan Saruhan:

download


himmet ören

Himmet Ören:

download

Ahmet Cilasun:

download

Ayşem ( Akpınar ) :

download

Barana Türküleri :

download

Elektro Bağlamalı Sözlü Oyun Havaları :

download

kerim_cd_arka

Kerim Mutafoğlu :

download

Sındırgılı Kardeşler :

download


Araç Muayene Hizmet mi ? Hezimet mi ?

Mayıs 25, 2009

825Son aylarda internet sitelerinde arac muayene istasyonlari hakkinda haberler yer almakda. Ben bu haberleri okudukca sevinmem mi lazim uzulmem mi lazim bilemiyorum .

Dort yil once aracimi satmadan 97 model bir arac aldim. Bir ay sonra iki aracinda arac muyene istasyonuna gitme zamani geldi. Hollanda’da arac muayene istasyonlarina ( AKP ) diyorlar. Araclarin muyene edilme tarihine ortalama 1,5 – 2 ay kala ilgili mudurlukten eve yazi geliyor. “Şu tarihde aracinizin muyenesini yaptirin. Yaptirmadan kullanmayin. Kullanirken yakalanirsaniz ceza alirsiniz” AKP istasyonlari cok oldugu icin hangi firmadan hangi ozel kisilere aracinizin muyenesini yaptiracaksaniz randevuyu alirsiniz . Yazının devamını oku »


Bilgisayarda Hızlı Yazı Yazma Ege Bölgesi Birincisi

Mayıs 23, 2009

Bilgisayarda Hızlı Yazı Yazma Yarışması İntersteno Türkiye Şampiyonası’na katılan Gediz Ticaret Meslek Lisesi öğrencileri Ege bölgesi birincisi oldu.

Birleşmiş Milletler’in yan kuruluşlarından olan Uluslararası İntersteno Birliği Türkiye Birimi’nce düzenlenen yarışmalarda, Gediz Ticaret Meslek Lisesi öğrencisi Kevser Kıran, 17-20 yaş arası kategoride Ege bölgesi birincisi seçildi.

Türkiye genelinde 13. sıraya yerleşen Kevser Kıran kızlar arasında ise Türkiye şampiyonu oldu. Gediz Ticaret Meslek Lisesi Müdürü Bayram Sarı, internet ortamında yapılan yarışmada bu yıl çok güzel başarı elde ettiklerini söyledi.
Diğer öğrenci İbrahim Akpınar’ın Türkiye Şampiyonası’nda 26. olarak dereceye girdiğini belirten Müdürü Bayram Sarı, “Okulumuzun başarılı öğrencilerinden Kevser Kıran, ülkemizde iyi bir başarı elde ederken, Dünya İntersteno Şampiyonası’nda ise kategorisinde dünya 39’uncusu oldu. Okulumuz Gediz Ticaret Meslek Lisesi’ni başarı ile temsil eden öğrencilerimizi yürekten kutluyorum. Yeni şampiyonlar çıkarmak için çalışmalarına devam eden okulumuzun asıl amacı Türkiye şampiyonu yetiştirmek” dedi.


Mahkemede Emekliye ’zam’ Umudu Çıktı

Mayıs 21, 2009

Ankara 17. İş Mahkemesi, Ecevit Hükümeti döneminde çıkarılan kararnameye göre, aktif çalışan işçiler ile memur ve memur emeklilerine ödendiği halde işçi emeklilerine ödenmeyen zammın verilmesi gerektiğine hükmetti. SGK’nın kararı temyiz etmesi bekleniyor. Kararı Yargıtay da onaylarsa, 2003 yılında emekli aylığı alan tüm emekliler “eksik” ödemeden kaynaklı aylık farklarını, yasal faizi eklenerek 2003’ten itibaren birikimli olarak alabilecekler.

Hukuk mücadelesi

2002’de Ecevit Hükümeti’nin çıkardığı 2002/4847 sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre, çalışan ve emeklilere ek zam verildi. Bu kararnameden işçi emeklileri yararlanamadan işbaşına gelen AKP Hükümeti 2003’te bu kararnameyi kaldırdı. Türkiye İşçi Emeklileri Derneği, Nadir Üşekçioğlu (70) adlı emekliye Ankara 17. İş Mahkemesi’nde dava açtırdı.

Av. Yavuz Dersan’nın hazırladığı dava dilekçesinde, “Kararnameye göre işçi ve memurun 31.12. 2002 yılı maaşına verilen zamdan doğan farkın işçi emeklilerine de ödenmesi gerektiği” vurgulanarak, “31.12.2002’de bu kararname yürürlükte olduğuna göre; 2003’te kaldırılan kararname geriye yürümez” denildi. Mahkeme de bu istemi kabul etti. Mahkeme, dilekçedeki bununla bağlantılı 2007 Merkezi Bütçe Kanununa göre, 2006 yılı Aralık ayı maşlarına 3.58 oranında zam gerekirken, Bakanlar Kurulu kararı gereği 1.33 oranında artış yapıldığı iddiasını kabul ederek, işçi emeklilerine yüzde 2.25’lik bir eksik ödeme oluştuğuna ve bunun 2003 yılından itibaren yasal faiziyle birlikte mağdur emekli Üşekçioğlu’na ödenmesi gerektiğine de hükmetti.

Eksik ödemeler hesaplandı

Mahkeme, Av. Ertuğrul Yalçın’ın, 2003 Ocak ayından, davanın açıldığı 2007 yılı Ocak ayına kadar eksik ödemeler toplamı olan bin 837.07 TL’nin davacıya ödenmesini de benimsedi. Bu alacağa dava tarihinden itibaren yasal faizinin uygulanması da karara bağlandı. Davacının dava tarihinde 709,31 TL olan emekli aylığı da 771,96 TL’ye yükseltildi.


Ak Parti'de seçim

Mayıs 18, 2009

Kütahya İl Genel Meclisi üyesi Kamil Saraçoğlu, Haziran ayında düzenlenecek seçimde AK Parti İl Başkanlığına aday olduğunu açıkladı.

Eski İl Genel Meclisi Başkanı da olan Saraçoğlu, AK Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra ticarete atıldığını, halen oto yedek parça, lastik satışı ve toptancılığıyla uğraştığını bildirdi.
AK Parti Kütahya İl Başkanlığında kurucu il yönetim kurulu üyesi olarak siyasete başladığını, 2005-2009 yılları arasında İl Genel Meclisi Başkanlığını yürüttüğünü anlatan Saraçoğlu, 29 Mart’ta yeniden İl Genel Meclisi üyeliğine seçildiğini anımsattı.
Saraçoğlu, AK Parti misyonunu, partinin kuruluşundan bu yana çok iyi idrak ettiğini ve içselleştirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

”Bu hizmet yarışında AK Parti Kütahya İl Başkanı olarak görev almaya hazır olduğumu bildiriyorum. Yaklaşmakta olan AK Parti Kütahya 3’üncü Olağan Kongresi’nde AK Parti Kütahya İl Başkanı adayı olduğumu açıklıyorum. AK Parti’de değişik kademelerde görev yapmış biri olarak partimizde hizmete talip olmanın nasıl ağır bir sorumluluk taşıdığının bilincindeyim. Amacımız bu ülkeye ve bu kente gerekli olduğuna inandığımız partimizde birlik ve beraberlik duygularını öne çıkarak yeni bir sinerji yaratmaktır.”

AK Parti İl Başkanlığı için daha önce inşaat mühendisi Mehmet Tekin, adaylığını ilan etmişti.

Partinin İl Başkanlığını, 29 Mart yerel seçimleri öncesinde Şükrü Nazlı’nın Kütahya Belediye Başkanlığına aday adayı olması nedeniyle istifasından sonra vekaleten bu göreve getirilen İsmail Dayıoğlu yürütüyor.


Kütahya Simav Köyleri

Mayıs 15, 2009

Simav’ın bütün köylerinin isim listesi:

  1. Ahlatlıçeşme
  2. Ahmetli
  3. Akpınar
  4. Aksaz
  5. Aşağıdolaylar
  6. Bademli
  7. Başkonak
  8. Beciler
  9. Bedirler
  10. Boğazköy
  11. Çakırlar
  12. Çamlık
  13. Çınarlıdere
  14. Çulhalar
  15. Dağardı
  16. Dereköy
  17. Dereyüzüdere
  18. Efir
  19. Eğirler
  20. Esenbağ
  21. Evciler
  22. Gılmanlar
  23. Gökçeler
  24. Gölköy
  25. Hacıahmetoğlu
  26. Hacıhüseyinefendi
  27. Hamzabey
  28. Hasanören
  29. Hıdırdivanı
  30. Ihlamur
  31. İmranlar
  32. İnkaya
  33. İnlice
  34. Kapıkaya
  35. Karacaören
  36. Karakoca
  37. Karapınar
  38. Kayaışık
  39. Kayalıdere
  40. Kızılcık
  41. Kiçir
  42. Koyunoba
  43. Köseler
  44. Kurduman
  45. Külcü
  46. Küplüce
  47. Madenköy
  48. Mamak
  49. Ortacı
  50. Örencik
  51. Örenli
  52. Pulluca
  53. Samat
  54. Sarıçam
  55. Sarıkaya
  56. Sarkatlar
  57. Söğüt
  58. Sudöşeği
  59. Sünnetçiler
  60. Taşköy
  61. Taşlık
  62. Toklar
  63. Yağıllar
  64. Yağmurlar
  65. Yassıeynihan
  66. Yavu
  67. Yeniler
  68. Yeşilçam
  69. Yeşilova
  70. Yeşilyayla
  71. Yukarıdolaylar

Bu Helvayı Kim Yapacak?

Mayıs 10, 2009

f2_2_helva_karilmasi

Bilenler vardır, Gediz ile Simav arasında yarı değerli bir tas madeni var. Nerdeyse 20 yıla yakin bir zamandır bu madenin peşindeyim. Bu maden 100 yıl önce çalıştırılmış islenip ve islenmeden katırlar ve develerle İstanbul’a taşınmış. Ve buradan başkalarına satılmış ve Ülke ekonomisine katkı sağlamış. Ayni taş dünyada benzerlerinden çok kıymetli. Değerli bir tas ve bu madenin en büyüğü bugün Londra’da Müzesinde bulunmakta ve üzerinde madenin çıktığı yer yazılmakta. Yine ülkemizde doğu ana doluda bulunan çok değerli bir tas mevcuttur, nerdeyse altından daha değerli.

Bizim madenimizi geçmişte çok kişiler çalıştırmak için bas vurmuşlar. Birşeyler yapmağa çalışmışlar ama muvaffak olamamışlar. Yakın köylüler burası için devletten kredi aldılar. Burada göstermelik faaliyette bulundular ama alınan kredileri başka yerlerde kullandılar diyorlar. Madalyonun diğer yüzü ise, tas kıymetli, işverene çalışan kişi taşı bulduğunda bir yere saklıyor, sonra kimse yokken taşı alıp tefecilere satıyor. Bu bilinen gerçek ve benim başıma da gelmiş bir durum. Yani bu maden herkesin kolayca çalıştıracağı bir iş değil. Her yönden emek, sabır, güven ve yeni fikirler üretilmeden çalıştırılacak maden değil. Yıllardan beri maden yasası diye diye benim ve bazı yazarların dilinde tüy bitti ama bir turlu istenilen şekilde maden yasası çıkmadı ve çıkaramadılar.

İlk önce rahmetli Bülent Ecevit zamanında yasa çıkmıştı. Yasayı yetersiz buldum ve sonra AKP hükümeti yeni bir değişiklik yaptı. Yine yeterli değil, peki neden ? Bir maden sahasını neden aramak için kiralıyorsunuz ? Maden var derseniz, statü hemen değişiyor ama her iki taraf da madenin var olduğunu biliyor. Bu bilmezlik numarası kime karşı yapıyor?

Sonra ayni kanunla, ayni yeri istediğiniz kadar tutuyorsunuz. Devlet yeri kiralayana bazı haklar vermiş. Güzel ama denetleme yok! Bu adam burada ne yapıyor? Çalışıyor mu? Çalıştırıyor mu? Arayan soran yok, olsa zaten bir kişinin üzerinde bir maden sahası 20 yıldır boş durmaz.

Ayni isimde durması sakıncalıysa bir yakininizin üzerine yaparsınız, yine maden sahasını kapatmış olursunuz.

Burada kişiler mi önemli, yoksa bölge halkı mı önemli ? Bir yer 5 yıl doğal şartlardan dolayı çalıştıramama gibi sebeplerden, maden sahasını işgal ettirmeye kimin hakki olabilir?

Adi gecen yer için yaklaşık 15 yıl önce müracat etmeye teşebbüs ettim. Önce kendi hemşerim beni soymaya ve kazıklamaya kalktı. Yani Ankaralara gideceksiniz bir yerlerden müsaade alacaksınız, eğer müracaat ettiğiniz maden bir başkasının ilgisini çekerse, size bekle derler, sizde size cevap gelecek diye yıllarca beklersiniz. Konuyu fazla uzatmadan gecen yıl temmuz ayinin ilk haftasında, maden sahasına en yakin yerleşim yerinin Belediye Başkanına telefon ettim, kendiside Kütahya’ya düğüne gelecekmiş ve bu vesileyle görüştük. Maden sahası hakkında en ufak bilgisi yok, o yörenin kaderini değiştirecek maden sizin alanınızda olacak ama bilginiz olmayacak! Sayın Milletvekilimiz İsmail Hakkı Biçer beyi aradım kendileri Simav’daymış. “Ben Simav’a geleyim, beraber madene gidelim, olayı yerinde inceleyelim” dedim. “Hiç gerek yok” dedi. Cuma öğlenleyin azot tesislerinde olan düğüne gelecekmiş o zaman görüselim dedi, okey dedim. Cuma günü ( Cumartesi ) olabilir tekrar telefon ettim buraya gel görüselim deyince düğün salonunda gürültüden konuşamayız kaldığım yerin kendisine çok yakin olduğunu ayriyeten yanımda madenlerden anlayan bir başkasının da olduğunu yanımızda madenlerin olduğunu ve kendilerinin geleceği için hazırlık yaptığımızı söyledim. Kendisi bu randevuyu haftaya bırakmamızı ve gelecek hafta Ankara dönüşü görüşebileceğimizi söyledi. Saat 11 de aramamı ve hatırlatmamı ikaz etti. Bir hafta sonra saat 11 de telefon ettim, yoldayız dedi 1,5 saat sonra aradım bir köydeyiz dedi, tekrar bir saat sonra aradım, ben seni ararım dedi ve o gün boyunca ve daha sonraki günlerde de aramadı.

Şimdi işsizlik bütün dünyanın sorunu. İki ülke hariç, onlara da ülke denirse ama gelişmiş ülkeler işsiz kalan vatandaşları hakkında nasıl işlem yapıyorsa biz de öyle yapalım. İşsizlere sosyal ödenek verelim (belirli düzenlemelerden) Bizim ülkemizde Muhalefet fikir üretmez, üretemez çünkü iktidara gelince yapamaz oturduğu yerden hükümet olmayı bekler. Bir iki donem sonra millet hükümetten aradığını bulamaz, beklentisi boş çıkar ve secim zamanı ağzı laf yapan muhalefet iktidar olur ve bu devran böyle döner.

Sonra bu ülkede kimlerle nasıl, hangi anlayışla mantıkla düşünceyle işsizliği önleriz? Birileri gelsin, yatırım yapsın ama kimler? Sonra ülkemizde işsizlikten yakınırız ama adım atması gerekenler gereken adimi atmayınca bu işsizlik nasıl çözülür? İktidara gelebilirse ana muhalefet mi yoksa yavru muhalefet mi çözecek? İşsizliği nasıl önleyeceklerini söyledikten sonra millet onları iktidara getirse olmaz mı? Simav Muhtarlar Derneği Başkanı Raif beyin kulakları çınlasın evet bu yazıyı yazmak için çok bekledim. Herhalde birilerinin söyleyecek bir sözü vardır umarım.

Bu yazıları okuduktan sonra. Hani her zaman diyorlar ülkede un şeker ve yağ var ama helva yapacak adamı bulamıyoruz. Bulsaydık bugün işsizlik sorunu sorununu konu etmezdik ya? Ücret artışlarının nasıl yapılmasını gerektiğini yazardık yoksa yanılıyor muyum?

Ziyaettin Tokyay

http://www.ziyaettintokyay.com

Editörün Notu:

Simavımız tarih boyu  çok büyük değerlere ev sahipliği yapmış. Dini, siyasi ve askeri değerleri yetiştirmiş sonra da ülkesinin hizmetine sunmuş. Simavlilar.com ekibi ise sizleri bu değerlerle buluşturmak için kurulmuştur. Son olarak bu yeni köşeden, Simav Mütefekkirleri köşesinden, Simav’ın yetiştirdiği değerli insanların yazılarını, özdeyişlerini yayınlamaya başlıyoruz.

Burada yayınladığımız yazılardan bazıları fikir olarak size uymayabilir. Hatta bu düşünceleri tasvip bile etmeyebilirsinz. Ama şunu unutmayalım: Her çiçeğin kendine özgü bir kokusu vardır;  ve farklılıklar düşmanlık için değil kaynaşmak içindir.

Bu anlayıştan yola çıktık. Ve şu karara vardık:  Farklı düşüncelere sahip olsak da bir bütün olduğumuzu cümle aleme göstermek için her fikirden yazarın yazısına sitemizde yer vermeliyiz.

Bizler, Simavlılar olarak burada mütefekkirlerimizin (aydınlarımızın) yazıalrına yorum yapabilir, tartışabilir ve onları eleştrebiliriz. Sadece eleştirirken seviyemizi muhafaza edelim.


Ziyaettin Tokyay Kimdir ?

Mayıs 9, 2009

Sitemiz faal olduğundan beri sizlere buradan Simav ve Kütahya için çalışan-çabalayan bireyleri tanıtıyoruz. Bu kişiler yazar, devlet adamı, din adamı hatta hiçbir ünvanı bulunmayan bir vatandaş bile olabiliyor. Ama bizim asıl baktığımız insanların içindeki memlekete hizmet coşkusu. Bugün sizlere Şaphaneli Ziyaettin Tokyay’ı “kendi kaleminden” tanıtacağız. Kendisini “Gurbetçi Bağımsız Kütahya Milletvekili Adayı” olarak tanıtan Ziyaettin Bey’in hayat hikayesi gerçekten çok ilginç. 

tokyay1950 yılında Kütahya’nın Şaphane ilçesinde doğdum. İlköğretimimi İstanbul’da başlayarak Şaphane’de bitirdim.

Evliyim bir erkek 3 kizim var.

1973 Yılında Hollanda’ya gittim.

1976 yılında Hollanda’da bulunan Kütahyalılara mektup yazarak ilk fabrika kurma teşebbüsünde bulundum .

1983 yılında Hollanda’da bulunduğum şehirle Kütahya’mızı kardeş il yapma teşebbüsünde bulundum. Yine aynı yıl Kütahyalı müteşebbisleri bir araya getirip ilimizde fabrika kurmak için faaliyetlerde bulundum. Bastırdığım ilanın dağıtılmaması nedeniyle başarısız oldum. Yine 1983 yılında ilimizde termal seracılık fikrini ilk ben başlattım. Yine aynı yıl güneş enerjisinden elektrik üretmek için getirdiğim panellere bununla elektrik üretilmez diyerek teşebbüsümü engellediler. Bu konuda bireysel olarak yapmanın mümkün olmadığını anlayınca 1987 yılında refah partisi saflarına katıldım. 1991 seçimlerinde parti çalışmalarında ilimizde ilk defa FM mikrofonunu ben getirdim. Yine 1991 yılında meclisteki bir görüntü üzerine yazdığım yazıyı on iki tane parti başkanına yazarak protesto da bulundum. Yazdığım yazıyı TBMM’de okundu. 1993 yılında Turizm’e yönelik ilk pansiyonu ben açtım. 1995 yılında Başbakanlığa en layık kişinin Recep Tayyip Erdoğan dediğimde, o zaman bana kızan kişiler bugün ilimizde bu partinin belirli saflarında yer almaktadır. 1996 yılında Avrupa ülkelerinden iki çeşit çimento bir tane lodos estiğin hava akısını sağlayabilecek şekilde baca kapağı getirdim. Çimentoların özelliği harç karılırken kullanılan suyu sıcaklığına göre şekil değiştirmesidir.

1994 yılında yurt dışında bulunduğum şehrin a dan z ye bütün özelliklerini görüntüleyerek Destan TV de yayınlanmasını sağladım. Yine 1995 yılında bulunduğum ülkenin trafikle eğitim konusunda çektiğim görüntüleri Kütahya’nın sesi olmak ilkesini benimsemiş olan Destan Tv’ye vererek yeniden yayınladılar.

1996 yılında kangren olmuş ilimizin alt yapı sorunlarını çözmek için çizdiğim alt yapı projesi bir kişinin bilgi eksikliği yüzünden proje askıda kaldı. Aynı yıl kardeş şehir için müracaatımın yazısını Süleyman Canan tarafından aldım. Gitmesi gereken hediyeyi kendi cebimden alıp bulunduğum şehirdeki Belediye ve aynı zamanda Vali olan kişiye verdim. Tabi aradan on üç yıl geçince ilk müracaatı yaptığım kişi emekliğe ayrılması nedeniyle yeni Belediye Başkanı “bir yazı almak on üç yıl mı sürüyor” demesi beni utandırdı. ????????? seçimlerinde Milletvekili adayımızdan seçildiğinde ilimizin kalkınması için bir kişinin Kütahya’ya Vali olarak atanmasını istedim. Seçildikten sonra meclise gittiğimde verdiği sözü yerine getirmemenin ezikliği içinde odasından kaçtı.

2002 yılında AKP seçim çalışmalarına katılmak için yurtdışından özel olarak geldim. Vekillerimizle bazı yerleri gezebilmek içim özel araba kiraladım. Seçim akşamı seçimler bittiğinde bütün parti çalışanlarına ikramda bulundum. O zaman il başkanı olan Halil Toklu Beyden Milletvekillerini yemeğe götürüp ilimizin sorunları hakkında görüşmek isteğimi belirttim. Halil Toklu Bey “seçim yorgunluğu bittikten sonra konuşursunuz “ dedi. Bunu ben makul karşıladım.

2003 yılında şimdiki il başkanı Şükrü Nazlı’ya ilimizin kalkınması için acilen alınması gereken fikirleri söyledim. Bunları milletvekillerine iletmesini, Milletvekillerinde Bakanlara bildirmesini rica ettim. Bütün olan bir konuyu beşe bölerek Vekillerimize ayrı ayrı e-mail arak yazdım. Türkiye’ye her gelişimde kendilerini telefonla aradım. Yazılarıma cevap vermeyenler telefon görüşmelerinde istediğim randevulara birer bahane buldular.

Ben yirmi sene başkalarını meclise göndermek için ilimizin ilçelerini, köylerini, kasabalarını ve Kütahya’nın tüm sokaklarını defalarca kendi özel arabamla gezerek sizlerden oy istedim. Ben seçildikten sonra vatandaşını unutan vekil istemiyorum. Ben ilimizin sorunlarını hiçbir şeyden korkmadan ilimizin sorunlarını söyleyebilecek vekil istiyorum. Bu gücü kendimde gördüğümden beni meclise gönderin Milletin vekili nasıl olurmuş herkese göstereyim. Mecliste fikir üretmesini bilmeyen bir ana muhalefet varken Hükümetinin yapacağı her hayırlı işi engelleyen ana muhalefet ve yavru muhalefetler olduğu için hükümeti suçlamıyorum. Ama Kutahyamizdan beni meclise gonderirseniz ilimizin tum sorunlarini bilen genel baskanin karsisinda boyun bukmeyecek ilimizin hakkini soke soke alacak bir vekil gondermis olacaksiniz meclise

 


Batıya ve Simav'a Yatırımı Az Yapanların Sonu

Nisan 26, 2009

Yıllardan beri Kütahya’da hep sağ partiler kazandı. Ve onlar hep iktidar oldu. Bu iktidarlar Kütahya’ya dolayısıyla Simav’a ne verdiler? Ve en son Ak Parti… Ne verdi Simav’a, Kütahya’ya ? Simav, Ah Simav! Kaderine terkedilen, köy yollarının çoğu çamur olan. Doğuda tek kişilik mezraya yol yapan iktidar neden batıya ve de Simav’a hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak?

Ve sonuç olarak Simav halkı yönünü değiştirdi. Bu Tavşanlı’da da böyle. Ak parti’den Demokrat partiye döndüler. Bu belki de Kütahya’da Ak Parti’ye bir uyarı. Bir daha ki seçimde Kütahya’da ve Simav’da Ak parti’nin durumu daha farklı olabilir. Aslında Simav’da Ak Parti’nin kazanması çok kolaydı.

1- Eğer Simav-Bursa yolu olsaydı,

2- Eğer Simav-Sındırgı yolu olsaydı,

3- Eğer Simav-Kütahya yolu bitseydi,

4- Eğer bütün köylerin yolu asfalt olsaydı,

5- Eğer 3-4 köye 1 sağlık ocağı olsaydı,

Bu listeye işsizliği yazmıyorum bile… Bu arada Kütahya’ya da çok iş düşüyor. Pek çok Simav’lı Kütahya’ya hiç gitmemiştir. (Acaba Neden?) Ak Parti’ye düşen görev Simav’a da doğudaki bir ilçe kadar değer verip Simav Halkı’nın gönlünü almasıdır. DARILMASIN SİMAVLILARA. HİZMETE DEVAM DESİN.

Halilİbrahim ZOR

26 Nisan 2009 – İstanbul