Simav Askerlik Şubesi Başkanlığından Bildirilmiştir

Mayıs 19, 2009

asker3

SİMAV ASKERLİK ŞUBESİ BAŞKANLIĞINDAN BİLDİRİLMİŞTİR

1.Askerliklerine 05 Ocak 2009 Tarihinden önce karar aldıran Er statüsündeki yükümlüler 1989/2 Tertip olarak 25 Mayıs 2009-08 Temmuz 2009 Tarihinde iki grup halinde Silah altına alınacaklardır.

2.Sevke tabi tutulanların Sınıf ve Eğitim merkezlerini gösteren listelerde Askerlik Şubesi İlan Levhasına asılmış olup, isteyenler öğrenebileceklerdir. Sevk evrakları 15 Mayıs 2009 Tarihinden itibaren verilmeye başlanacak olup, toplu sevkler ise 25-28 Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılacaktır.

3.Sevk evraklarını almak üzere başvuracak yükümlülerin, nüfus cüzdanlarını yanlarında bulundurmaları gerekmektedir.

4.Askere alınacakların sevk evraklarını en geç 28 Mayıs 2009 tarihine kadar almaları gerekmektedir. Sevk evraklarını almayanlar ile aldığı halde birliklerine katılmayanlar bakaya suçunu işlemiş olacaklarından askeri mahkemeye verilerek cezalandırabilecekleri için yükümlülerin zamanında sevk evraklarını almaları ve birliklerine katılmaları menfaatleri icabıdır.

YÜKÜMLÜLERE VE YAKINLARINA ÖNEMLE DUYURULUR.

Kaynak: http://www.simav.gov.tr


Şelale Tesislerinde Hıdrellez Şenliği

Mayıs 19, 2009

demhidrellez_alt1Demirciköy Belediye önderliğinde gerçekleştirilen hıdrellez şenliği ile bölgenin ilgi merkezi oldu. Demirciköy Belediye Başkanı Mustafa Çetin, belediyeye bağlı Şelale Tesislerinde (Asmalı Konak) belde halkıyla yöre halkının bir arada hıdrellez etkinliklerinde buluşmasından büyük mutluluk duyduğunu bildirdi.

Simav’ın en köklü belediyelerinden olan Demirciköy Belediyesi’nin yeni dönemde halkıyla bütünleşen, halkının isteklerini yerine getiren, halkı dinleyerek karar veren bir yapıya döndüğünü hatırlatan başkan Çetin, “Asmalı Konak tesislerimizde başlattığımız modernizasyon ve yeni yapılanmayı kısa sürede tamamlayarak hem belde halkımızın hem de Simav ve yöremizdeki beldelerle köylerin hizmetine açacağız. Demirciköy’ün simgesi haline gelen Asmalı Konak’tan herkesin faydalanmasını sağlayacağız” diye konuştu.


Türkiye Türkan Hocasını Gözyaşlarıyla Uğurladı

Mayıs 19, 2009

turkan-hoca

NUR İÇİN DE YAT TÜRKAN HOCA ..

Türkan HOCA’YI kaybettik . artık 52 bin öğrenci ve Kardelen’in Türkan anası yok artık .Allah rahmet etsin, Nur içinde yatsın. Ve Türk milletinin başı sağ olsun !

Aydın kafaların Hamisi Türkan Hoca Hakkın rahmetine kavuştu. O yok artık . Meydan karanlık KAFALARLA , SEKS Manyaklarına kaldı !…….

Yakın da 14 yaş da evlenme yaşı olursa Bilindiği gibi Yargıtay ‘ın koca koca hakimlerini bu konuyu dillendirmişti !.İşte siz o zaman görün Çember sakallıların keyiflerini Karıların sayısı 4 çıkararak keyiflerini keyif katacaklar bir süre !…….

Sonra mı ne olacak ? BOYNUZLANIP ve de boynuzlu olarak toprağa girecekler …

Mezar da bile rahat edemeyecekler !..Bir fani olarak Türkan Hoca Dünya’da ve özellikle Türk insanına karşı görevini layıkıyla yapmış bir insan olarak büyük kitlelerin sevgisini kazınmıştı ..Ancak ,TÜRKAN SAYLAN bu örnek bir kişiliği hayırseverliği bazı ” KARANLIK KAFALILARIN ” yoluna taş koyduğu için bunların hışmına uğrayarak ve Çok hırpalanmıştı !… Yani Hak etmediği bir karalama bombardımanı ile Kanserli manserli demeden Türkan Hoca yargısız infaza tabi tutularak LİNÇ edilmek istenmişti !.Bakınız Bahse girerim, TÜRKAN hoca’yı hedef olan Yandaş ve özellikle Fetokulli takımı, bırakın Bir ÖĞRENCİ okutmayı,

Devlete VERGİ dahi ödemeyen bir nevi hainler olduğu geçenler gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandı !…..Kanserli hasta için hiç iyi olmayan böylesi haksız ve acımasız tepkiler ,Türk Hoca’nın ERKEN ölümüne neden oldu. Diyebiliriz !..Acı ama doğru bir tespittir. !.Bakın rahmetli de Babam da AKCİĞER kanseri idi . Doktorların en az bir sene ömrü var derken, bazı sıkıntılar yüzünden 2 ayda kaybetmiştik !

……………………………………………………….!

Şimdi Şu soruya cevap aramalıdır, NECİP halkımız !

Türkan Saylan HOCA, başta ,Uzmanı olduğu CÜZZAM gibi pis bir hastalıkla mücadele vermiş ve başarıya ulaşmış bir kişi olarak ,Dünya’da çok kişinin ilgilenmediği bir hastalıkla Özveri ile çalışması bile bir İNSAN için EN YÜCE ödüldür…Tevrat ta bile Cüzamlılar için PİS ve Günahkar mahluklar diye bahis edilerek ,Onları şehirden uzak kümeslerde ölüme terk ederlermiş !…..

Türkan SAYLAN HOCA bu konuda imkansızı başarmış bir kişilik olarak bile cennetliktir. ÇAYD olarak 51 öğrenciye , Kardelen ‘e BURS veren bir kuruluşun başında da görevini yapan bir kişi olarak bence Allah’ın en sevgili kulu dur.!…

Şimdi Türkan HOCA’YA saldıran O Kefereler bir bakalım , Devlete VERGİ dahi vermeyen bu yobazların örümcek kafalı deyyuslar ,TÜRKAN SAYLAN’ saldırmalarında ki amaçları, Kendi karanlık Düşüncelerine ,Karşı Aydınlık kafalar yetiştiren, hele Kızlarımızın okullarda okumasını sağlayarak ,SEKS kölesi olmalarını önleyen Türkan HOCA’YA saldırmayacaklarda kime saldıracaklar.!…..

Bakın Şeyhi de Müride de , Tarikatçı yobazlar de ,Son zamanlarda 3 – 4 Kadınla evlenmekten bahis etmeleri her halde tesadüf değildir… Ayrıca Bir ülke de Başbakan 3 Çocuk yapın diye bastırırsa, kadınlar için , Bir nevi SIPAYI BELİNDEN SOPA’YI elinden düşürmeyeceksin sözünü anımsatır gibi bir düzenin kurulmasını amaçlamaz mı ? Yani Kadınların birer AŞK fahişesi görme, düşüncelerine karşı,

TÜRKAN SAYLAN gibilerin , bu Dinci-Dinsiz Yapılanmalı ÖRÜMCEK kafalılarca AFAROZ edilmesinde bir gariplik sayılmamalıdır. NETİCE olarak , TÜRKAN SAYLAN gibi bir iyilik sever MELEĞİ kayıp ettik ..Cenazesi de bir MELEĞE yakışır şekilde kaldırılmalıdır… Ve Kardelenlerin Başı sağ olsun ,diyorum. Çünkü En çok onlar üzülecekler TÜRKAN ANNELERİ için !…Allah RAHMET eylesin, Nur İÇİNDE yatsın !…….

Dünya da ki görevini , YETİM hakkını yemeden hem de karşılıksız yaptı ..Dini bütün halkın inanarak verdikleri SADAKALARINI kendi şahsi işlerinde kullananlardan ve Yetim , Fakir fukara Guruba hakkı diyip ,Gemicikler .yatlar katlar sahibi olmadan bu Dünya’dan 52 bin meleğini TÜRK milletine emanet eden TÜRKAN HOCA her zaman Kadirşinas ,Türk Milletin kalbinde sevgi ile yaşayacaktır !.Diğerleri gibi LANET ve NEFRET değil !…….

not:

TÜRKAN SAYLAN HANIMEFENDİ’YE DUYULAN SEVGİYE SAYGI DUYUYORUM. BU SEVGİ MESELESİ TAMAMEN FARKLI BİR MESELEDİR. AYNI DÜŞÜNCEYİ BESLEMİYOR OLMAK, SAYGI OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ.

FAKAT HABERİN BİRKAÇ YERİNDE KİŞİLİK HAKLARINI İHLAL EDEN DURUMLAR TESBİT EDİLMİŞTİR. HER NE SEBEPLE OLSUN,  TÜRK HALKINA HİZMET EDEN KİŞİLERE, KANAAT ÖNDERLERİNE YAPILAN HAKARETLER SİTEMİZDE YER BULAMAZ. BU SEBEPLE HABER DÜZENLENİP HAKARET İÇEREN KISIMLAR SİLİNMİŞTİR.

EDİTÖR ARKADAŞLARDAN RİCAM, BU KONUYA DAHA ÇOK DİKKAT ETMELERİDİR.


İlçemizde Sularımız Temiz Çıktı

Mayıs 19, 2009

Kütahya’nın Domaniç ilçesinde şebeke suyunun sağlıklı olduğu bildirildi.

İçme sularının kirli olduğu yönündeki söylentiler üzerine Sağlık Grup Başkanlığı ve Domaniç Belediyesi tarafından yapılan tahlillerde şebeke suyunun temiz olduğu ortaya çıktı.

Belediye Başkanı Yakup Yardımcı, ilçenin içme suyu şebekesi dışındaki sularda kirlilik tespit edildiğini, dağlardaki çeşmelerden su içilmemesi için belediye hoparlörlerinden anons yapıldığını belirtti. Bu anons yüzünden halkın şebeke sularının da sağlıksız olduğunu zannettiğini ifade eden Başkan Yardımcı, “Domaniç Sağlık Grup Başkanlığı’nın şebeke suyu dışındaki sularda kirlilik tespit etmesi üzerine bir anons yapmıştık. Bu da belediyemiz hoparlörleriyle ilçe halkına duyurulmuştu. Sadece şebeke suyu haricindeki sular kirli. Şebeke suyumuz temiz” dedi.

Şebeke sularının klorlama ve ilaçlama cihazlarıyla sürekli dezanfekte edildiğini kaydeden Yardımcı, “Suyumuz Domaniç Devlet Hastanesi tarafından her hafta baktriollojik tahlile ve her yıl Türkiye Atom Enerjisi tarafından da detaylı tahlillere tabi tutulmaktadır. Bu tahlillerde insan sağlığına zararlı bulgulara rastlanmadı. Halkımızın bu tür asılsız söylentilere kulak asmamalarını istiyorum” diye konuştu.


Seyitömer Höyüğü Kazılarla Kurtarılıyor

Mayıs 19, 2009

Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, bu yıl Seyitömer Höyüğü’ndeki 6 aylık süreci kapsayan kazılarda en az 5 metre derinliğe inip Erken Tunç Çağı katmanını azaltarak bulguları bilim dünyasına sunmak istediklerini bildirdi.

Prof. Dr. Bilgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı Seyitömer Linyitleri İşletmesi (SLİ) Müessesesi arazisindeki höyükte, DPÜ Arkeoloji Bölümü olarak 2006’dan bu yana her yıl 6’şar aylık dönemlerde kazı çalışmalarını yürüttüklerini söyledi.

Bu yıl 11 Mayısta başladıkları 4’üncü sezon kazılarını 11 Kasıma kadar sürdürmeyi hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Bilgen, katmanları kazıp höyüğü tamamen kaldırmak için toplamda bir yıl daha süreleri bulunduğunu anlattı.

Prof. Dr. Bilgen, bu yıl SLİ Müessesesinin kendilerine sağladığı imkanlarla işçi sayısının 80’den 100’e çıktığını, bunun yanında 12 öğretim üyesi ve yaklaşık 20 öğrenciyle kazılara devam ettiklerini belirtti.

Büyük bir ekip haline geldiklerini ifade eden Prof. Dr. Bilgen, şöyle konuştu:

”Kazı çalışmalarında geniş bir alana yayıldık. Üstten tabakaları kaldırdıkça kazı alanımız genişledi. Geçen yıl MÖ 1800’lü yıllara tarihlediğimiz bir deprem katını bulmuştuk. Şimdi artık o katın da yapılarını çizip buluntularını ayıklayarak, alt katlarına inmeye çalışıyoruz. Kazılarımız MÖ 3000’e tarihlediğimiz Erken Tunç Çağı katmanında sürüyor. İki katman arasında en fazla bir metreye yakın dolgu görünüyor. Burada da yanmış ahşap parçalara rastlıyoruz. Yangının tüm alanı kapladığını belirledik. Sanıyorum sezon bittiğinde çok fazla esere sahip olacağız.”

-KALIPLA SERAMİK ÜRETİMİ-

Prof. Dr. Bilgen, Erken Tunç Çağı’nda Anadolu’da seramik üretiminin yanı sıra tunçtan yapılma eserler bulunduğunu bildiklerine dikkati çekerek, metallerin çok iyi kullanıldığı bu döneme ait madencilik ve metalle ilgili höyükte birçok esere ulaşabileceklerini vurguladı.
Bu bölgenin bir seramik üretim merkezi olduğunu düşündüklerini dile getiren Prof. Dr. Bilgen, şu bilgiyi verdi:

”Kütahya kent merkezindeki diğer yerlere göre höyüğün bulunduğu alanın çok rüzgarlı olduğunu tespit ettik. İklim şartları, fırın ve dokuma tezgahı ağırlıklarının fazlalığını göz önüne aldığımızda burasının seramik üretim merkezi olduğunu tahmin ediyoruz. Burada oturanlar belki uluslararası ticareti yöneten kişiler, ama bunun yanı sıra üretim yapan kişiler olduğunu da bize düşündürüyor. Burada üretim yapıldığı ve Mezopotamya’dan Ege Adalarına kadar çeşitli ticari ilişkileri olduğu yönünde bulgulara sahibiz. Ticareti buradan yönetip üretimi diğer bölgelere aktardıklarını düşünüyoruz.”

Prof. Dr. Bilgen, Erken Tunç Çağı katmanında kalıpla üretim tekniğine az rastlandığını bildirerek, Seyitömer’deki höyükte bunun çok yaygın olduğunu belirlediklerini söyledi.

Höyükte seramik üretimiyle ilgili bulguların yer aldığı katmanın kalın olduğuna işaret eden Prof. Dr. Bilgen, geçen yıl yaptıkları sondaja göre kültür katmanının 6 metre derinlikte de devam ettiğini belirtti.

Prof. Dr. Bilgen, MÖ 3000’li yıllara ait katmanı kazdıkça şu an için bilemedikleri pek çok ayrıntının ortaya çıkabileceğini dile getirerek, ”Erken Tunç Çağı’na ait bu kadar kalınlık bize projeyi zamanında yetiştirmemiz konusunda bazı tereddütler getiriyor. Bu yıl 6 aylık süreci kapsayan kazılarda en az 5 metre derinliğe inip Erken Tunç Çağı katmanını azaltarak bulguları bilim dünyasına sunmak istiyoruz” dedi.

Rektörlük binasının alt katında, höyükten elde edilen tüm eserlerin sergileneceği bölümün hazırlıklarına başlandığını ve bunun 2010 yılı ortalarında hizmete gireceğini kaydeden Prof. Dr. Bilgen, literatür çalışmaları devam etmesine rağmen kentin adıyla ilgili bulguya ulaşamadıklarını sözlerine ekledi.

-HÖYÜĞÜN ALTINDAKİ KÖMÜR REZERVİ-

Seyitömer Höyüğü’ndeki kazı çalışmaları, altındaki 12 milyon ton kömürün ekonomiye kazandırılması amacıyla 1989 yılında Eskişehir Müze Müdürlüğünce başlatıldı.

Afyonkarahisar Müze Müdürlüğünün 1990-1995 yılları arasında yürüttüğü çalışmalar, 2006 yılından itibaren DPÜ Arkeoloji Bölümünce ele alındı.

TKİ Genel Müdürlüğü ve DPÜ Rektörlüğü arasında imzalanan protokol gereğince her yıl 6’şar aylık dönemler halinde yürütülen kazı çalışmalarının 2010’da tamamlanması ve höyüğün kaldırılmasının ardından yaklaşık 500 milyon lira değere sahip linyit kömürünün çıkarılmaya başlanması hedefleniyor.


Simavlı Genç Gölette Boğuldu

Mayıs 19, 2009

Kütahya’nın Simav ilçesinde, balık tutmak isterken sara nöbeti geçirerek gölete düşen genç, boğuldu.

Alınan bilgiye göre, sara hastası Kamil Gökkaya (21), tek başına ilçeye bağlı Akdağ beldesinin Kınık Mahallesi’ndeki gölete gitti. Bir kayanın üzerine çıkarak balık avlamaya çalışan Gökkaya, sara nöbeti geçirerek tarımsal sulama amacıyla kullanılan gölete düştü.

Olaydan birkaç saat sonra derinliği 30 metreye ulaşan Kınık Göleti’nde, suyun üzerinde Gökkaya’nın cesedini gören vatandaşlar, durumu jandarmaya bildirdi.

Oğullarının öldüğünün bildirilmesi üzerine olay yerine gelen Fethiye ve Hayati Gökkaya ile diğer çocukları Harun Gökkaya, sinir krizi geçirdi.

Vatandaşların yardımıyla göletten çıkarılan gencin cenazesi, Kınık Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.


Atlı Cirit Müsabakası

Mayıs 19, 2009

Kütahya’da, belediye tarafından inşa ettirilen sahanın hizmete girmesiyle yaklaşık 50 yıl aradan sonra ilk kez atlı cirit müsabakası yapıldı.

Kütahya Rahvan Atlı Spor Kulübü’nce, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen müsabaka, Kütahya-Tavşanlı kara yolundaki Rahvan Atlı Spor Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Belediye Başkan Yardımcısı Nejat Özturan, etkinlik öncesi yaptığı konuşmada, Osmanlılar döneminde ülkenin iki önemli atlı spor merkezinden biri olan Kütahya’da atlı sporları yeniden canlandırmak için kompleks inşa ettiklerini söyledi.

650 metre pist uzunluğuna sahip kompleksi projelendirerek, tamamladıklarını anımsatan Özturan, burada otistik çocukların tedavisi için merkez bulunacağını kaydetti.

Rahvan Atlı Spor Kulübü Başkanı Birol Babanoğlu da kentte 50 yıl aradan sonra ilk kez atlı cirit müsabakası düzenlendiğini belirterek, kompleksin yapımını sağlayan Kütahya Belediyesi yöneticilerine teşekkür etti.

Kulüp bünyesinde atlı cirit takımı kurulması için çalışmalara başladıklarını anlatan Babanoğlu, destek verilmesi halinde Kütahya’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü olan 30 Ağustos ile milli bayramlarda atlı cirit müsabakası organizasyonları düzenleyeceklerini bildirdi.

Daha sonra atlı cirit hakemi Hüseyin Yılmaz yönetiminde Uşak Paşacıoğlu Atlı Spor Kulübü ile Erzincan Atlı Spor Kulübü’nden toplam 26 sporcu, 45’er dakikalık iki devrede düzenlenen müsabakaya katıldı. Müsabaka, Uşak ekibinin galibiyetiyle sonuçlandı.

Kütahya Rahvan Atlı Spor Kulübü’nün rahvan at gösterisi sunduğu etkinliği Kütahya Vali Yardımcısı Mustafa Kılıç, Gençlik ve Spor İl Müdürü Sadık Ölçen, İl Kültür ve Turizm Müdürü Zülkarni Yeldemez, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle vatandaşlar izledi.


Kütahya'da 19 Mayıs Törenleri

Mayıs 19, 2009

Pazarlar’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki tören, Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulması ile başladı. Tören, festival alanında öğrencilerin gösterileri ile devam etti. Kutlamalara Pazarlar Kaymakamı Murat Beşikci, Pazarlar Belediye Başkanı Ahmet Torun, Garnizon Komutanı Ahmet Korukçu, daire müdürleri ile vatandaşlar katıldı.

Kaymakam Murat Beşikçi, Belediye Başkanı Ahmet Torun ve Garnizon Komutanı Ahmet Korukçu halkı selamladı. İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Sirikçi’in konuşmasının ardından öğrenciler şiirler okuyup gösteriler sundu.

19 Mayıs Hisarcık ilçesindeki de törenlerle kutlandı. Atatürk Anıtı’na çelenk konulmasının ardından Hisarcık Kaymakam Vekili Vali Yardımcısı Ömer Eru, makamında tebrikleri kabul etti. Törenler daha sonra şehir stadında devam etti. Protokol, halkı ve öğrencileri selamlayarak bayramlarını kutladı.


Elektrik Gene Can Aldı

Mayıs 19, 2009

Kütahya’nın Pazarlar ilçesinde elektrik akımına kapılan bir genç hayatını kaybetti.

Yeni yapılan trafo merkezinin yakınında bakım yapan müteahhit firma çalışanı, elektrik olmaması gereken hatta elektrik olunca akıma kapılarak öldü. Bakım ve onarım için direğe çıkan Ali Er (22), elektrik akımına kapıldı.

Simav Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Er, bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Konuyla ilgili soruşturma devam ediyor.


Vadi Bu Hafta Kan Revan İçinde !!!!

Mayıs 19, 2009
Kurtlar Vadisi’nde bu hafta oluk oluk kan akacak. Dizinin çok önemli iki karakteri bu haftanın kurbanları olacak.
Kurtlar Vadisi’nde işler yeniden karışıyor. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan Polat, ortalığı birbirine katacak. Vadi’de bu hafta şiddet zirve yapacak ekranda resmen oluk oluk kan akacak!

Vadi’de işler karışıyor. Düştüğü tuzakta alevler içinde kalan Memati’nin yardımına Polat yetişecek.

Halo Dayı’nın ölüm haberi üzerine intikam haberiyle yanıp tutuşan Polat, emniyete gider. Burada dizinin yeni belalısı Cevat Ağa’yla karşılaşacaktır.

Dizinin intikam peşindeki bir diğer ismi ise oğlu Fuat’ın ölümüyle sarsılan Davut Tataroğlu! Kızı İnci’nin de baskısıyla katilin peşine düşen Davut Tataroğlu, Yalçın Bulut’a işkence yapar!

Avukatı Yalçın Yıldız’ın da katıldığı sorguda Bulut’a Memati’nin işlediği cinayet itiraf ettirilir. Bulut’un bu itirafı, ilk bombanın pimini çeker. Bulut, Yalçın’ın silahından çıkan tek kurşunla diziye veda eder.

Yıldırım’ın ölümüyle sarsılan Muro ise ekibiyle intikam için yemin eder!

Memati’nin gözünü ise resmen kan bürür. İskender’in baskısı nedeniyle sindirilen ekip, bu kez bol aksiyonlu sahnelerle karşımıza çıkar!

Mehmet Fikret Hazarbeyoğlu, ettiği yemini yerine getirir ve işlerine burnunu sokan abisi Ahmet Kudret Hazarbeyoğlu’nu öldürür!

Diziye son iki bölümdür katılan ve Halo Dayı olmak üzere bir hayli kan döken Cevat Ağa, emniyette Polat’la karşılaşır. Cevat Ağa’nın bir sözü Polat’ı çileden çıkarmaya yeter de artar bile!

[flv width=”600″ height=”480″]http://video1.yazete.com/kvp60frg.flv[/flv]