Anadolu Öğretmen Lisesi'nde Kepler Havaya Fırlatıldı

Haziran 4, 2009

Geçtiğimiz yıllarda Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ve Türkiye genelinde elde ettiği başarılarıyla Simav’ın adını tüm Türkiye’ye duyurma başarısı gösteren Simav Anadolu Öğretmen Lisesi, mezun 80 öğrencisi için Belediye Düğün Salonu’nda mezuniyet töreni düzenledi.

Törene okul müdürleri, veliler ve vatandaşlar katıldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başladı. Mezun öğrencilere hitaben konuşan Okul Müdürü Ahmet Kızılarslan,” Biliyorum, yakında karşımıza hakim, doktor, öğretmen veya mühendis olarak çıkacaksınız. Bunun örneklerini geçmişte yaşadık. Ne olursanız olun, ama doğruluktan ve adaletten sakın ayrılmayın” dedi.

Öğrencilerine 4 yıl boyunca Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri doğrultusunda, Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı, çağın imkanlarını kullanarak bilgiye ulaşabilen ve bu bilgileri kullanabilen, tutarlı, kararlı, toplum ve kendisiyle barışık,milli ve manevi değerlere sahip, çağdaş bilim ve teknolojinin farkında olan, değşime ve gelişime açık, öğrenmeyi temel ihtiyaç kabul eden, hoşgörü sahibi, farklılıkları zenginlik kabul eden,yabancı dili iyi bilen, yüksek moral değerlere sahip, kendine güvenen, katılımcı, kendini sorgulayan etkili ve nitelikli, çağdaş, demokratik, laik bireyler olarak eğitim verdiklerini söyleyen Okul Müdürü Ahmet Kızılarslan”, Türkiye’nin aydınlık geleceği sizlersiniz.Sizlere güveniyoruz” şeklinde konuştu.

Mezun öğrenciler adına konuşan Hüseyin Demirkan, okul ve arkadaşlarından ayrılmanın burukluğunu yaşadıklarını söyledi. Demirkan,” Bizlere 4 yıl boyunca çok iyi bir eğitim veren, bize güvenen öğretmenlerimizi asla mahcup etmeyeceğiz” şeklinde konuştu. Daha sonra sahneye alınan mezun öğrenciler belgelerini aldıktan sonra hep birlikte keplerini havaya fırlatarak mezuniyet sevinci yaşadı.


Okul Kaydının Pratik Yolu

Haziran 2, 2009

İnternetten form doldurma, okula başvurma, ön kayıt yaptırma, kayıt parası yatırma gibi işlemlere gerek olmadığı açıklandı.

Velilerin ilköğretim okuluna kayıt için internetten form doldurma, okula başvurma, ön kayıt yaptırma, kayıt parası yatırma gibi işlem yapmalarına gerek bulunmadığı bildirildi.

Veliler, çocuklarının hangi ilköğretim okuluna kaydedildiğini, 29 Haziran 2009’dan itibaren Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) internet sitesindeki veli bilgilendirme sisteminden veya evlerine en yakın ilköğretim okulundan sorarak öğrenebilecekler.

MEB’den yapılan açıklamaya göre, 2009-2010 eğitim-öğretim yılında resmi ilköğretim okullarının 1. sınıflarına kayıtlar önceki yıllardan farklılıklar içeriyor.

Bu çerçevede, çocuklar okullara, Ulusal Adres Veri Tabanı’ndaki adres bilgileri ve T.C. kimlik numaralarının il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde kurulan öğrenci yerleştirme komisyonlarının okul adres eşleştirmeleri sonucunda sistem tarafından otomatik olarak yerleştirilecek. E-Okul sistemi tarafından tüm öğrencilerin, adreslerinin bulunduğu en yakın ilköğretim okuluna kayıtları yapılacak.

Veliler, dün başlayan kayıt işlemlerinin tamamlanmasının ardından çocuklarının hangi okula kaydedildiğini 29 Haziran 2009 tarihinden sonra veli bilgilendirme sisteminden veya evlerine en yakın ilköğretim okulundan sorarak öğrenebilecekler.

-İSMİN ÇIKMASI KAYIT İÇİN YETERLİ-

Öğrenci, okullar açıldığında, adres bilgileri doğrultusunda isminin çıktığı okula giderek ders başı yapacak. Öğrencinin isminin çıkması aynı zamanda kayıt belgesi anlamına gelecek. Bunun dışında, herhangi bir işlem yapmasına gerek bulunmayacak.

Kayıt ve nakillerde ”herhangi bir karışıklık çıkması durumunda” Ulusal Adres Veri Tabanı’ndaki adres bilgileri esas alınacak. ”Velilere kolaylık sağlanması ve adresin doğruluğunun tespiti açısından” okul yönetimleri elektrik, su, telefon, doğalgaz abonelik sözleşmesi, kira sözleşmesi veya tapu kaydı gibi belgeler isteyebilecekler.

Sistemde okula yerleştirilen şehit ve muharip gazi çocukları ile özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin velilerinin talep etmesi halinde istedikleri okula kayıtları daha sonra nakil yoluyla yapılacak.

Veliler kayıt için gerek internetten form doldurulması, gerek okula başvurulması, ön kayıt yaptırılması, kayıt parası yatırılması gibi herhangi bir işlem yapmayacak. Adres ve T.C. kimlik bilgileri doğrultusunda çocuklar sistem tarafından okullara kaydedilecek.


Fedakarlığın Sınırını Zorluyorlar!

Haziran 1, 2009

Kütahyalı Hamdi ile Eskişehirli Mehtap Serin dünyanın dört bir yanına Türkçe öğretmek için giden öğretmenlerden sadece ikisi. Diğer öğretmenler gibi onlar da fedakârlığın zirvesini zorluyor.

Adlarını haritada bile kestiremedikleri ülkelerde, Türkiye hayranı öğrenciler yetiştiriyorlar. Onlar gibi diğer evli olan öğretmenler de kendi çocuklarına bulundukları ülkenin dilini öğretiyorlar. Laos’taki Serin çifti bunlardan sadece biri. Hamdi-Mehtap Serin’in, 3,5 yaşındaki kızları Esra, onlardan daha iyi Laoca konuşuyor.

Kütahyalı Hamdi ile Eskişehirli Mehtap Serin’in yolları Tataristan’da kesişmiş. Her ikisi de Tataristan üniversitesinde okuyan çift, mezun olduktan sonra evlenmiş. Karı-koca, 6 yıl okudukları ülkede 4 yıl da öğretmenlik yapmış. 10 yıllık Tataristan macerasının ardından Serin çiftinin yolu, geçen sene haritada Çin’in altında kalan Laos’a düşmüş. Türkiye’yi sadece Türk okullarının temsil ettiği bu uzak diyarda öğretmenlik yapmaya başlamışlar. Yabancılara Türkçe öğretmenin ‘güzel ama çok zor’ olduğunu ifade eden Mehtap öğretmen, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Rusya çok soğuktu, 10 yılda alışabildik, kızımız da alışmıştı. Laos ise çok sıcak. Çocuğumuzun alışması çok zor oldu, aylarca yüksek ateşle dolaştı. Anaokulunda okuyan kızımız, Laocayı bizden çabuk öğrendi. Laoslu arkadaşlarıyla çok rahat anlaşıyor.”

800px-locationlaossvg

LAOS'UN DÜNYA ÜZERİNDEKİ KONUMU

Sivaslı Ali ile Çadlı Amahani Ögen ise Benin’de Türkçe öğretiyor. Çad’da tanışıp evlenen çift, 3 sene burada öğretmenlik yapmış. Geçen yıl bir Afrika ülkesi olan Benin’e geçmişler. Ali Ögen, Çad’da üç iç savaş yaşamış. Geçen yılki iç savaşta canlarını zor kurtardıklarını şöyle dile getiriyor: “Okula sığınmıştık, içeride kimse yok zannettiler, yoksa gördükleri herkese ateş ediyorlardı. Çadlılar bile ülke dışına kaçmıştı. İç savaşın bitmesine bir gün kala ülkeden Çadlı velilerin yardımıyla ayrıldık. Son gün savaş daha da şiddetlenmiş. İsyancıların esir almadığı sadece cumhurbaşkanlığı sarayı kalmış.” Benin’in batı Afrika’nın en gelişmiş ülkelerinden biri olduğunu dile getiren genç çift, Uluslararası Ufuk Türk Koleji’nde çalışıyor.

Evlendikten 4 gün sonra Malavi’ye uçmuşlar

İkisi de Sivaslı, birinin soyadı Yeşil, diğerinin Yeşilyurt. İkisi de yurtdışındaki Türk okullarında görev yapmak istiyorlar. Yolları evlilikle kesişiyor. Bahadır-Betül Yeşil, 7 aydır Malavi’de Türkçe öğretiyor. Bahadır öğretmen, Tacikistan Üniversitesi’nde okumuş. 5 yıl öğrencilik yaptığı Tacikistan’dan 2 yıl önce Malavi’ye geçmiş. Karadeniz Teknik Üniversitesi mezunu Betül Yeşilyurt ise geçen sene tam Nijerya’ya gidecekken Bahadır öğretmenle tanışmış. Evlendiklerinin 4. günü ‘çocukların eğitimi aksamasın’ diye Malavi’ye gitmişler. Bedir okullarında Malavililere Türkçe öğreten çift, halinden çok memnun.

MS hastalığına yakalanınca ülke değiştirmiş

Zeynel ve Ayten Ödemiş çifti, Makedonya’da öğretmenlik yapıyor. Giresunlu Zeynel hoca, Dağıstan’da Türkçe öğretmenliği bölümünü bitirmiş, Sibirya’da doktora yapmış. Sibirya’ya gitmeden önce Ayten öğretmenle Ordu’da tanışıp evlenmiş. 5 yıl Buryat bölgesinde çalışmışlar. Danışman öğretmenlik yapan Ayten Ödemiş, Sibirya’nın aşırı soğuğu sebebiyle MS hastalığına yakalanmış. Doktorların ‘aşırı sıcak ve soğuk ülkelere gitmeyin’ uyarısı üzerine Makedonya’ya geçmişler. 4 yıldır Yahya Kemal Koleji’nde birlikte çalışıyorlar. 2,5 yaşındaki kızları Sümeyra hem Makedonca hem de Türkçe konuşuyor.


Simav'da Matematik Ödülleri

Mayıs 29, 2009

Kütahya’nın Simav ilçesinde, Final Dergisi Dershanesi’nin düzenlediği 4. matematik yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu.

Anadolu Meslek ve Kız Meslek Lisesi Toplantı Salonu’nda düzenlenen törene Simav Belediye Başkan Vekili Zehra Akay, Final Dergisi Deshanesinin kurucusu ve Kütahya sorumlusu Ömer Faruk Kulluk, Çaysimav Belediye Başkanı Emin Ceylan, Çitgöl Belediye Başkanı Recep Yalçın, Simav Milli Eğitim Müdürü Kemal Sevgi ile çok sayıda veli katıldı.

Final Dergisi Dershanesi Simav Şube Müdürü Mustafa Çakan, bu yıl dördüncüsünü gerçekleştirdikleri 4 ve 5. sınıflararası matematik yarışmasına 21 okuldan toplam 126 öğrencinin katıldığını bildirdi. Çakan, yaklaşık bir ay süren ve büyük bir çekişmeye sahne olan yarışmalar sonucunda Simav Osmanbey İlköğretim Okulunun hem dört, hem de beşinci sınıflarda birincilik elde ederek büyük bir başarıya imza attığını vurguladı.

Çakan 5. sınıflarda Kuşu Nurullah Bayram İlköğretim Okulunun ikincilik, Çaysimav İlköğretim Okulunun üçüncülük, Yusuf Koyuncuoğlu İlköğretim Okulunun’da dördüncülük elde ettiğini açıkladı.

Dördüncü sınıflarda Çitgöl İlköğretim Okulunun ikincilik, Çaysimav İlköğretim Okulunun da üçüncülük elde ettiğini açıklayan Dershane Müdürü Mustafa Çakan, geleneksel hale getirdikleri yarışmaya katılan tüm okul yöneticileriyle öğrencilerine teşekkür etti.

Daha sonra öğrencilere para ödülü ve plaket ile birer madalya verildi.

İHA


İbretlik Bir Hikaye

Mayıs 27, 2009

Bu hikayeden alacak çok dersimiz var:

Adamın biri, Yapmış olduğu kötülüklerden pişmanlık duymuş. Ve gayrı meşru (kötü yoldan) kazandığı parayla bir inek satın almış.  Günahlarına mağfiret olsun diye, İneği, Hacı Bektaşi Veli’nin Dergâhına bağışlamak istemiş.

O zamanlar dergâhlar, aşevi işlevi de görüyormuş. Gitmiş Bektaşi Veli’ye danışmış. Hacı Bektaşi Veli ”helal değil” diye bu ineği geri çevirmiş. Bunun üzerine; adam Mevlevi Dergâh’ına gitmiş. Mevlana bu hediyeyi kabul etmiş. Adam, daha önce Hacı Bektaşi Veli’nin bu ineği kabul etmediğini söylemiş.

Mevlana’ya bunun sebebini sormuş. Mevlana, “Biz bir karga isek Hacı Bektaşi Veli bir şahin gibidir.  Öyle her leşe konmaz.  O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeye bilir” demiş.

Adam üşenmemiş, kalkmış Hacı Bektaşi Dergâh’ına tekrar geri dönmüş. Hacı Bektaşi Veli’ye; Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söylemiş.  “Bunun sebebini birde siz açıklar mısınız?” diye sormuş. Hacı Bektaşi Veli’de şöyle demiş: “Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir.  Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlene bilir.  Ama Mevlana’nın engin gönlü kirlenmez.  Onun için hediyeni kabul etmiştir.”



Nizamülmülk Kimdir

Mayıs 26, 2009

gdAsıl adı, İbû Ali Hasan olan Nizamülmülk, Doğu tarihinin yazdığı en büyük devlet adamlarından biridir. O, âdil bir Vezir-i âzam olmakla kalmamış, üniversiteler kurmak suretiyle bilimin yayılmasına çalışmıştır. Büyük sanatkâr ve bilginleri korumuş, değerli eserler yazmış ve hükümdarlara en doğru yolu göstermiştir. Bütün bu büyük özelliklerinden dolayı ona Memleketin nizamlarının kurucusu anlamına gelen Nizamülmülk adı verildi.

Nizamülmülk 1017 tarihinde Horasan ın Tus şehrinde doğdu ve zamanının ünlü hocalarından ders alarak yetişti. Aklı, bilgisi ve büyük insanlık meziyetleri ile önce Belh Hâkimi Ali Bin Şadan ın emrine girdi. Daha sonra yeni kurulmakta olan Selçuklu Devleti nin hizmetine girerek Davut Bin Mikâil in, Alp Aslan ın , Melikşah ın baş vezirliğini ve danışmanlığını yaptı. Onun üstün yeteneklerinden dolayı her hükümdar kendisini daha sonraki hükümdara tavsiye ediyordu.

gdNizamülmülk ün Selçuk Devleti nin kuruluş ve gelişmesinde, sağlam bir devlet olarak organize edilişinde büyük rolü vardır. Ünlü Hasan Sabbah ile Ömer Hayyam ı korudu. Bağdat ve İsfahan da iki büyük ilim müessesesi kurdurdu. Adaleti gerçekleştirmeğe çalıştı ve şiirler yazdı. Nizamülmülk ün yazdığı Siyasetname adlı değerli eser Batı dillerine de çevrildi. Bu eser memleketimizde de yayınlandı. Nizamülmülk bu eserinde, hükümdarlara ve devlet adamlarına birçok örnekler vererek yol göstermekte ve devlet yönetiminin çeşitli yönlerini incelemektedir. Ona göre; Hiçbir hükümdar veya ferman sahibi kimse bu eseri okumaktan kendisini uzak tutamaz . Bir hükümdarın halkına vereceği en büyük ihsan adalettir. Halk adaletle yönetimden memnun olursa, o memleket yaşar ve her gün kudret ve güç kazanır. Memleket zulüm ile yaşayamaz. Hükümdar, zulüm görmüş olanların şikâyetlerini bizzat dinlemeli, zâlimden hakkı alıp zulüm görene vermelidir.

Nizamülmülk, 1096 yılında hançerlenerek öldürülmüştür.

YAPTIKLARI

Nizamülmülk islamiyete unutulmaz hizmetler yapmış, İslam alimidir. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında zayıflayan ehlisünnet velcemeat yolunu yolunu, yaptırdığı nizamiye medreseleriyle kuvvetlendirmiştir.

Abdestsiz yere basmamış, ezan okunurken her şeyi bırakıp ezanı dinlemiş, her abdestten sonra 2 rekât namaz kılmış pazartesi ve Perşembe günleri devamlı oruç tutmuştur.

Selçuklu Sultanı Alpaslan gazinin babası Çağrı Bey’in hizmetinde bulunmuş, çağrı bey vefat ederken Nizamülmülke; oğlu Alpaslan gazi zamanında hizmetlerine devam etmesini vasiyet etmiş, bunun üzerine Alpaslan gazinin sultanlığı devrinde baş vezirlik yapmış, Şeyhülislam olarak hizmetlerine devam etmiştir

Nizamülmülk bir gün Selçuklu sultanlarından Melikşah’tan hacca gitmek için izin ister, izin verilir. Yanındakiler ile Dicle nehri kenarına gelip çadır kurarlar. Devamını Abdullah Sağveci anlatıyor:

Bir derviş çadırın kenarına geldi, dedi ki, elimde nizamülmülke teslim edilecek bir mektup var, mektubu aldım, Nizamülmülke verdim, bana aç oku dedi. Açtığımda şöyle yazıyordu; Ben gece peygamber efendimizle s.a.v müşerref oldum. Buyurdu ki, git Nizama söyle, hac için gelmesin, onun haccı memleketindedir. İslam’a hizmet etsin, onun haccı odur, buyurdular. Bunu okuyunca nizam ağladı, git o dervişi bul dedi, baktım derviş gitmişti, bulamadım. Nizamülmülk geri döndü, Nihavend şehrine geri dönüp hizmet etmiştir.

Bir ara etrafındakiler, acaba talebe değil de sadece asker mi yetiştirsek deyince, Nizamülmülk; ahmaklık etmeyin sizin yetiştirmiş olduğunuz askerin oku 200 metreye ancak gider. Benim yetiştirmiş olduğum talebelerin dua oku arşu alaya varır buyururlar.

Nizamülmülk hükümet konağındayken alimler gider gelirdi. Nizamülmülk onlar geldiğinde ayağa kalkar onlara hürmet ederdi. Bilhassa ebul kasım kuşeyri Hz. leri çok sık gelirdi.

Nizamülmülk’ün makamına Ebul Kasım Kuşeyri ve Gazalinin hocası İmamı cüveyri Hz.leri geldiğinde ta kapıda karşılar, koltuğa oturtur, onları dinlermiş, fakat Ebu Ali Fermedi Hz. leri Nizamın makamına gelince kapıda karşılar, elinden tutar, kendi koltuğuna oturtur, kemali edeple onun sohbetini dinlermiş. İmamı cüveyri ve Ebul Kasım Hz lebi buna muttali olunca üzülmüşler; Ebu Alinin bizden üstünlüğü nedir ki, ona kendi koltuğunu ikram ediyorsun? Diye sitem etmişler. Nizam; size de hürmetim var, ancak Ebu Ali geldiğinde, benim hatalarımı söylüyor, noksanlarımı anlıyorum, siz geldiğinizde beni övüyorsunuz fark bunda diyor.

EHLİ SÜNNET İLİMLERİNİ SİSTEMLİ ÖĞRETİM

Nizamülmülk, 1018 yılında İran ın Horasan şehrinde doğmuştur. Memleketin nizamlarının kurucusu anlamında olan Nizamülmülk ismi Abbasi halifesi Kâim bi Emrillah tarafından verildi.

Devlet hizmetindeki hayâtı, babası ile berâber Gazne Devletinin Horasan vâlisi Ebü’l-Fâzıl Es-Suri’nin hizmetinde bulunmakla başladı. 1040 yılındaki Dandanakan Savaşından bir süre sonra Alp Arslan’ın Belh vâlisi Ali bin Şadan’ın maiyetine girerek, vilâyet işlerinin yürütülmesiyle vazifelendirildi. Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyin vefatı ile Alp Arslan ve kardeşi Süleyman Bey arasındaki taht mücâdelesi sırasında yerinde görüş ve tedbirleriyle dikkatleri çekti ve 1063 yılında Alp Arslan’ın yanında hizmete başladı. Alp Arslan Sultan olunca 1064 yılında Selçuklu Devletine vezir tâyin edildi. Zamânın halîfesi Kâim bi emrillah tarafından Nizâmülmülk ünvânı ile taltif edildi. Bu ünvânıyla tanındı.

Nizâmülmülk, vezir olduğu 1064’ten, şehit edildiği 1092 senesine kadar aralıksız yirmi dokuz sene Büyük Selçuklu Devletine, tam bir dirâyet ve adâletle hizmet etti. Vazifeli olduğu için katılamadığı Malazgirt Meydan Muhârebesi hâriç, bütün Selçuklu fütûhatında bulundu. Sultan Alp Arslan’ın vefâtıyla veliaht Melikşah’ın tahta geçmesini sağlayıp, nizam ve âsâyişin korunmasında muvaffak oldu. SultanMelikşah’a muhâlefet eden veya başkaldıran Selçuklu prenslerinin itâat altına alınmasında büyük hizmeti geçti. Sultan Melikşah, devletin idâresinde ona çok büyük ve geniş yetkiler verdi. Nizâmülmülk’ün akıllı, tedbirli ve adâletli idâresi sâyesinde de, Melikşâh’ın saltanatı, aynı zamanda Büyük Selçuklu Devletinin de en parlak ve en şanlı devri olmuştur.

Nizâmülmülk, âlim, edip ve kadirşinâs bir zât olduğu için meclisi; ilim ve sanat adamlarının toplandığı bir yer hâline gelirdi. Abbâsi halîfesi de kendisine pekçok hürmet eder, meclisinde bulunurdu. Âlimlere, şâirlere, sanatkârlara karşı çok ikrâm, ihsan ve iltifât ederdi. Birçok câmi, mescit, vakıf eserleri yaptırdı.

Büyük Selçuklu Devletine; idârî, adlî, askerî, mâlî, sosyal ve kültürel sâhada pekçok yenilikler ve değişiklikler getirdi. Sarayı, merkezî hükümet teşkilâtını, İslâm esaslarına dayalı mahkemeleri, toprak sistemini sağlam esaslar üzerine yeniden düzenledi. Gerçekleştirdiği yeni sistemler bâzı değişikliklerle berâber bütün Türk-İslâm devletlerince devam ettirildi.

Nizâmülmülk, zamânında yayılmaya ve kuvvetlenmeye çalışan bozuk fırkalara karşı, Ehl-i sünnet bilgilerinin sistemli bir şekilde öğretilmesi sağlandı. Bunun için Bağdat, Belh, Nişabur, Herat, İsfehan, Basra ve Musul gibi çeşitli şehirlerde, kendi ünvanı ile anılan Nizâmiye Medreselerini kurdurdu. Onuncu yüzyılda Ehl-i sünnete muhâlif cereyanların giderek yaygınlaşması sebebiyle İslâm dünyâsında ortaya çıkan karışıklıkların giderilmesinde Nizâmiye Medreselerinin çok büyük hizmeti geçti. Bu medreselerin en meşhurlarından birisi de, Bağdat’taki Nizâmiye Medresesi olup, asrın büyük âlimlerinden birisi olan Ebû İshak-ı Şîrâzî burada ders vermekle vazîfeli idi.

Nizâmülmülk’ün Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet idâresinde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek maksadıyla Fârisi olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, bugün siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılmaktadır. Siyâsetnâme’de Türk-İslâm devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir. Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbul’da Süleymâniye Kütüphânesi,Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.

Çok önemli bir bilgin olan Nizamülmülk, 1092 yılında Nizari (haşhaşiler) tarafından öldürülmüştür.

turtuşî’nin (1059-1131) siracü’l-mülk adlı eserinden öğrendiğimize göre nizamü’l-mülk, medreseler ve diğer kültür faaliyetleri için sultanın hazinelerinden yılda 600.000 dinar harcamaktaydı. bazı müzevirciler durumu melikşah’a duyurup, bu para ile bir ordu teşkil edilse idi bizans’ın başşehri kostantiniye’nin bile fethedilebileceğini söyleyip sultan’ı vezir aleyhinde tahkik ettiler. sultan çok kızdı ve nizamü l-mülk ü sorguya çekmek için huzuruna çağırdı.

devletin gücünü sadece maddede, asker, silâh ve orduda gören o zihniyete karşı tecrübeli vezirin cevabı ne kadar zarif ve isabetlidir:

sultanım! ben, esir pazarlarında satılsa 5 dinar bile etmeyecek yaşlı bir kimseyim. sen de savaşçı, güçlü bir türk gulâmı olarak satışa çıkarılsan belki 30 dinar edersin. dünyadaki maddî değerin bu kadardır. zevklere dalmış ve arzularına esir olmuş bulunduğundan ahirette de allah huzuruna taat ve ibadetlerden ziyade günah ve measî ile çıkacaksın. düşmana felâketler yağdıran ordun seni ancak iki arşın boyu kılıçlan ve 300 arşına bile erişmeyen okları ile bu kadar mesafe koruyabilir. onlar da kusurlu ve günahkârdır; içki, oyun ve çalgıya düşkündürler. seni manevî dert ve belalara karşı savunamazlar. ben ise senin hem dünya, hem de ahiretini düşünerek, senin için bir mâneviyât ordusu kurdum. senin ordun uykuya vardığında bu maneviyat erleri uyanıktır. rablarının huzurunda saf-saf dizilir, gözyaşı döker, tazarruda bulunur, ellerini allah’ın yüce dergâhına kaldırırlar. aslında sen ve senin askerlerin onların himayelerinde yaşıyor, onların dinî, ahlakî ve irşadî çalışmalarıyla güçleniyor, onların bereketleriyle suya kavuşuyor ve çeşitli nimetlerle rızıklandırılıyorsunuz. çünkü onların dua okları, tazarru ve niyazla tâ yedi kat göğü geçer, dergâh-ı izzete ulaşır.

bu sözler karşısında melikşah, çok duygulandı ve büyük vezirinin yerinde tedbirlerini takdirle karşıladı.

SİYASETÇİ OLARAK NİZAMÜLMÜLK

Büyük Selçuklu Devleti sultanlarından Alparslan ve oğlu Melikşah’ın veziri, büyük devlet adamı. Adı Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Ali’dir. 1018 yılında İran’ın Tûs şehrinde doğdu ve 1092 yılında Nihavend’de, Hasan Sabbah’ın fedâisi bir bâtinî tarafından şehit edildi.Kardeşi Ebü’l-Kâsım Abdullah ile birlikte çok iyi bir eğitim gördü. Fıkıh, hadis, edebiyat ve sâir ilimleri çok iyi tahsil etti. Zamânındaki meşhur âlim ve ediplerle devamlı görüştü. Bu, onun idârecilik hayâtındaki kâbiliyet ve başarısının büyüklüğünde mühim rol oynadı.

Devlet hizmetindeki hayâtı, babası ile berâber Gazne Devletinin Horasan vâlisi Ebü’l-Fâzıl Es-Suri’nin hizmetinde bulunmakla başladı. 1040 yılındaki Dandanakan Savaşından bir süre sonra Alparslan’ın Belh vâlisi Ali bin Şadan’ın maiyetine girerek, vilâyet işlerinin yürütülmesiyle vazifelendirildi. Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyin vefatı ile Alparslan ve kardeşi Süleyman Bey arasındaki taht mücâdelesi sırasında yerinde görüş ve tedbirleriyle dikkatleri çekti ve 1063 yılında Alparslan’ın yanında hizmete başladı. Alparslan, Sultan olunca 1064 yılında Selçuklu Devletine vezir tâyin edildi. Zamânın halîfesi Kâim bi emrillah tarafından Nizâmülmülk unvânı ile taltif edildi. Bu unvânıyla tanındı.

Nizâmülmülk, vezir olduğu 1064′ten, şehit edildiği 1092 senesine kadar aralıksız yirmi dokuz sene Büyük Selçuklu Devletine, tam bir dirâyet ve adâletle hizmet etti. Vazifeli olduğu için katılamadığı Malazgirt Meydan Muhârebesi hâriç, bütün Selçuklu fütûhatında bulundu. Sultan Alparslan’ın vefâtıyla veliaht Melikşah’ın tahta geçmesini sağlayıp, nizam ve âsâyişin korunmasında muvaffak oldu. Sultan Melikşah’a muhâlefet eden veya başkaldıran Selçuklu prenslerinin itâat altına alınmasında büyük hizmeti geçti. Sultan Melikşah, devletin idâresinde ona çok büyük ve geniş yetkiler verdi. Nizâmülmülk’ün akıllı, tedbirli ve adâletli idâresi sâyesinde de, Melikşâh’ın saltanatı, aynı zamanda Büyük Selçuklu Devletinin de en parlak ve en şanlı devri olmuştur.

Nizâmülmülk, âlim, edip ve kadirşinâs bir zât olduğu için meclisi; ilim ve sanat adamlarının toplandığı bir yer hâline gelirdi. Abbâsi halîfesi de kendisine pek çok hürmet eder, meclisinde bulunurdu. Âlimlere, şâirlere, sanatkârlara karşı çok ikrâm, ihsan ve iltifât ederdi. Birçok câmi, mescit, vakıf eserleri yaptırdı.

Büyük Selçuklu Devletine; idârî, adlî, askerî, mâlî, sosyal ve kültürel sâhada pek çok yenilikler ve değişiklikler getirdi. Sarayı, merkezî hükümet teşkilâtını, İslâm esaslarına dayalı mahkemeleri, toprak sistemini sağlam esaslar üzerine yeniden düzenledi. Gerçekleştirdiği yeni sistemler bâzı değişikliklerle berâber bütün Türk-İslâm devletlerince devam ettirildi.

Nizâmülmülk, zamânında yayılmaya ve kuvvetlenmeye çalışan bozuk fırkalara karşı, Ehl-i sünnet bilgilerinin sistemli bir şekilde öğretilmesi sağlandı. Bunun için Bağdat, Belh, Nişabur, Herat, İsfehan, Basra ve Musul gibi çeşitli şehirlerde, kendi unvanı ile anılan Nizâmiye Medreselerini kurdurdu. Onuncu yüzyılda Ehl-i sünnete muhâlif cereyanların giderek yaygınlaşması sebebiyle İslâm dünyâsında ortaya çıkan karışıklıkların giderilmesinde Nizâmiye Medreselerinin çok büyük hizmeti geçti. Bu medreselerin en meşhurlarından birisi de, Bağdat’taki Nizâmiye Medresesi olup, asrın büyük âlimlerinden birisi olan Ebû İshak-ı Şirâzî burada ders vermekle vazîfeli idi.

Nizâmülmülk’ün Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet idâresinde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek maksadıyla Fârisi olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, bugün siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılmaktadır. Siyâsetnâme’de Türk-İslâm devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir. Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbul’da Süleymâniye Kütüphânesi, Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur. Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır.


Bol Kalorili Kermes

Mayıs 25, 2009

Kütahya’nın Hisarcık İlçesi’nde, Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği tarafından eğitim yararına kermes düzenlendi.

Şehitler Mahallesi Şehitler Camii yanındaki açık alanda düzenlenen kermeste, öğrenci velileri ve hayırsever vatandaşlar tarafından yapılan gözleme, köfte, dolma. Börek, pasta, kek, tatlı ve el işi ürünler satıldı. Gıda kermesini kendi imkânlarıyla okuma fırsatı bulamayan başarılı öğrencilere yardımcı olmak maksadıyla düzenlediklerini söyleyen Hisarcık Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Başkanı Hasan Güler, “Halen pansiyonlarımızda maddi durumu iyi olmayan 40 kız ve 60 erkek öğrenci barınmaktadır. Kermesten elde edilecek gelir bu öğrencilerin eğitimi maksadıyla kullanılacaktır. Kermesimize gelerek bizlere katkıda bulunan hayırsever vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum“ dedi.


Panayır Gibi Kermes

Mayıs 19, 2009

Kütahya’nın Hisarcık ilçesinde Cumhuriyet ilköğretim Okulu Okul Aile Birliğinin düzenlediği gıda kermesi renkli görüntülere sahne oldu.

Cumhuriyet ilköğretim Okulu Okul Aile Birliğinin okula gelir amacıyla düzenlediği gıda kermesinde öğrenci anneleri okulun bahçesinde sacın üzerinde pişirdikleri gözleme ve yufkalar ile diğer annelerin evlerinde yaptıkları, kek, pasta, börek, yaprak sarması ve el işi malzemeler öğretmen ve öğrenciler tarafından kermes alanında satışa sunuldu.

Ayrıca Pazaryerine kurulan stantta öğretmen ve öğrenciler tarafından ekmek arası köfte ve ayran satıldı. Bu arada Cumhuriyet ilköğretim Okulu folklor ekibinin kermes alanında sunduğu folklor gösterisi halk tarafından büyük beğeni topladı. Kermes halk tarafından büyük ilgi görürken, yufka, gözleme, köfte, pasta ve kekler kısa zamanda tükendi.

Kermes hakkında bilgi veren Cumhuriyet İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği Başkanı Abdurrahman Akyıldız ’’ Okul Aile Birliği olarak okulumuzun eksik olan araç ve gereçlerini temin etmek, ayrıca fakir öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla düzenlediğimiz gıda kermesi için günler öncesinden hazırlıklara başladık. Velilerden, çeşitli kuruluşlardan ve halkımızdan temin ettiğimiz malzemelerle okul bahçesine kurulan saclarda öğrenci annelerimiz büyük bir özveri örneği göstererek saatlerce bu sıcakta ateşin başında gözleme ve yufka pişirmişler, idareci, öğretmen ve öğrencilerimiz ise yufka, gözleme, köfte, pasta ve kek satarak kermesimize büyük destek vermişlerdir. Kermes amacına ulaşmıştır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum’’ dedi

Gıda kermesini İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Yılmaz ve Çok Programlı Lise Müdürü M.Ali Özdemir ziyaret ederek alış veriş yaptılar.


Dostluk Köprüsü

Mayıs 17, 2009

Milli Eğitim Vakfı Özel İzmir İlköğretim Okulundan bir grup öğrenci, yaklaşık iki yıl önce kitaplar bağışladıkları Kütahya’nın Tavşanlı ilçesindeki Aliköy İlköğretim Okulunu, Vakıf Başkanı ve velileriyle birlikte ziyaret etti.

Milli Eğitim Vakfı Başkanı Nedret Esendemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçeye bağlı Aliköy beldesindeki okula katkı sağlamak için düzenledikleri kampanyadan elde ettikleri parayla bilgisayar, projeksiyon cihazı, fotokopi makinesi ve çeşitli kitaplar aldıklarını söyledi.

Özel bir tur firması aracılığıyla bu hediyeleri Tavşanlı’ya getirdiklerini belirten Esendemir, ”İki yıl önce destek verdiğimiz kütüphaneye yeni katkılar sağlamak ve okulun ihtiyaçlarını karşılamak istedik. Hem hediyelerimizi getirmek hem de dostluğumuzu pekiştirmek için öğrenci ve velilerimizden oluşan 50 kişilik grupla buraya geldik. Beldede bize gösterilen ilgiden çok memnun kaldık” dedi.

Aliköy İlköğretim Okulu Müdürü Hüseyin Ateş de iki yıl önce Özel İzmir İlköğretim Okulu yöneticileri ve öğrencileriyle başlayan dostluğun bu ziyaretle pekiştiğine dikkati çekerek, dost okulun öğrenci ve velileriyle tanışmaktan mutlu olduklarını anlattı.

Okulun 1989 yılında faaliyete başladığını bildiren Ateş, 145 öğrencinin bulunduğu okulda 10 kişinin çalıştığını kaydetti.

Hediyelerin okul idarecilerine teslim edilmesinin ardından sınıfları gezen İzmirli öğrenciler, kara tahta ve tebeşiri ilk kez gördüklerini ve şaşırdıklarını belirtti.

İzmir’den gelen grup, öğrenciler ve belde halkıyla sohbet ettikten sonra ilçeden ayrıldı.


Mezara Damla Sulama Sistemi Kurdu

Mayıs 1, 2009

www.simavlilar.com

Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde bir genç, babaannesinin mezarına damla sulama sistemi kurdu. Tavşanlı ilçesi Asri mezarlığında babaannesinin vasiyetini yerine getirerek mezarına çiçek diken Veli Kara, çiçeklerin kurumaması için damla sulama sistemi oluşturdu. Mezarın yanına depo kuran Veli Kara, depodan gelen suyu damla sulama sistemiyle mazara yönlendirip çiçekleri suluyor.

Geçen ay 83 yaşında vefat eden babaannesinin, çiçekleri çok sevdiğini ve öldükten sonra mezarına çiçek dikilmesini vasiyet ettiğini belirten torun Veli Kara, “Babaannem çiçekleri çok sever ve bahçelere hep çiçek dikerdi. Vasiyetinde mezarından çiçek eksik olmamasını istemişti. Ben de çiçeklerin kurumaması için damla sulama yöntemini mezarına uyguladım. İnşallah babaannemin vasiyeti yerine gelmiştir. Önemli olan çiçek ekipte mezarından çıkıp gitmek değildir. Burada bu mezarların bakımını yapmak ve onların ardından Kur’an okumak bizim vazifemizdir.” dedi.

Kara, damla sulama sistemi ile sabah doldurulan mezarın başındaki su deposunun vanasından yapılan ayar ile akşama kadar mezarı suladığını ifade etti.