Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Onlar Türkçe'yi Dünya Dili Yaptılar

Haziran 12, 2009

AZERBAYCANLI GARDAŞLAR DA KURTLAR VADİSİ İZLEYİCİSİ. GARDAŞLARIN DURUŞLARI GİBİ KENDİLERİ DE ÇOK ASİL.

Simavlilar.com sizin için oradaydı! 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için Türkiye’de bulunan 115 ülkeden 700 katılımcının çoğunluğunu oluşturan çocuklar ve gençler, tam bir Türkiye ve Türkçe sevdalısı… Fotoğrafların altındaki yorumları okumayı ve videoyu izlemeyi unutmayın. Bu gençlere hayran kalacaksınız!

Misafir öğrenciler, Türkçenin bir gün mutlaka ”dünya dili olacağı” görüşünü dile getirdi.

Olimpiyatlar için Türkiye’de bulunan ve çalışmalarını Ankara’nın Kızılcahamam’daki Asya Termal Tesislerinde sürdüren bir grup öğrenci, Türkçeye ve Türkiye’ye ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabirine anlattı. Biz de Simavlilar.cooalrak olimpiyat resimlerini sizler için çektik.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Yahya Kemal Koleji’nde okuyan 16 yaşındaki Artan Süleymani, iki ülkenin kültürel ve ekonomik olarak çok yakın olduklarını belirterek,  ”Bizi birbirimize bağlayan birçok ortak nokta var. Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Manastır kentinde okumuş. Ünlü Türk şairi Yahya Kemal Üsküp’te doğmuş” dedi.

Türk Okullarında Okuyan Gençler Kanal D Ana Haber’de M. Ali Birand’ın Konuğu Oldular

Türkiye’deki tarihi eserlere hayranlığını dile getiren Süleymani, Ayasofya, Sultanahmet Camisi, Topkapı ve Dolmabahçe saraylarını çok beğendiğini dile getirerek, ”Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Makedonya’daki Türk eserlerinin başında gelen Taş Köprü, Üsküp’ün simgesidir. Bu köprü, iki kültürü birbirine bağlıyor” diye konuştu. Süleymani, Yavuz Bülent Bakiler’in ”Anadolu Acısı” şiirini okudu.

Azerbaycanlı 2 Gardaşla Beraber[/caption]

Daha önce Birmanya ve Burma olarak da bilinen Myanmar’daki bir kolejin 9. sınıfında okuyan 15 yaşındaki Thu Zar Oo Tina ise duygularını şöyle dile getirdi:

”Türkçe ilginç bir dil. Türkiye’nin insanlarını ve yemeklerini seviyorum. İnsanlar çok sıcak, Türk yemekleri çok güzel. Murat Başaran’ı ‘Gülümse Anne’ şarkısını çok seviyorum.”

Tina, Başaran’ın ”Gülümse Anne” şarkısını, coşkuyla seslendirdi.

-YAZICIOĞLU’NUN ”ANAMA MEKTUP” ŞİİRİNİ GÖZYAŞLARIYLA OKUDU-

Kazakistan’da Kazak-Türk Lisesi 9. sınıfta okuyan 16 yaşındaki Gül Sara Jaylavbegkızı, ülkesindeki kadınların geleneksel kıyafeti ile dikkat çekti. Soy isminin Türkçedeki ”yayla”dan geldiğini ifade eden Jaylavbegkızı, Dursun Ali Erzincanlı’nın ”Sana muhtacız” şiirini coşkuyla seslendirdi. Jaylavbegkızı, Türk insanlarının çok samimi ve güler yüzlü olduğunu ifade etti.

Kolbastı Oynayan Kırgız Gençler ve Afrikalı Arkadaşları.

KOLBASTI OYNAYAN KIRGIZ GENÇLERİ YERİNDE TUTMAK MÜMKÜN DEĞİL! STANDLARINA GİTTİĞİMDE GENÇLERİ BULAMADIM. GÖREVLİ ÖĞRETMEN'E SORDUĞUMDA İSE, "HOCAM, BIRAKTIĞIMIZ YERDE DURMUYORLAR. KİM BİLİR NEREYE GİTTİLER! DAHA BİRAZ ÖNCE BURADAYDILAR" DEDİ. TAM ÜMİDİMİ KESMİŞ GİDİYORDUM Kİ KIRGIZ GENÇLERİ AFRİKALI BİR ÖĞRENCİYE SOHBET EDERKEN BULDUM. TÜRKÇE ŞİMDİDEN DÜNYA DİLİ OLDU! BOYNUNDA KİMLİĞİ ASILI OLAN KIRMIZILI GENCİN ADI ZULPUKAR. ZULPUKAR KARDEŞİM E-POSTA ADRESİNİ VERİP BU FOTOĞRAFI BENDEN İSTEDİ.

Gül Sara, helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirlerinden de etkilendiğini söyledi.

Kazak genç kız, Yazıcıoğlu’nun ”Bugün 8 Mayıs, ‘Anneler Günü’/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Kalplerde şefkatle tam koca bir gün/Hatırlanıp kucaklanıyormuş anne ve sevgi/Ben seni bugün hatırlamadım anne” dizeleriyle başlayan ”Anama mektup” adlı şiirini, göz yaşlarıyla seslendirdi.

-ATASÖZLERİ DE AYNI-

Bir başka Kazakistanlı, 16 yaşındaki Kazak Türk Okulu öğrencisi Gülnur Asan ise şöyle konuştu:

”Ata yurdu ülkeden geldim. Dil bilgisi kategorisinde olimpiyatlara katılıyorum. Büyüyünce matematik öğretmeni olmak istiyorum Buraya gelince Türk mutfağını, özellikle tatlılarını çok beğendim. Baklava, şeker pare, pişmaniye… Futbolcu Hakan Şükür’ü tanıyorum. Okulumdaki Ayşe ve Sema hocam çok dost canlısı onları çok seviyorum.”

30052009063

TÜRKÇE OLİMPİYATINA KATILAN ÜLKELERİNİN STANDLARININ YER ALDIĞI ANKARA ALTINPARK'TA İNANILMAZ BİR DOSTLUK HAVASI ESİYOR. İNSANLAR O KADAR HOŞ BÖRÜLÜLÜLER Kİ HAVADA HİÇ STRES EMARESİ YOK. İNANABİLİYOR MUSUNUZ: BİNLERCE KİŞİNİN BULUNDUĞU SALONDA HER AN BİR KİŞİNİN AYAĞINA BASILIYOR, HER AN BİRİLERİ YANLIŞLIKLA ÇARPIŞIYOR AMA HİÇ KİMSE DE EN UFAK BİR KIZGINLIK YOK! HERKES "HOŞGÖRÜLÜ". BEN HOŞGÖRÜYÜ VE DİYALOĞU BURADA GERÇEKTEN GÖRDÜM. AYRICA ÖĞRENCİLER DE O KADAR SICAKKANLI Kİ HİÇ YABANCI GİBİ GELMEDİLER BANA. FOTOĞRAFTAKİ GENÇ BAYAN İSE ENDONEZYADALI ÖĞRENCİLERDEN.

İki ülkenin dillerindeki birçok sözün aynı olduğunu, atasözlerinin bile benzeştiğini ifade eden Asan, ”Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” atasözünün Kazakistan’da ”Anasına karak kızını al, atasına karak bezini al” olarak ifade edildiğini söyledi. ”Ay yüzlüm” adlı eseri seslendiren Gülnur Asan, Türkçe Olimpiyatlarını düzenleyen herkese şükran duyduğunu söyledi.

Kolej öğrencisi 13 yaşındaki Beninli Elhacı Mamdo Mboo da ”Türkçeyi çok seviyorum. Çünkü insanlar çok nazik ve arkadaşçalar” dedi.

-”TÜRKÇE İLGİNÇ BİR DİL, MATEMATİK GİBİ…”-

Tanzanya’nın Zanzibar Adası’ndan gelen ve ülkesindeki bir kolejde okuyan 15 yaşındaki Natasha Said ise ”Türkiye’yi çok seviyorum. Türkçe çok ilginç bir dil. Matematik gibi, her şeyin formülü var. Türkiye’yi çok seviyorum çünkü insanlar çok sıcak ve iyiler. Türkler çok çalışkanlar. Türk yemekleri çok nefis. Özellikle de baklava” dedi.

Olimpiyatlara dil bilgisi ve şiir kategorisinde katılacak olan Said, Türkçe’nin dünyada en çok kullanılan dil olacağını belirterek, ”Türkçe dünya dili olacak” dedi.

İpek Nevzat da Irak’ın kuzeyindeki özel bir kolejde okuyor. ”Bizim ülkemizde Türkmenlerin konuştuğu Türkçe ile Türkiye’deki Türkçe arasında çok az fark var” diyen Nevzat, ”Ben seni görmeden sevdim” adlı şiiri seslendirdi.

115 ÜLKEDEN ÖĞRENCİLERİN KATILDIĞI KÜLTÜR ŞÖLENİNDE ÇEŞİTLİ GÖSTERİLER SUNULDU

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneğince düzenlenen, ”7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları”nda çeşitli gösteriler sunuldu.

Afrikalılar Gerçekten Çok Sıcakkanlılar!

BU GENÇLER GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL TÜRKÇE BİLİYORLAR. BİR ÜLKENİN STANDINDAKİ RASGELE BİRİSİNİ OKULLARDAKİ TÜRK GÖREVLİLERDEN SANIP MUHABBET ETTİM. YAKLAŞIK BİR KAÇ DAKİKALIK MUHABBETTEN SONRA ANLADIM Kİ O KONUŞTUĞUM GENÇ ÖĞRETMEN DEĞİL ROMANYALI BİR ÖĞRENCİYMİŞ! HAYIR , BU ÖĞRENCİ TÜRK DEĞİL! TAMAMEN SAF KAN ROMANYALI! YUKARIDA GÖRDÜĞÜNÜZ GENÇLER DE EN AZ ONUN KIADAR İYİ TÜRKÇE KONUŞUYORLAR. AMA BENCE HİÇ BİRİSİ 6 AYDA TÜRKÇEYİ ÖĞRENEN SUDANLI KARDEŞİM KADAR OLAMAZLAR. SENİ UNUTMAYACAĞIM SUDANLI KARDEŞİM!

115 ülkeden öğrencilerin katıldığı Altınpark’taki etkinlik, Fransa’dan Sandrine Sayed’in ”Sen Ağlama” parçasını Türkçe seslendirmesiyle başladı.

Litvanya ekibinin yöresel halkoyunlarının ardından sahne alan Kenya’dan Abdül Cebbar, ülkesindeki doğal yaşama ilişkin komedi gösterisi sundu.

Bangladeşli Fazana Samia, ”Arda Boyları” türküsüyle izleyenlerden büyük alkış alırken, Sudan’da yaşayan Merve Baştürk de ”Şimdi Tam Vakti” isimli şiiri seslendirdi.

Etkinliğe Sırbistan’dan katılan Nikola Maystroviç, davul ve saz eşliğinde ”Bu Dünya Bizim Kirletmeyelim” parçasını okudu.

ABD’li Andrew Glass’ın ”Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adlı eseriyle beğeni topladığı program, çeşitli ülkelerden gelen katılımcıların sunumlarıyla devam edecek.

Kaynak:  Haber7


Taksipos Dönemi

Haziran 10, 2009

VakıfBank’ın İstanbul’da başlattığı “TaksiPOS” uygulamasıyla müşteriler, taksi ücretini kartla ödemenin yanı sıra ihtiyaçlarına cevap verecek bilgi hizmetinden de faydalanabilecek.

Düzenlenen tanıtım toplantısında verilen bilgiye göre, ilk etapta İstanbul’da 400 takside yer alacak olan TaksiPOS hizmetinin diğer büyük şehirlere de kısa bir süre içinde taşınması planlanıyor ve TaksiPOS hizmeti veren taksi adedinin toplamda 2 bine ulaşması hedefleniyor.
Xenon far 165 tl

Dünyada farklı alanlarda kullanılan Multimedya POS terminalleri Türkiye’de taksilerde “ilk” defa kullanılıyor. Uygulamayla, taksideyken şehirdeki etkinlikler, döviz, borsa ve uçuş bilgilerine ulaşılabiliyor ve taksi ücreti kart ile ödenebiliyor.

TaksiPOS’larda VakıfBank bankomat ve kredi kartları ile birlikte tüm yurt içi ve yurt dışı diğer banka kartları da geçerli oluyor. Temassız kartların da kullanılabildiği uygulamada, 35 lira ve altı işlemlerde hızlı ödeme gerçekleştirilebilecek.

VakıfBank kredi kartı sahipleri TaksiPOS’lu taksilerde bankanın sunacağı olanaklardan da faydalanabilecek. Banka bugün itibariyle 1 ay süreyle VakıfBank kredi kartı sahibi müşterilerinin TaksiPOS üzerinden yapacakları harcamaların yüzde 10’u değerinde Worldpuan verecek.

Türkçe’nin yanı sıra İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak da hizmet veren TaksiPOS’lu taksiye binecek turistler TaksiPOS hizmetlerinden faydalanabilecek.

“TAKSİPOS, ATTIĞIMIZ EN YENİLİKÇİ ADIMLARDAN BİRİDİR”

VakıfBank Genel Müdürü Bilal Karaman, dünyada çeşitli alanlarda kullanılan Multimedya Pos teknolojisi olanaklarından Türkiye’deki taksilerin de faydalanmasını sağladıklarını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

“Böylece VakıfBank olarak şubelerimizde verdiğimiz hizmetle sınırlı kalmayıp, şube dışı kanallarda da müşterilerimize daha kaliteli hizmet verme çalışmalarımıza devam ediyoruz. TaksiPOS bu anlamda attığımız en yenilikçi adımlardan biridir. Verdiğimiz hizmetlerle ülkemiz ekonomisinin gelişmesine ve dünya ekonomisiyle bütünleşmesine destek olmanın gururunu yaşadığımız 55. yılımızda müşterilerimize çağın gerektirdiği doğrultuda yenilikçi ürün, hizmet ve teknolojimizi sunmaya devam edeceğiz.”


Apartman Yöneticisinden Kapıcıya Başörtüsü Yasağı

Haziran 7, 2009

“Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana; şeref ekmek bulamazken, şerefsiz bulur.” diye boşuna dememişler. Gariban kapıcılnın yönetici denen köpekten çektiği çile; Sonunda ellerini başörtüsüne kadar uzattılar. Yeter artık bıçak kemiğe dayandı. Ulan şerefsiz köpekler, sabetaist, dönme namertler! Siz kimin ülkesinde kime racon kesiyorsunuz!!!

Olay Eskiizmir Caddesi’ndeki Öz-Ter Apartmanı’nda yaşandı. Çorumlu Naki Seriner, 2002 yılında göç ettiği Çeşme’de güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Çocuklarının okul problemi baş gösterince geçen yıl İzmir’e taşındı ve 4 Ağustos’ta Öz-Ter Apartmanında işe başladı. Yöneticisi Figen Tüzün, kendisini işe alırken söz konusu sözleşmeyi imzalattı. Aradan 1 yıl bile geçmeden de görevine son verdi. Naki Seriner, İzmir 4. Noterliği’nden gelen 28 Mayıs 2009 tarihli ihbar mektubuyla şaşkına döndü. ‘İş akdinin sona erdirildiği’ tebliğ ediliyordu. Kanunen 4 ay olması gereken ihbar tazminatının 4 hafta şeklinde ödeneceği bildiriliyor, 15 gün içinde apartmandaki daireyi tahliye etmesi isteniyordu. Gerekçe olarak İş Kanunu’nun 25. maddesini ihlal etmesi gösteriliyordu. Ancak Seriner, işsiz kalmasını yönetmeliğe bağlıyor. Yöneticinin daha önce kendilerini ziyarete gelen annesine tepki gösterdiğini, kıyafetini beğenmediğini ileri sürüyor. “Üç ay önce eşimin ağabeyi ve eşi bizi ziyarete gelmişti. Yönetici, yengemizin başörtüsünü problem yaptı, çıkarmasını istedi. Birkaç günlüğüne gelen misafirlerin, uzun süre kalmamasını talep etti. Başörtüsü takmamalarını, gerekirse gelip başından alacağını söyledi. Ben de polise gittim ama bir işlem yaptırmadım. İşten kovulmamızın başlangıcı bu olaydır.” diyor.

kullan

Yönetici Figen Tüzün ise yönetmelikteki hükmü savunuyor. Bunun özel bir şart olduğunu, sözleşmenin okutularak imzalatıldığını ve kapıcının o şekilde işe başlatıldığını anlatıyor. Kapıcının akrabalarının binaya gelerek uzun süre kalamayacağını dile getiren Tüzün, Naki Seriner’in kendisine saygısızlık ettiğini, kapısını tekmelediğini iddia ediyor. Tüzün, ‘Türbanı siyasî simge olarak mı algılıyorsunuz?’ sorusuna, ‘bazı kişilerin taktığı tuhaf şeyler olduğunu, bunların hoş olmadığını ve bir kadın olarak yakıştıramadığı’ karşılığını veriyor. Apartmana başörtülü gelenlere de karışmadığını vurguluyor. Apartman sakinleri ise yöneticiye itaatsizlik sebebiyle kapıcının işine son verildiğini söylüyor.

4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘Eşit Davranma İlkesi’ başlıklı 5. maddesi, iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılmasını yasaklıyor.

EDİTÖRÜN NOTU: NE KAMUSAL ALANI LAN? ALLAH HER YERDE! YİĞİDİM MUHTAÇ OLMUŞ KURU SOĞANA, DÜŞMÜŞ NAMERTLERİN OCAĞINA…. ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM!

Aklı Başında Bir Arkadaşın Notu:

Apartman yöneticisi (!) olmakla kendini anayasa koyucu zanneden bu tür zavallıların ortak özellikleriini sayayım; -Egoları çok aşırı derecede gelişmiştir, -Toplumda, iş hayatında başarı gösteremediklerinden bu zayıflıklarını kapıcılar gibi savunmasız hedeflere yönlendirirler. -Zayıf karakterli olduklarından egolarını tatmin için sürekli zayıf hedef fırsatları ararlar -Moderniteyi anlayışları : Beyinsel üretkenlikleri olmadığından moderniteyi basitçe”Şekilciliğe” indirgeyip lafı türbana getirirler


Başbakan Erdoğan'ın Kütahya Konuşması

Haziran 6, 2009

124420090519043519194Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.

”29 Mart seçimlerini diğerleri bir bitiş noktası olarak görebilir. Nitekim seçim sonrasında onların yeniden Ankara’ya kapanıp kaldıklarını görüyorsunuz. Biz ise önceki 3 seçimde olduğu gibi bu seçimi de yeni bir milat gördük, görüyoruz. Çünkü biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam edenlerdeniz. Çünkü biz her bitiş noktasında kendisine yeni hedefler belirleyip, o hedeflere doğru emin adımlarla, koşar adımlarla ilerleyenlerdeniz. Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.”

Eserlerine yeni eserler katmanın mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ”Eğer teşkilatımız içinde farklı düşünenler varsa onlar bu düşüncelerini bir kez daha check etsinler. Eğer millete hizmet etmenin dışında gayesi olanlar varsa, onlardan da rica ediyorum, bu hareket onların varlık gösterebileceği bir hareket değildir. Eğer yorulanlar varsa, eğer kalbinde, yüreğinde isteksizlik, gayret eksikliği hissedenler varsa, onlara da rica ediyorum, lütfen dinlensinler” diye konuştu.

”NİCE YILLAR AŞKLA, ŞEVKLE HİZMET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Erdoğan, milletin her bir kuruşunu gözleri gibi koruduklarını, emaneti amacı dahilinde kullanmak konusunda azami hassasiyet gösteren bir hareketin mensupları olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

”Eğer bu noktada kendisinde zafiyet hissedenler varsa onlara hiçbir müsamaha göstermediğimizi, bundan sonra da asla ve asla göstermeyeceğimizi bilsinler. Zira yolumuz uzun, yapacağımız çok iş var. Milletimize kazandırmayı hedeflediğimiz çok eser var, kat edeceğimiz uzun bir mesafe var, ülke bizden hizmet bekliyor. Ve bir daha nice yıllar bu ülkeye aşkla şevkle hizmet etmeye devam edeceğiz.”

Yeni teşvik ve istihdam paketini açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, Kütahya’nın bulunduğu bölgede kalkınma ajansının merkezi olacağını söyledi.

”YAZ BOYU BÜTÜN OKULLARIMIZ ELDEN GEÇİRİLECEK”

Erdoğan, Türkiye’nin her tarafını bir yatırım üssüne dönüştürmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

”Aynı zamanda istihdam… 120 bin işsiz vatandaşımızı çeşitli sosyal işlerde istihdam edeceğiz. 200 bin işsiz vatandaşımızı vasıflı işgücü haline getirecek. Bir yandan kurs verirken bir yandan da günde 15 lira kendilerine ödeme yapacağız. 10 bin kişiye girişimcilik eğitimi verecek, proje getirenlere 4 bin lira hibe kredi vereceğiz. 100 bin öğrencimize günlük 15 lira ödeme yaparak, 6 ay boyunca staj yapmasını sağlayacak, bu öğrencilerimizi de ekonomiye kazandıracağız. Böylece 500 bin kişiye istihdam sağlamış olacağız. Mesela şimdi yaz boyu tüm okullarımızı elden geçireceğiz. Bakım, onarım, boya, badana, herşey. Bunları part-time, full-time fark etmez, bu yaz boyu bunları bu şekilde çalıştırmak suretiyle okullarımızın bütün bu sorunlarını inşallah gideceğiz.”

Hedeflerinin sadece küresel krizin etkilerini azaltmak olmadığına dikkati çeken Erdoğan, aynı zamanda Türkiye’yi bir yatırım merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını bildirdi. Erdoğan, ”Bu kriz mutlaka aşılacak. Mutlaka geride kalacak. Az kaldı. İşte o zaman Türkiye eskisinden çok daha büyük atılımlarla geleceğe doğru emin adımlarla yürüyecek” diye konuştu.

”BU ÜLKE KOLAY KOLAY YIKILMAZ”

Enflasyonun yüzde 5.2’ye düştüğünü hatırlatan Erdoğan, enflasyonu yüzde 30’dan devraldıklarını dikkati çekti. Enflasyonda aradaki 25 puanlık farkın vatandaşın cebinde kaldığını vurgulayan Erdoğan, ”Ama bunu hiç konuşuyorlar mı? Konuşmuyorlar” dedi.

Dürüst ve samimi şekilde düşünüldüğünde alım gücünün değiştiğini ifade eden Erdoğan, geçen yılın ilk dört ayında Türkiye’nin 100 bin otomobil ihraç ettiğini, bu yıl ise krize rağmen aynı dönemde 104 bin aracın ihraç edildiğini bildirdi.

Otomobilde gelecek 3 aylık siparişlerin yetiştirilmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, ”3 ay sonraya gün vermeye başladılar. Bakınız nereden nereye geldik. Bunlar durup dururken olmuyor. Ama bu gerçekleri görmek istemeyenler var. Varsın onlar görmesin. Sadece şu enflasyondaki düşüşte bile gerçekleri görüp herkesin demesi lazım ki ‘Yahu bir yerde bazı sıkıntılar var. Evet doğrudur ama öbür taraftan da bazı güzellikler var’ Bu ülke evvelallah kolay kolay yıkılmaz bunu görmeleri lazım ama bunu görmek istemiyorlar” diye konuştu.

Erdoğan, 6 yılda gayri safi yurtiçi hasılayı 512 milyar dolar arttırdıklarına işaret ederek, 742 milyar dolarak yükseltiklerini kaydetti.

”SİZLERDEN BİR, BERABER OLMANIZI İSTİYORUM”

Partililere de seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Biz birlik ve beraberlikten hiçbir zaman kopmayacağız. Bir ve beraber olacağız. Bir olacağız, diri olacağız. Aramıza fitne fesat sokmak isteyenler olabilir. Bunlara asla prim vermeyeceğiz. Ayrılıkta zafiyet var. Ama birlikte güç var. Bunu unutmayın. Özellikle bu hareket bir fırsattır. Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir. Onlar çok değişik yöntemler kullanacak, çok farklı yollara başvuracaklardır. Bizim aramıza bu şekilde akla hayale gelmez iftiralarla saldıracaklar, sızmaya çalışacaklar, ama onlara biz fırsat vermeyeceğiz ve yeri geldiğinde bu konularda biz de müdahil olacağız. Çünkü hiçbir ana hiçbir baba yavrusunun ölümüne ne yapamaz? Göz kırpamaz. Biz buralara kolay gelmedik. Onun için de kararlı bir şekilde bu 8 yıllık sürecimizi çok daha farklı bir şekilde yarınlara taşıyacağız. Ben sizlerden bu noktada bir, beraber olmanızı istiyorum. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları, sandık kurullarına kadar bu başarıyı sağlayabilirsek, önümüzde yapılacak olan milletvekili seçimlerinde Kütahya mevcut durumdan çok daha iyi bir konumda seçimi kazanır.”

Erdoğan, teşkilat içinde yorulanlar varsa onlara da dinlenmelerini tavsiye etti. Partililerden birbirlerini sevip, saymalarını isteyen Erdoğan, ”Ama hak için, halk için. sevgimizin gerekçesi bu olacak. Yoksa çıkar, menfaat, makam, bunun için değil” diye konuştu.

”Er ya da geç, ölüm bizi de bulmayacak mı?” diye soran Erdoğan, ”Bulacak, bulduğu zaman bu makamların sahipleri oraya farklı bir şekilde defnedilmeyecek ki. Hoca efendi gelecek, er kişi niyetine diyecek. Bu kadar. Burada kalkıp ne cumhurbaşkanı niyetine, ne başbakan niyetine, ne bakan, ne milletvekili, ne belediye başkanı, ne il başkanı diyecek. Er kişi niyetine diyecek. Gömecekler, gidecekler. Durum bu. Öyleyse bu kavga niye” dedi.

Erdoğan’ın konuşması sırasında salondaki bir vatandaşın vekil imamlara ilişkin talebini yüksek sesle dile getirmesi üzerine Erdoğan, ”Allah iyiliğini versin senin. Al işte, biz neyi konuşuyoruz, sen neyi konuşuyorsun” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki, bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir” dedi.

Erdoğan, Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kütahya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tüm AK Parti teşkilatının ilk günkü heyecanla, coşkuyla, azim ve devamlılıkla yoluna devam etmesinin kendilerinin şiarı olacağını söyledi.

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü

”29 Mart seçimlerini diğerleri bir bitiş noktası olarak görebilir. Nitekim seçim sonrasında onların yeniden Ankara’ya kapanıp kaldıklarını görüyorsunuz. Biz ise önceki 3 seçimde olduğu gibi bu seçimi de yeni bir milat gördük, görüyoruz. Çünkü biz yarış bittikten sonra da koşmaya devam edenlerdeniz. Çünkü biz her bitiş noktasında kendisine yeni hedefler belirleyip, o hedeflere doğru emin adımlarla, koşar adımlarla ilerleyenlerdeniz. Kütahya gibi daha önce bizim idaremizde olan belediyelerle 5 yıllık hizmetlerimize, şimdi yine hizmet dolu bir 5 yıl eklemenin gayreti içindeyiz.”

Eserlerine yeni eserler katmanın mücadelesi içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, ”Eğer teşkilatımız içinde farklı düşünenler varsa onlar bu düşüncelerini bir kez daha check etsinler. Eğer millete hizmet etmenin dışında gayesi olanlar varsa, onlardan da rica ediyorum, bu hareket onların varlık gösterebileceği bir hareket değildir. Eğer yorulanlar varsa, eğer kalbinde, yüreğinde isteksizlik, gayret eksikliği hissedenler varsa, onlara da rica ediyorum, lütfen dinlensinler” diye konuştu.

Erdoğan, Kütahya’da Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’yi hak ettiği seviyeye taşıyacaklarını belirterek, bundan kimsenin endişesi olmaması gerektiğini söyledi.

Açıkladıkları tedbir paketinin çok geniş bir kesim tarafından memnuniyet ve heyecanla karşılandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Elbette, 71.5 milyon vatandaşın her birini eşit derecede memnun etmek mümkün değil. Ama eleştirilerin de bir insafı olmalı. Belli kesimlere bakıyorsunuz atılan her olumlu adım karşısında olumsuz değerlendirmeler yapıp, sevincimize gölge düşürmenin gayretkeşliği içine giriyorlar. ‘Yok geç kalınmış, yok paket eksikmiş, yok şu il neden şurada yer almış’… Çok şükür Türkiye bu türden negatif, olumsuz moral bozucu gelişmelere artık kulak asmıyor. Krizin başladığı günden beri moral bozmaya çalışıyorlar. Karamsarlık yapmaya çalışıyorlar. Ama, çok şükür bunda başarılı olamadılar.”

Bugün güçlü, ne yaptığını bilen, disiplinden taviz vermeyen bir hükümetin iş başında olduğunu ifade eden Erdoğan, tam bir uyum içinde çalışan, koordine içinde, genç, dinamik bir ekonomi yönetiminin işbaşında olduğunu söyledi.

Erdoğan, hangi adımı, ne zaman atacakları konusundaki değerlendirmeyi gayet iyi bildiklerini de vurgulayarak, ”Vakti zamanı gelince de tedbirlerimizi kararlılıkla uyguluyoruz. Bir kez daha söylüyorum. Kimsenin endişesi, tereddütü olmasın, Türkiye emin ellerde ve geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyor” diye konuştu.

”MİLLETİN, VATANIN ALEYHİNE HİÇBİR ŞEYE İMZA ATMADIK”

”Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve onun ekibi, şunu bilesiniz ki bu ülkenin değerlerine sahip çıkmada, bunların hiçbiriyle evvelallah mukayese dahi edilmez. Bunu böyle biliniz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

”Biz milletimizin, vatanımızın aleyhine olacak hiçbir şeye bugüne kadar imza atmadık ve atmayız. Herşeyde bu milletin, bu vatanın faydasını düşünürüz. Çünkü biz bu milletin yüreğinden geldik. Bu partiyi millet kurdu, millet. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin değil.  Bütün bunlar yapılırken biz ne dedik, dikkat edin, ‘AK Parti kaybederse kaybetsin, yeter ki milletimiz kazansın, yeter ki Türkiye kazansın’ dedik. Türkiye’nin her meselesini çözme yolunda tam bir kararlılık, tam bir cesaret içindeyiz. Aşkla, sevdayla, coşkuyla, heyecanla, cesaretle meselelerin üzerine gittik. Bundan sonra da gitmeye devam edeceğiz.

Biz diyoruz ki, 3.5 sene iktidarda kalanlar, geçmişte bölük börkçük iktidarda kalan muhalefet, söyleyin, ‘biz şunu yaptık’ deyin, yaptığınızı söyleyin. Ne yaptınız? ‘Kütahya’ya şunu yaptık, şunu getirdik’ deyin. Ama, biz buna rağmen hırçınlaşmadan, hırçın bir siyasetin tarafı olmadan yolumuza hizmetle devam edeceğiz, hizmet siyasetine devam edeceğiz. Gerginliklere prim vermeyeceğiz, gerginlik üreten bir siyaset tarzının içinde olmayacağız. Biz ayrıştırıcı olmayacak, ayrıştırıcı siyasete prim vermeyeceğiz. Benim bütün teşkilatımdan arzum, ricam budur.”

Erdoğan, parti teşkilatına da seslenerek, muhalefetin gerginlik siyasetine prim vermemelerini istedi. Erdoğan, ”Sağduyudan, soğukkanlılıktan, birleştirici, uzlaştırıcı siyasetten lütfen ayrılmayın. Biz milletimiz için siyaset yapıyoruz. Hesabımızı vereceğimiz yegane merci millettir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin İsrail konusunda doğruları anlatmadığını öne sürerek, ”İsrail ile ilgili konuşmaya geldiğinde, kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu, bu ülkedeki iktidarı, dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, batı da çok iyi bilir” dedi.

Erdoğan, Kütahya’da Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, millete hizmette asla yorgunluk, dargınlık, küskünlük olamayacağını söyledi.

Erdoğan, yola çıkarken, bu yolun uzun, zorlu, meşakkatli, engellerle dolu olduğunu bildiklerini belirterek, şunları kaydetti:

”Önümüze engeller çıkarılacağını çok iyi biliyorduk. Ama biz dedik ki bu uzun soluklu yolda aldatan da olmayacağız, aldatılan da olmayacağız. Yolumuza çıkan tüm engelleri aştık. Milletimize verdiğimiz söze muhalefet etmedik, milletin bize yüklediği emanete halel getirmedik. Doğruluktan, dürüstlükten, samimiyetten ayrılmadık. Siyasetin kirli koridorlarında kendimizi kaybetmedik, tam tersine siyaseti temize çektik, aydınlığa taşıdık. Bizim dışımızdaki partiler belli illere sıkışıp kaldılar. Etnik siyaset yaparak, etnik kökenlere dayalı kimlik siyaseti yaparak, istismar siyaseti yaparak korku ve vehimler üreterek ancak belirli bölgelerde, sınırlı bir varlık gösterebildiler. AK Parti, Türkiye’nin tamamında siyaset yaptı, hizmet taşıdı. 780 bin kilometrelik vatan toprağında aynı dille konuştu.”

”DEMOKRASİYE SIMSIKI SARILDIK”

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidarı devraldıklarından itibaren AK Parti’yi yıpratmak, yolundan çevirmek, milletin teveccühünden uzaklaştırmak için çok çeşitli formüllerin uygulanmaya başlandığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Bizi hizmetten alıkoymaya çalıştılar. TBMM’nin çalışmasını yavaşlatmaya, yasaları çıkarmamızı engellemeye çalıştılar. Hukuk dışı uygulamalarla bizi siyaset sahasının dışına çekmeye çalıştılar. Bununla da kalmadılar. Bugün görüyoruz ki hukuk dışı örgütlenmelerle çetelerle mafyayla kaos oluşturacak eylemlerle provokatif saldırılarla bizi yıpratmanın mücadelesini verdiler. Çok şükür hiçbirinde başarılı olamadılar. Demokrasiye, hukuka, milli iradeye sımsıkı sarıldık. Milletin emanetine, milletten aldığımız icazete sımsıkı sarıldık ve bugünlere ulaştık. Şimdi başka bir planın içindeler, şimdi başka bir projeyi uygulamaya koydular. Ne dediler, ‘İktidardaki parti yıpranır’, umutla bekliyorlardı ama baktılar ki AK Parti yıpranmıyor. Tam tersine millet nezdinde, nazarında çok güçlü bir şekilde, kararlılıkla yolunda ilerliyor. ‘Öyle ise biz yıpratalım’ dediler. Neler yaptıklarını biliyorsunuz. Nasıl iftira attıklarını görüyorsunuz. Nasıl çamur siyaseti yaptıklarını görüyorsunuz. Akla hayale gelmedik yalanlarla nasıl üzerimize geldiklerini görüyorsunuz. TBMM’yi nasıl kilitlemeye çalıştıklarını, nasıl engeller çıkardıklarını, Meclis kürsüsünü bile işgal edecek kadar nasıl hırçınlaştıklarını görüyorsunuz.”

”GERİLİM SİYASETİNDEN NEMALANMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Başbakan Erdoğan, muhalefetin Türkiye’nin yararına olacak her meselede bugüne kadar bunu yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

”Arkadaşlarımızın üzerine saldırmaya varıncaya kadar, biz arkadaşlarımıza hep sükunet, sabır tavsiye ettik. Onlar bunu yapacaklar, sizi böyle bir yöntemle kendi minderlerine çekmek isteyecekler. Aman ha dedik. Çünkü onlar gerilim siyasetinden nemalanmaya çalışıyorlar. Yandaş medyalarıyla bunu yapmaya çalışıyorlar. İşte ortaya çıkan gerçekler malum. Türkiye’nin her meselesinin çözümünde, ellerini taşın altına koymak yerine, inisiyatif almak yerine, dayanışma içinde olmak yerine her çözümün önünde durdular. ‘Yeter ki AK Parti kazanmasın, AK Parti başarısız olsun, yeter ki başarılar AK Parti’nin hanesine yazılmasın, yeter ki AK Parti kazanmasın, Türkiye’ye ne olursa olsun’ dediler. Son mayın temizleme ile ilgili çalışmalar yaklaşık 1 ay sürdü ve sonunda yandaş medya ne dedi. Birisi bakıyorsun, ’70 küsur milletvekili’, öbürü ’80-90 milletvekili’, ‘genel başkana, başbakana rağmen gelmediler…’ Çok ayıp, çok çirkin. Milletvekillerinin kimi yurt dışındaki hizmetlerine devam eder, kimi şurada, kimi burada olur. Gelmemiş olabilir. ‘Ama başbakana rağmen gelmediler’. Peki, başbakana rağmen o milletvekilleri gelmedi de 3 tane muhalefet, hatta diğerlerini de sayarsak 4 tane. Tüm muhalefet partilerinin hepsinin aldığı oy 90. Ne oldu diğerleri? Onlar nereye gitti? Bu işi engellemeye çalışanlar onlar, onlar nerede? Bunları niye yazmıyorsun? Yazamaz. Çünkü onu yazdıkları zaman kendi açıkları ortaya çıkacak.”

”İSRAİL NERESİNDE…”

Başbakan Erdoğan, geçmişte muhalefetin bir bakan hakkında verdiği gensoru önergesi üzerinde konuşacak milletvekili bulamadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

”Bunlar böyle muhalefet, bunlar böyle partidir. Çık konuş kardeşim, tezini savun. Madem gensoru verdin. Çünkü, alıştık bu işe de artık, boyacı küpü gibi. Boyacı küpüne sokup sokup çıkarıyorlar. Hiçbir netice yok, yaptıkları iş bu. Gelin de şu ülkede hizmet üretin, hizmet… Engel koymayın, gelin de ‘nasıl yardımcı oluruz’ deyin. Ama bunların böyle bir derdi yok. Kanunda olmayan şeyleri konuştular. Tutturdular bir İsrail gidiyorlar. En sonunda dedik, İsrail ile ilgili konuşmaya geldiğinde, kusura bakma, bu ülkenin başbakanının duruşunu, bu ülkedeki iktidarı, dünyada herkes çok iyi bilir. İsrail de çok iyi bilir, batı da çok iyi bilir. Siz kendinize bakın önce. Çıkmış bir tanesi konuşuyor. Bizden önceki MHP, DSP, ANAP üçlü döneminde İsrail ile yapılmış bir çok anlaşmalar vardır. Hiçbir anlaşma yapmamış gibi doğru olmayan sözlerle kalkıp halkı aldatmayın. Dürüst olun, dürüst… Bunların gizlilik kaydı olmasa bunlar rahat açıklanır. Ama bunların gizlilik kaydı var. Onlar gizlilik kaydına rağmen gelip açıklarlar ama biz açıklamayız. Biz hukuka saygılıyız. Bizim her şeyimiz açık. Yaptıysak ‘yaptık’ deriz. Ama bu konuyla ilgili neye dayalı sen kalkıp bunu söylüyorsun. Nerede İsrail yazıyor. Sizin yabancı sermayeye karşı olduğunuzu çok iyi biliyoruz CHP’nin de, MHP’nin de… Ama biz yabancı sermayeye karşı değiliz. Küresel sermaye gelip benim ülkeme girmelidir. Hele hele dünyada küresel finans krizinin olduğu bir dönemde gelecek burada yatırım yapacak, burada benim vatandaşıma iş imkanı verecek, ben buna niye ‘hayır’ diyeyim. Şimdi Kütahya’da da çok büyük bir yatırım niyeti içerisinde olan bir küresel sermaye var. Şimdi biz buna ‘hayır’ mı diyelim.”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bu hareketi bölmek isteyenler, bilesiniz ki, bu ülkede gıdası kesilen çıkar çevreleridir” dedi.

Erdoğan, Dumlupınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kütahya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, tüm AK Parti teşkilatının ilk günkü heyecanla, coşkuyla, azim ve devamlılıkla yoluna devam etmesinin kendilerinin şiarı olacağını söyledi.


İstanbullu Kuma Kocayı Terketti

Haziran 5, 2009

Gülten Solmaz 7 yıl önce İstanbul’da bir bilgisayar firmasında çalışıyordu… 17 yaşındaydı… Giyinmeyi, arkadaşlarıyla gezmeyi seviyordu. Sonra nasıl olduysa karşısına Şanlıurfalı bir tarım işçisi çıktı. Kendisinden 25 yaş büyüktü… Üstelik de bir kadınla imam nikahlı yaşıyordu. Ve 5 çocuğu vardı.

Gülten İstekli, ailesinin tüm engellemelerine karşı gözü kapalı gitti Şanlıurfa’ya… Tek göz odalı evin kuması olacaktı. Kendisinden yaşça büyük olan evin hanımı ile kolayca anlaştı. İşte o günlerde Türkiye onu İstanbullu kuma olarak tanımıştı. Herkes ‘pişman olacaksın’ dedi… Ama o 7 yıldır üst üste 3 çocuk doğurarak Şanlıurfa’nın köyünde mutlu mesut yaşadı. Cemil İstekli, Cemil İstekli’nin imam nikahlı karısı, o karısından olan 7 çocuğu, kendisi ve doğurduğu 3 çocukla toplam 13 kişi tek odalı bir evde…

BALDIZIM ONU ETKİLEDİ

7 yıldır ”Pişman değilim” diyen Gülten İstekli sonunda dayanamadı ve evi terketti. Kaynak köyünde çiftçilikle uğraşan Cemil İstekli, eşinin çocuklardan birini yanına aldığını, diğer ikisini kendisine bırakıp, haber vermeden ilçeden ayrıldığını söyledi. Bir süre önce evlerine misafir olarak gelen baldızı Gül Esen’in, eşini etkilediğini ve evi terk etmesi yönünde telkinde bulunduğunu iddia eden İstekli, eşini çok sevdiğini ve evine dönmesini beklediğini ifade etti.

İKİ ÇOCUĞUNU KOCASINA BIRAKTI

Şu anda Dicle ve Fırat adlı iki çocuğa kendisinin baktığını ifade eden İstekli, “Çocuklar annelerini özlüyor. Aramızda hiç bir sorun yoktu. Bir akşam eve geldiğimde eşim ile baldızımın ilçeyi terk ettiğini öğrendim. Telefonla ulaşmaya çalıştım, ancak cevap vermedi. İstanbul’daki ailesinin yanında olduğunu sanıyorum. Umarım en kısa sürede evine döner” dedi.


Soygun için girdi, Müslüman oldu – Video

Haziran 3, 2009

ABD’nin New York kentinde meydana gelen ilginç ve bir o kadar da ibretlik soygun olayı bir anda ülkede günün konusu oldu.

Bu güvenlik kamerası görüntüleri ABD’nin New York şehrinden… Bir markete giren 40 yaşlarındaki maskeli saldırgan elindeki beyzbol sopası ile market sahibini tehdit ederek para almak istiyor.

Para vermek için eğilen market sahibi çeviklikle tezgahın altından tüfeğini çıkarınca paniğe kapılan saldırgan diz çökerek market sahibine yalvarmaya başlıyor.

Saldırgana merhamet eden Pakistanlı Müslüman market sahibi Muhammed Süheyl 40 dolar ve biraz ekmek vererek saldırganı serbest bırakır.

Market sahibi daha sonra saldırganı ayağa kaldırarak şehadet getirmesine yardımcı olur. İçeriden biraz süt geçirmek isteyerek içeri giden market sahibi Muhammed döndüğünde saldırgan çoktan gitmiştir.


Soygun için girdi, Müslüman oldu – Video

Haziran 3, 2009

ABD’nin New York kentinde meydana gelen ilginç ve bir o kadar da ibretlik soygun olayı bir anda ülkede günün konusu oldu.

Bu güvenlik kamerası görüntüleri ABD’nin New York şehrinden… Bir markete giren 40 yaşlarındaki maskeli saldırgan elindeki beyzbol sopası ile market sahibini tehdit ederek para almak istiyor.

Para vermek için eğilen market sahibi çeviklikle tezgahın altından tüfeğini çıkarınca paniğe kapılan saldırgan diz çökerek market sahibine yalvarmaya başlıyor.

Saldırgana merhamet eden Pakistanlı Müslüman market sahibi Muhammed Süheyl 40 dolar ve biraz ekmek vererek saldırganı serbest bırakır.

Market sahibi daha sonra saldırganı ayağa kaldırarak şehadet getirmesine yardımcı olur. İçeriden biraz süt geçirmek isteyerek içeri giden market sahibi Muhammed döndüğünde saldırgan çoktan gitmiştir.


Türkçe Olimpiyatlarının Jürisi Belli Oldu!

Haziran 2, 2009

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nda heyecan sürüyor. Peki bu yılın jürisi kimlerden oluşuyor?

Beklenen gün geldi. 115 ülkeden 700 öğrencinin katılımıyla artık bir dünya markası olan 7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın en heyecanlı bölümü olan Şarkı Finali başlıyor. Dünyanın dört bir yanında, Türkçe öğrenen binlerce öğrenci arasından sıyrılan yarışmacılar, altın madalya için yarışacak. Türkçenin Şampiyonlar Ligi’nde altın madalyaya uzanan isim, 3 Haziran günü Haliç Kongre ve Kültür Merkezi’nde belli olacak.

YARIŞMA ALANLARI

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları yarışmaları toplam 13 ayrı dalda yapılacak. Yarışma dalları, Konuşma, Yazma, Dil Bilgisi, Şarkı, Şiir, Sunum, Genel Kültür, Özel Beceriler, Makale,Ülke Tanıtım Standları , Ana Dil Türkçe Şiir, Ana Dil Türkçe Kompozisyon ve Ana Dil Genel Kültür Yarışması olarak gerçekleştirilecek.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katılımıyla şeref vereceği finalde oldukça güçlü isimlerden oluşan bir jüri heyeti yer alacak. Sanatçılar Ebru Gündeş, Emrah, Erhan Güleryüz, Ertuğrul Erkişi, Fatih Kısaparmak, Oktay Kaynarca, Orhan Hakalmaz, Serdar Ortaç, Sezen Cumhur Önal ve Zekai Tunca’nın yanı sıra, usta yazarlarımızdan Elif Şafak ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı gecenin jürisini oluşturuyor.

EBRU GÜNDEŞ

images

ORHAN HAKALMAZ

images2jpeg

OKTAY KAYNARCA

EMRAH

EMRAH

SERDAR ORTAÇ

SERDAR ORTAÇ

ZEKAİ TUNCA

ZEKAİ TUNCA

EKREM DUMANLI  - GAZETECİ

EKREM DUMANLI - GAZETECİ

ERHAN GÜLERYÜZ

ERHAN GÜLERYÜZ

ERTUĞRUL ERKİŞİ

ERTUĞRUL ERKİŞİ

SEZEN CUMHUR ÖNAL

SEZEN CUMHUR ÖNAL

ELİF ŞAFAK

ELİF ŞAFAK

FATİH KISAPARMAK

FATİH KISAPARMAK